تَجْرِي بِأَعْيُنِنَا جَزَاء لِّمَن كَانَ كُفِرَ Tecrî bi a’yuninâ, cezâen li men kâne kufir(kufire).Sureler Anasayfası
Sadakat.Net- Kırık Manalı ve Karşılaştırmalı Meal
kamer suresi 14. Ayet
tecrî : akıp gitmekteydi bi a'yuni-nâ : gözlerimiz önünde cezâen : karşılık olarak, mükâfat olarak li men : o kimse kâne : oldu, idi kufire : inkâr edildi Hasan Basri Çantay
ki (o gemi; hakkında) nankörlük edilmiş bulunan (o zât) e bir mükâfat olmak üzere, bizim gözlerimiz önünde akıb gidiyordu.
Ömer Nasuhi Bilmen
(13-14) Ve O'nu (Nûh'u) levhaları ve kenetleri bulunan şey üzerine yükledik. (O gemi) Bizim nezaretimiz altında akıp gidiyordu. O tekzîp edilmiş olana (Nûh aleyhisselâm'a) bir mükâfaat olarak.
Elmalılı Hamdi Yazır
Nezaretimizle giderdi o nankörlük edilen zata bir mükâfat olarak
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
gözetimimiz altında yürüyüp yol alıyordu, inkar ve nankörlüğe uğramış kimseye mükafat olmak üzere.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Nankörlük edilen (kulumuz)a bir mükafat olmak üzere (gemi), gözlerimizin önünde akıp gidiyordu.
Diyanet İşleri (eski)
(13-14) Onu, tahtadan yapılmış, mıhla çakılmış bir gemiye bindirdik; inkar edilmiş olan Nuh'a mükafat olarak verdiğimiz gemi nezaretimiz altında yüzüyordu.
Diyanet İşleri
Gemi, inkâr edilen kimseye (Nuh’a) bir mükâfat olarak gözetimimiz altında yüzüyordu.
Diyanet Vakfi
İnkâr edilmiş olana (Nuh'a) bir mükâfat olmak üzere gemi, gözlerimizin önünde akıp gidiyordu.
Celal Yıldırım
Nankörlük ve inkâr edilen kimseye (Nuh'a) bir mükâfat olmak üzere gemi, gözetim ve denetimimiz altında yüzüp yol alıyordu.
Suat Yıldırım
O kadri bilinmemiş değerli insana, bir mükâfat olarak gemi, Bizim inayetimiz altında akıp gidiyordu.
Ali Fikri Yavuz
Öyle ki, muhafazamız altında akıb gidiyordu. Bunu, (peygamberlik nimeti) inkâr edilen Nuh’a, bir mükâfat olarak yaptık.
İbni Kesir
Küfredilmiş olana mükafat olmak üzere Bizim gözetimimizle yüzüyordu.
Abdulbaki Gölpınarlı
Gözümüzün önünde akıp giderdi; bir mükâfattı nankörlük görene.
Adem Uğur
İnkâr edilmiş olana (Nuh'a) bir mükâfat olmak üzere gemi, gözlerimizin önünde akıp gidiyordu.
Ali Bulaç
Gözlerimiz önünde akıp gitmekteydi. (Kendisi ve getirdikleri) İnkâr edilmiş/nankörlük edilmiş olan (Nuh)a bir mükafaat olmak üzere.
Bekir Sadak
(13-14) Onu, tahtadan yapilmis, mihla cakilmis bir gemiye bindirdik; inkar edilmis olan Nuh'a mukafat olarak verdigimiz gemi nezaretimiz altinda yuzuyordu.
Fizilal-il Kuran
Mesajı inkar edilen kulumuza ödül olarak bu gemi gözetimimiz altında yüzüyordu.
Gültekin Onan
Gözlerimiz önünde akıp gitmekteydi. (Kendisi ve getirdikleri) küfredilmiş olan (Nuh)'a bir mükafaat olmak üzere.
Muhammed Esed
ve (gemi), gözlerimizin önünde akıp gitti. (Bu,) nankörce reddedilmiş olan o (Nuh) için bir ödüldü.
Şaban Piriş
Gözlerimizin önünde akıp gitti. İnkar edilen (Nuh’a) bir ödül olarak.
Tefhim-ul Kuran
Gözlerimiz önünde akıp gitmekteydi. (Kendisine ve getirdiklerine karşı) Küfredilip nankörlük edilmiş olan (Nuh)'a bir mükafat olmak üzere.
Ümit Şimşek
İnkârla karşılaşmış kulumuza ödül olarak, gözetimimiz altında gemi akıp gidiyordu.
Süleyman Ateş
(Kendisine karşı) Nankörlük edilen (kulumuz)a (bizden) bir mükâfât olmak üzere (gemi), gözlerimizin önünde akıp gidiyordu.
Yaşar Nuri Öztürk
Akıp gidiyordu gözlerimizin önünde, bir ödül olarak nankörlüğe uğratılan kişi için.
Edip Yüksel
Reddedilmiş olan kişiye bir ödül olarak gözetimimiz altında akıp gidiyordu.