وَنَزَعَ يَدَهُ فَإِذَا هِيَ بَيْضَاء لِلنَّاظِرِينَ Ve neze’a yedehu fe izâ hiye beydâu lin nâzırîn(nâzırîne).Sureler Anasayfası
Sadakat.Net- Kırık Manalı ve Karşılaştırmalı Meal
araf suresi 108. Ayet
ve neze'a : ve çekip çıkardı yede-hu : elini fe : o zaman, hemen izâ : olduğu zaman, öyle olunca hiye : o beydâu : beyaz li en nâzırîne : görenlere, bakanlara Hasan Basri Çantay
Elini çıkardı. Ne görsünler: O da temâşâ edenlere (ışıklar saçan) bembeyaz (bir el).
Ömer Nasuhi Bilmen
Ve elini (cebinden) çıkardı, o hemen bakanlar için bembeyaz (bir nûr) kesildi.
Elmalılı Hamdi Yazır
ve elini sıyırdı çıkardı, ne baksın o bakanlara bembeyaz parlıyor
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Elini sıyırıp çıkardı, ne baksın; o seyredenlere ışık saçan bembeyaz bir el!
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Ve Musa elini koynundan çıkarıverdi, eli bembeyaz olmuş, bakanların gözünü kamaştırıyordu.
Diyanet İşleri (eski)
(107-108) Musa, asasını yere atar atmaz apaçık bir yılan (ejderha) oluverdi; elini çıkardı, bakanlar bembeyaz olduğunu gördüler.
Diyanet İşleri
Elini (koynundan) çıkardı. Bir de ne görsünler o, bakanlar için, bembeyaz olmuş.
Diyanet Vakfi
Ve elini (cebinden) çıkardı. Birdenbire o da seyredenlere bembeyaz görünüverdi.
Celal Yıldırım
Ve elini (koynuna sokup) çıkarıverdi de o, bakanlara bembeyaz (ışık saçan, pırıl pırıl) oluverdi.
Suat Yıldırım
(107-108) Bunun üzerine Mûsâ, asasını yere bırakıverdi, bir de ne görsün: o koskoca bir ejderha kesilmiş! Elini sıyırıp çıkardı, bir de ne görsün: Bakan kimseler için parlak mı parlak, ışık saçan bir el haline gelmiş!
Ali Fikri Yavuz
Bir de elini (koynundan) çıkardı ki, ne görsünler; seyredenlere, eli bembeyaz ışık saçıyor.
İbni Kesir
Elini çıkardı, ne görsün; o da bakanlara bembeyaz.
Abdulbaki Gölpınarlı
Elini koltuğuna sokup çıkarınca bakanlar gördüler ki bembeyaz, parıl-parıl parlayan bir el.
Adem Uğur
Ve elini (cebinden) çıkardı. Birdenbire o da seyredenlere bembeyaz görünüverdi.
Ali Bulaç
(Bir de) Elini sıyırdı, o da anında bakanlara bembeyaz (görünüverdi).
Bekir Sadak
(107-10) 8 Musa, asasini yere atar atmaz apacik bir yilan oluverdi; elini cikardi, bakanlar bembeyaz oldugunu gorduler. *
Fizilal-il Kuran
Ve elini yeninin altından çıkardı, bakanlar onun ak bir parıltı saçtığını gördüler.
Gültekin Onan
(Bir de) Elini sıyırdı, o da anında bakanlara bembeyaz (görünüverdi).
Muhammed Esed
Ve (sonra) elini yukarı kaldırdı: Oo! Bir de baktılar, bembeyaz, ışıl ışıl!
Şaban Piriş
Elini koynuna soktu. O şimdi bakanların (gözünü kamaştıran) bembeyaz bir el idi
Tefhim-ul Kuran
(Bir de) Elini sıyırdı, o da anında bakanlara bembeyaz (görünüverdi) .
Ümit Şimşek
Elini çıkardı; o da bakanların gözlerini alan bir beyazlıktı.
Süleyman Ateş
Ve elini (böğründen) çıkardı, birden o, bakanlar için, bembeyaz parlayan bir şey oldu.
Yaşar Nuri Öztürk
Elini çekip çıkardı; birden o el, bakanların önünde bembeyaz kesildi.
Edip Yüksel
Elini çıkardı, bakanlar için bembeyaz oluverdi.