إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِّلْعَالَمِينَ
İn huve illâ zikrun lil âlemîn(âlemîne).
| in ... (illâ) | : ancak, sadece |
| huve | : o |
| (in) ... illâ | : ancak, sadece |
| zikrun | : bir zikir |
| li | : için |
| el âlemîne | : âlemler |
(27-28) O, aalemler için, (hele) sizden doğruluk isteyenler için bir öğüdden başkası değildir.
(27-28) O, başka değil âlemler için bir öğüttür. Sizden müstakimâne yaşamak dileyen kimse için (bir mev'izadır).
O hâlis bir zikirdir âlemin için
O, sadece bir öğüttür, alemler için.
O, âlemler için öğütten başka bir şey değildir,
(27-28) Kuran, ancak aranızda doğru yola girmeyi dileyene ve alemlere bir öğüttür.
(27-28) O, âlemler için, içinizden dürüst olmak isteyenler için, ancak bir öğüttür.
(27-28) O, herkes için, sizden doğru yolda gitmek isteyenler için bir öğüttür.
(27-28) O, âlemler için ve sizden doğru davranmayı arzu edenler için katıksız bir öğüttür.
(27-28) Bu, olsa olsa bütün âlemlere bir öğüttür, bir uyarıdır. İstikamet sahibi olmak isteyenler onu dinlerler.
O Kur’an, ancak bir öğüddür, bütün âlemler (insan ve cinler) için;
O; ancak alemler için bir öğüttür.
O, bütün âlemlere bir öğüttür ancak.
O, herkes için, bir öğüttür,
O (Kur'an), alemler için yalnızca bir zikirdir;
(27-28) Kuran, ancak aranizda dogru yola girmeyi dileyene ve alemlere bir oguttur.
O alemlere öğütten başka birşey değildir.
O (Kuran), alemler için yalnızca bir zikirdir;
Bu (mesaj), bütün insanlık için bir öğüt ve hatırlatmadan başka bir şey değildir,
O, ancak alemler için bir zikir/uyarıdır.
O (Kur'an), alemler için yalnızca bir zikirdir;
O bütün âlemler için bir öğüttür:
O, âlemlere öğüttür.
O, âlemlere bir öğütten başka şey değildir.
Bu, tüm halklara bir mesajdır.