الَّذِي كَذَّبَ وَتَوَلَّى
Ellezî kezzebe ve tevellâ.
| ellezî | : o ki |
| kezzebe | : yalanladı |
| ve tevellâ | : ve yüz çevirdi |
(öyle bedbaht ki) o, hakkı yalanlamış, (îmandan) yüz çevirmişdir.
Öyle şakî ki, tekzîb etmiş ve yüz çevirmiştir.
O, ki tekzib etmiş ve tersine gitmiştir
O ki, yalanlamış ve tersine gitmiştir.
Öyle azgın ki, yalanlamış ve sırtını dönmüştür.
(15-16) Oraya, yalanlayıp yüz çevirmiş olan o en azgından başkası yaslanmaz.
(15-16) O ateşe, ancak yalanlayıp yüz çeviren en bedbaht kimse girer.
(15-16) O ateşe, ancak yalanlayıp yüz çeviren kötüler girer.
O bedbaht ki (Hakk'ı) yalanlayıp arkasını dönmüştür.
(15-16) O ateş ki dini yalan sayan ve ona sırtını dönenden başkası oraya girmez.
(Peygamberleri) inkâr eden ve (imandan) yüz çeviren...
Yalanlayıp yüz çevirmiş olan,
Öyle ki yalanlamıştır o ve yüzünü döndürmüştür.
Öyle kötü ki, yalanlayıp yüz çevirmiştir.
Ki o, yalanlamış ve yüz çevirmişti.
(15-16) Oraya, yalanlayip yuz cevirmis olan o en azgindan baskasi yaslanmaz.
O ki yalanladı ve döndü.
Ki o, yalanlamış ve yüz çevirmişti.
hakikati yalanlayan ve (ondan) yüz çeviren (azgınlar).
Yalanlayan, yüz çeviren..
Ki o, yalanlamış ve yüz çevirmişti.
O, dini yalanlayan ve yüz çevirendir.
O ki, yalanlandı ve sırtını döndü.
Yalanlamış, sırtını dönmüştü o.
O ki yalanladı ve sırtını döndü.