خُشَّعًا أَبْصَارُهُمْ يَخْرُجُونَ مِنَ الْأَجْدَاثِ كَأَنَّهُمْ جَرَادٌ مُّنتَشِرٌ Huşşe’an ebsâruhum yahrucûne minel ecdâsi keennehum cerâdun munteşir(munteşirun).Sureler Anasayfası
Sadakat.Net- Kırık Manalı ve Karşılaştırmalı Meal
kamer suresi 7. Ayet
huşşean : korkarak, dehşete düşerek ebsâru-hum : onların gözleri yahrucûne : çıkarlar min el ecdâsi : kabirlerinden keenne-hum : sanki onlar gibi cerâdun : çekirgeler munteşirun : dağılan, etrafa yayılan Hasan Basri Çantay
gözleri zelîl ve hakıyr (dönüş) olarak, (hepsi de) çıvgın (ve yaygın) çekirgeler gibi, kabirler (in) den çıkacaklar,
Ömer Nasuhi Bilmen
Gözlerî zeliller olarak kabirlerinden çıkacaklardır. Sanki onlar dağılmış çekirgelerdir.
Elmalılı Hamdi Yazır
Gözleri düşgün düşgün kabirlerden çıkarlar, sanki çıvgın çekirgeler gibi
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Gözleri düşkün düşkün sanki yayılan çekirgeler gibi kabirlerden çıkarlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Gözleri düşkün düşkün (zelil ve hakir) kabirlerinden çıkarlar, sanki yayılan çekirgeler gibidirler.
Diyanet İşleri (eski)
(7-8) Gözleri dalgın dalgın, çekirgeler gibi yayılmış, o çağırana koşarak kabirlerden çıkarlar. İnkarcılar: 'Bu, zorlu bir gündür' derler.
Diyanet İşleri
(6-7) O hâlde sen de onlardan yüz çevir. Onlar, o davetçinin (İsrafil’in benzeri görülmemiş) bilinmedik (korkunç) bir şeye çağırdığı gün, gözleri düşmüş bir hâlde dağılmış çekirgeler gibi kabirlerden çıkarlar.
Diyanet Vakfi
(7-8) Sanki etrafa yayılmış çekirge sürüsü gibi bakışları perişan (utançtan yere bakar) bir halde ve dâvetçiye koşarak kabirlerden çıkarlar. O esnada kâfirler: Bu, çok çetin bir gündür! derler.
Celal Yıldırım
Onlar da gözleri korkudan önlerine eğik bir halde kabirlerinden çıkarlar; tıpkı etrafa yayılan çekirge misâli.
Suat Yıldırım
Gözleri korkudan önlerine eğildikçe eğilmiş, dehşet içinde mezarlarından çıkar, yayılmış çekirgeler gibi her tarafı dalga dalga kaplarlar.
Ali Fikri Yavuz
(Korkudan) gözleri baygın olarak kabirlerden çıkacaklar; etrafa yayılan çekirgeler gibi...
İbni Kesir
Gözleri hor ve hakir olarak, yaygın çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.
Abdulbaki Gölpınarlı
Gözleri yerde, kabirlerden çıkarlar, sanki onlar, dağılmış çekirgelerdir.
Adem Uğur
Sanki etrafa yayılmış çekirge sürüsü gibi bakışları perişan (utançtan yere bakar) bir halde kabirlerden çıkarlar.
Ali Bulaç
Gözleri 'zillet ve dehşetten düşmüş olarak', sanki 'yayılan' çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.
Bekir Sadak
(7-8) Gozleri dalgin dalgin, cekirgeler gibi yayilmis, o cagirana kosarak kabirlerden cikarlar. Inkarcilar: «Bu, zorlu bir gundur» derler.
Fizilal-il Kuran
Mezarlarından donuk ve ürkek bakışlarla çıkarak çekirge sürüsü gibi etrafa yayılırlar.
Gültekin Onan
Gözleri 'zillet ve dehşetten düşmüş olarak', sanki 'yayılan' çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.
Muhammed Esed
onlar kederli gözlerle, (rüzgarın) dağıtıp savurduğu çekirgeler gibi mezarlarından kalkacaklar,
Şaban Piriş
(7-8) Gözleri yere yıkık çekirgeler gibi yayılmış o çağırana koşarak kabirlerinden çıkarlar. Kafirler: -Bu, zor bir gün! derler.
Tefhim-ul Kuran
Gözler 'zillet ve dehşetten düşmüş olarak', sanki 'etrafa serpilen' çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.
Ümit Şimşek
Ürkek bakışlarla, yayılmış çekirgeler gibi mezarlarından çıkarlar.
Süleyman Ateş
Gözleri düşkün düşkün (zillet ve dehşet içinde) kabirlerden çıkarlar; tıpkı yayılan çekirgeler gibidirler.
Yaşar Nuri Öztürk
Kaymış olarak gözleri, çıkarlar kabirlerden. Sanki çekirgelerdir, çıvgın mı çıvgın!
Edip Yüksel
Gözleri zillet içinde mezarlardan çıkarlar; tıpkı saçılmış çekirgeler gibi...