وَتَأْكُلُونَ التُّرَاثَ أَكْلًا لَّمًّا
Ve te’kulûnet turâse eklen lemmâ(lemmen).
| ve te'kulûne | : ve siz yiyorsunuz |
| et turâse | : varis olduğunuz miras |
| eklen | : yeyişle |
| lemmen | : şiddetle, hırsla |
Mirası halâl, haaram demeyib alabildiğinize yersiniz.
Ve miras bırakılan malı şiddetlicesine yersiniz.
Halbuki mîrası öyle bir yiyiş yiyorsunuz ki
Oysa mirası dermecesine (helal haram demeden) öyle bir yiyiş yiyorsunuz ki!
Oysa mirası öyle bir yiyorsunuz ki, haram helal gözetmeden.
Size kalan mirası hak gözetmeden yiyorsunuz.
Haram helâl demeden mirası alabildiğine yiyorsunuz.
(17-20) Hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz, yoksulu yedirmeye birbirinizi teşvik etmiyorsunuz. Haram helâl demeden mirası yiyorsunuz. Malı aşırı biçimde seviyorsunuz.
Mîrası ise (hakk hukuk sınırı gözetmeksizin) habire yiyorsunuz, yağma edercesine..
Mirasları helâl haram demeden ne gelse yersiniz.
Mirası, helâl - haram ayırmaksızın habire yersiniz.
Mirası hak gözetmeden yersiniz.
Ve mîrâsı, habbesine dek yiyorsunuz.
Haram helâl demeden mirası yiyorsunuz.
Mirası, sınır tanımaz (helal, haram aldırmaz) bir tarzda yiyorsunuz.
Size kalan mirasi hak gozetmeden yiyorsunuz.
Size kalan mirası hak gözetmeden yiyorsunuz.
Mirası, sınır tanımaz (helal, haram aldırmaz) bir tarzda yiyorsunuz.
(başkalarının) mirasını açgözlülükle yiyip bitiriyorsunuz,
Mirası da hak gözetmeden yiyorsunuz.
Mirası, sınır tanımaz (helal, haram aldırmaz) bir tarzda yiyorsunuz.
Mirası haram helâl demeden yiyorsunuz.
Mirâsı hırsla yutuyorsunuz.
Mirası derleyip toplayıp yiyorsunuz.
Mirası da hak gözetmeden yiyorsunuz.