فَأَنذَرْتُكُمْ نَارًا تَلَظَّى
Fe enzertukum nâren telezzâ.
| fe | : öyleyse, işte |
| enzertu-kum | : ben sizi uyardım |
| nâren | : ateş |
| telezzâ | : alevleri çoğalan, yakıcılığı gittikçe artan |
İşte ben size alevlendikce alevlenen bir ateş (in tehlikesin) i haber verdim.
Artık sizi alev saçıp duran bir ateş ile korkuttum.
Ben size bir ateş haber verdim ki köpürdükçe köpürür
Ben sizi köpürdükçe köpüren bir ateşe karşı uyardım.
Ben sizi köpürdükçe köpüren bir ateşe karşı uyardım.
Sizi alevler saçan ateşle uyardım;
Sizi alevler saçan ateşe karşı uyardım.
(Ey insanlar!) Alev alev yanan bir ateşle sizi uyardım.
Sizi, köpürüp dalga dalga alevleri yükselen ateşle uyardım.
İşte Ben, sizi alev saçan bir ateşe karşı uyarıyorum.
İşte sizi, alevlendikçe alevlenen bir ateşle korkuttum.
Sizi alevler saçan ateşle uyardım.
Artık sizi korkuttum alev alev parlayan ateşle.
(Ey insanlar!) Alev alev yanan bir ateşle sizi uyardım.
Artık sizi, 'alevleri kabardıkça kabaran' bir ateşle uyardım.
Sizi alevler sacan atesle uyardim;
Ben sizi alev saçan bir ateşe karşı uyardım.
Artık sizi, 'alevleri kabardıkça kabaran' bir ateşle uyardım.
İşte, sizi alevler saçan ateşe karşı uyarıyorum;
Sizi, alev saçan ateşe karşı uyardım.
Artık sizi, 'alevleri kabardıkça kabaran' bir ateşle uyardım.
Ben sizi alev saçan bir ateş hakkında uyarmış bulunuyorum.
Ben sizi alev saçan bir ateşe karşı uyardım.
Ben sizi, köpürerek yanan bir ateşe karşı uyardım.
Ben sizi alevli bir ateşe karşı uyardım.