لَا يَصْلَاهَا إِلَّا الْأَشْقَى
Lâ yaslâhâ illel eşkâ.
| lâ yaslâ-hâ | : ona yaslanmaz, atılmaz |
| illâ | : den başka |
| el eşkâ | : çok şâkî olan |
Ki ona en bedbaht olandan başkası girmez.
Ona en şakî olandan başkası girmez.
Ona ancak en şakî olan yaslanır
Ona ancak en bedbaht olan yaslanır.
Ona ancak en azgın olan girer.
(15-16) Oraya, yalanlayıp yüz çevirmiş olan o en azgından başkası yaslanmaz.
(15-16) O ateşe, ancak yalanlayıp yüz çeviren en bedbaht kimse girer.
(15-16) O ateşe, ancak yalanlayıp yüz çeviren kötüler girer.
Ona, ancak en bedbaht olan varıp girer.
(15-16) O ateş ki dini yalan sayan ve ona sırtını dönenden başkası oraya girmez.
Girer oraya ancak kâfir olan,
Oraya ancak en azgın olan girer.
Oraya da ancak pek bahtsız kişi atılır, yanar.
O ateşe, ancak kötü olan girer.
Ona, ancak en bedbaht olandan başkası yollanmaz;
(15-16) Oraya, yalanlayip yuz cevirmis olan o en azgindan baskasi yaslanmaz.
Ona ancak bedbaht kimse girer.
Ona, ancak en bedbaht olandan başkası yollanmaz;
(öyle bir ateş ki) kimse girmez, en onulmaz azgınlar dışında,
Ona ancak isyankar olanlar girecektir.
Ona, ancak en bedbaht olandan başkası yollanmaz;
Oraya bedbaht olandan başkası girmez.
Ona ancak haydut olan girer.
Şiddete çok düşkün bedbahttan başkası girmez ona.
Oraya talihsiz olandan başkası girmez.