وَاسْتَمِعْ يَوْمَ يُنَادِ الْمُنَادِ مِن مَّكَانٍ قَرِيبٍ
Vestemi’ yevme yunâdil munâdi min mekânin karîb(karîbin).
| vestemi' (ve istemi') | : ve kulak ver |
| yevme | : gün |
| yunâdi | : nida etti, seslendi |
| el munâdi | : münadi, seslenen, çağıran |
| min mekânin | : bir yerden |
| karîbin | : yakın |
Nida edenin yakın bir yerden ünleyeceği güne kulak ver.
Ve dinle, o gün ki, bir münâdi, yakın bir mekandan nidâ eder.
Ve dinle o münadînin bağıracağı günü yakın bir yerden
Ve o seslenenin yakın bir yerden bağıracağı günü dinle!
Bir münadinin yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver.
Bir çağırıcının yakın bir yerden çağıracağı güne kulak ver.
(Ey Muhammed!) Çağırıcının yakın bir yerden sesleneceği gün, (o sese) kulak ver.
Seslenenin yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver.
Çağrıcının yakın bir yerden çağıracağı güne kulak ver.
Münâdînin yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver.
(Ey Rasûlüm), münadinin yakın bir yerden çağıracağı günkü sözü dinle. (O kıyamet ahvalinden sana ne büyük haberler vereceğiz.)
Bir münadinin yakın bir yerden çağıracağı güne, kulak ver.
Ve dinle o nidâ edenin, yakın bir yerden bağıracağı gün, sesini.
Seslenenin yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver.
Çağırıcının, yakın bir yerden çağrıda bulunacağı güne kulak ver;
Bir cagricinin yakin bir yerden cagiracagi gune kulak ver.
Bir çağırıcının yakın bir yerde çağıracağı güne kulak ver.
Çağırıcının, yakın bir yerden çağrıda bulunacağı güne kulak ver;
Ve (ölüm) çağrısında bulunan Allah'ın (sizi) yakından çağıracağı o Güne (daima) kulak verin;
Kulak ver, o gün yakın bir yerden seslenecek olanın çağrısına..
Çağırıcının, yakın bir yerden çağrıda bulunacağı güne kulak ver;
Nida edicinin yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver.
Dinle, o gün o ünleyici, yakın bir yerden çağırır.
Haykıranın çok yakın bir yerden sesleneceği günü dinle!
Çağırıcının yakın bir yerden çağıracağı güne kulak ver.