إِلَّا ابْتِغَاء وَجْهِ رَبِّهِ الْأَعْلَى
İllebtigâe vechi rabbihil a’lâ.
| illâ | : ancak, sadece |
| ibtigâe | : ibtiga etti, istedi, diledi |
| vechi | : vech, yüz, zat |
| rabbi-hi | : onun Rabbi |
| el a'lâ | : yüce |
O, (bunu) sırf O çok yüce Rabbinin rızaasını aramak (için yapmışdır).
Ancak pek yüce olan Rabbinin rızasını aramak için (infakta bulunur).
Ancak rabbi a'lâsının rızasını aramak için verir
Ancak yüceler yücesi Rabbinin rızasını aramak için verir.
O ancak yüce Rabbinin rızasını aramak için verir.
(19-20) O yaptığı iyiliği birinden karşılık görmek için değil, ancak yüce Rabbinin hoşnudluğunu (rızasını) gözeterek yapmıştır.
(19-20) O, hiç kimseye karşılık bekleyerek iyilik yapmaz. (Yaptığı iyiliği) ancak yüce Rabbinin rızasını istediği için (yapar).
(19-21) Yüce Rabbinin rızasını istemekten başka onun nezdinde hiçbir kimseye ait şükranla karşılanacak bir nimet yoktur. Ve o (buna kavuşarak) hoşnut olacaktır.
Ancak karşılığını sırf o çok yüce Rabbın'dan bekleyerek yaptığı (iyilik) mükâfatlandırılır.
Sadece ve sadece yüce Rabbini razı etmek ister.
O, ancak yüce Rabbinin rızasını kazanmak için verir.
Ancak yüce Rabbının hoşnudluğunu gözetmek içindir.
Yaptığını, ancak yücelerden yüce Rabbinin rızâsı için yapar.
O ancak Yüce Rabbinin rızasını aramak için verir.
Ancak yüce Rabbinin rızasını aramak için (verir).
(19-20) O yaptigi iyiligi birinden karsilik gormek icin degil, ancak yuce Rabbinin hosnudlugunu gozeterek yapmistir.
Ancak yüce Rabbinin hoşnutluğunu gözeterek yapar.
Ancak yüce rabbinin rızasını aramak için (verir).
ama yalnızca yüce Rabbinin rızasını kazanmak için:
Sadece yüce Rabbi’nin hoşnutluğunu kazanmak için..
Ancak yüce Rabbinin rızasını aramak için (verir) .
O ancak yüce Rabbinin rızası için verir.
Yalnız yüce Rabbinin rızâsı için verir.
Yüceler yücesi Rabbinin yüzünü özleyip istemek için veren hariç.
Sadece En Yüce olan Rabbinin rızasını gözetir.