فَفَتَحْنَا أَبْوَابَ السَّمَاء بِمَاء مُّنْهَمِرٍ
Fe fetahnâ ebvâbes semâi bi mâin munhemir(munhemirin).
| fe | : böylece, bunun üzerine |
| fetahnâ | : biz açtık |
| ebvâbe | : kapılar |
| es semâi | : sema, gökyüzü |
| bi mâin | : suya |
| munhemirin | : gürül gürül akan |
Bunun üzerine biz de şarıl şarıl dökülen bir suya gök kapılarını açdık.
(11-12) Biz de gök kapılarını bir çok su ile açtık (pek müthiş bir yağmur yağdırdık). Ve yeri de pınarlar halinde fışkırttık. Artık su, takdir edilmiş bir emre binaen birbirine kavuşuverdi.
Bunun üzerine Göğün kapılarını açtık dökülen bir su ile şakır şakır
Bunun üzerine göğün kapılarını şakır şakır dökülen bir su ile açtık.
Biz de boşalan bir su ile göğün kapılarını açtık.
Biz de bunun üzerine gök kapılarını boşanan sularla açtık.
Biz de göğün kapılarını dökülürcesine yağan bir yağmurla açtık.
Biz de derhal nehir gibi devamlı akan bir su ile göğün kapılarını açtık.
Bunun üzerine göğün kapılarını sağnak halinde boşanan su ile açıverdik.
Biz de derhal, boşalan bir su ile göğün kapılarını açtık.
Bunun üzerine, biz de bardakdan boşanırcasına bir yağmur ile göğün kapılarını açtık.
Bunun üzerine Biz de gök kapılarını boşanan sularla açmıştık.
Derken açtık göklerin kapılarını da şarıl şarıl ardı gelmez yağmurlar yağdırdık.
Biz de derhal nehir gibi devamlı akan bir su ile göğün kapılarını açtık.
Biz de 'bardaktan boşanırcasına akan' bir su ile göğün kapılarını açtık.
Biz de bunun uzerine gok kapilarin bosanan sularla actik.
Göğün kapılarını açarak bardaktan su boşanır gibi bir yağmur yağdırdık.
Biz de 'bardaktan boşanırcasına akan' bir su ile göğün kapılarını açtık.
Biz de seller gibi akan bir su ile göğün kapılarını açtık
Bunun üzerine biz de göğün kapılarını şiddetle boşanan sulara açtık.
Biz de 'bardaktan boşanırcasına akan' bir su ile göğün kapılarını açtık.
Biz de gök kapılarını açıp suyu boşalttık.
Biz de boşalan bir su ile göğün kapılarını açtık.
Biz de açtık gök kapılarını seller gibi akan bir su ile.
Bunun üzerine göğün kapılarını boşanan sularla açtık.