وَصَدَّقَ بِالْحُسْنَى
Ve saddeka bil husnâ.
| ve saddeka | : ve tasdik etti, doğruladı |
| bi el husnâ | : Hüsna'yı (Allah'ın Zat'ını görmeyi) |
o en güzeli de tasdıyk ederse,
(6-7) Ve en güzel olanı tasdik etti ise. İmdi ona en kolay olan için kolaylık veririz.
Ve husnâyı tasdîk eylerse
ve en güzeli doğrularsa
Ve en güzel olanı doğrularsa,
(5-7) Elinde bulunandan verenin, Allah'a karşı gelmekten sakınanın, en güzel söz olan Allah'ın birliğini doğrulayanın işlerini kolaylaştırırız.
(5-7) Onun için kim (elinde bulunandan) verir, Allah’a karşı gelmekten sakınır ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) tasdik ederse, biz onu en kolay olana kolayca iletiriz.
(5-7) Artık kim verir ve sakınırsa, en güzeli de tasdik ederse, biz de onu en kolaya hazırlarız (onda başarılı kılarız).
(5-6-7) Artık kim (Allah için) verir ve (kötülüklerden) sakınır, en güzel olanı doğrularsa, biz onu, kolayını kolaylaştırıp başarılı kılarız.
O en güzel kelimeyi (kelime-i tevhidi) tasdik eden kimseyi.
O en güzel kelimeyi, (Lâ ilahe İllAllah sözünü) tasdik ederse,
En güzeli de tasdik ederse,
Ve en güzel sözü gerçeklediyse.
Ve en güzeli de tasdik ederse,
Ve en güzel olanı doğrularsa,
(5-7) Elinde bulunandan verenin, Allah'a karsi gelmekten sakinanin, en guzel soz olan Allah'in birligini dogrulayanin islerini kolaylastiririz.
ve en güzel sözü doğrularsa,
Ve en güzel olanı doğrularsa,
ve nihai güzelliğin/iyiliğin gerçekliğine inanırsa,
En güzeli tasdik ederse.
Ve en güzel olanı doğrularsa,
Ve en güzel olanı1 doğrularsa,
Ve en güzel (söz)ü doğrularsa,
Ve güzeli doğrularsa,
Ve iyiyi, güzeli doğrularsa,