nahl suresi 112. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89 . 90 . 91 . 92 . 93 . 94 . 95 . 96 . 97 . 98 . 99 . 100 . 101 . 102 . 103 . 104 . 105 . 106 . 107 . 108 . 109 . 110 . 111 . 112 . 113 . 114 . 115 . 116 . 117 . 118 . 119 . 120 . 121 . 122 . 123 . 124 . 125 . 126 . 127 . 128


وَضَرَبَ اللّهُ مَثَلاً قَرْيَةً كَانَتْ آمِنَةً مُّطْمَئِنَّةً يَأْتِيهَا رِزْقُهَا رَغَدًا مِّن كُلِّ مَكَانٍ فَكَفَرَتْ بِأَنْعُمِ اللّهِ فَأَذَاقَهَا اللّهُ لِبَاسَ الْجُوعِ وَالْخَوْفِ بِمَا كَانُواْ يَصْنَعُونَ

Ve daraballâhu meselen karyeten kânet âmineten mutmainneten ye’tîhâ rızkuhâ ragaden min kulli mekânin fe keferet bi en’umillâhi fe ezâkahallâhu libâsel cûi vel havfi bimâ kânû yasnaûn(yasnaûne).


ve darabe allâhu: ve Allah misal verdi
meselen: bir misal, örnek
karyeten: bir şehir (halkı)
kânet: oldu
âmineten: güvenlik içinde, emin
mutmainneten: tatmin olmuş
ye'tî-hâ: ona gelir
rızku-hâ: onun rızkı
ragaden: bol bol, rahat
min kulli mekânin: her yerden
fe keferet: fakat inkâr ettiler
bi en'umi allâhi: Allah'ın ni'metleri (ni'metlendirmesi)
fe ezâka-hâ allâhu: bundan sonra Allah ona tattırdı
libâse el cûi: açlık elbisesi, açlığı
ve el havfi: ve korku
bi-mâ: dolayısıyla, sebebiyle
kânû: oldular
yasnaûne
(sanaa)
: yapıyorlar
: (yaptı, meydana getirdi)


Hasan Basri Çantay
Allah o memleketi (size) bir (ibret) örneği olarak îrâd etdi ki o, korkudan emîn ve sakindi. Rızkı da kendisine her bir yandan bol bol geliyordu. Fakat o, Allahın ni'metlerine nankörlük etdi de Allah da ona (halkının) işlemekde ısrar etdikleri (kötülükler) yüzünden açlık ve korku libâsını (giydirib olanca acıları) tatdırdı.

Ömer Nasuhi Bilmen
Ve Allah bir beldeyi bir örnek irâd eder ki, emin ve sükunet içinde idi, ona rızkı da her yerden bol bol gelirdi. Sonra Allah'ın nîmetlerine nankörlükte bulundular. Artık Allah da onlara işledikleri şeylerden dolayı açlık ve korku libasını tattırdı.

Elmalılı Hamdi Yazır
Bir de Allah bir şehri mesel yaptı ki emniyyet ve asayiş içinde idi, ona her yerden rızkı bol bol geliyordu, derken Allahın nı'metlerine nankörlük etti, Allah da ona o yaptıkları san'atla açlık ve korku libâsını tattırıverdi

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Birde Allah, bir şehri örnek verdi ki, halkı güvenlik ve asayiş içindeydi, rızıkları her yerden bol bol geliyordu. Ne varki, onlar Allah'ın nimetlerine nankörlük ettiler. Allah da onlara o yaptıkları sanatla açlık ve korku elbisesini tatdırdı.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Allah bir şehri misal olarak verdi: Bu şehir güvenli, huzurlu idi, Oraya her yerden rızkı bol bol geliyordu. Ne var ki onlar Allah'ın nimetlerine karşı nankörlük ettiler. Allah da onlara, yaptıkları işler yüzünden açlık ve korku elbisesini (felâketini) tattırdı.

Diyanet İşleri (eski)
Allah size güven ve huzur içinde olan bir kasabayı misal verir: Her taraftan oraya bolca rızık geliyordu. Ama Allah'ın nimetlerine nankörlük ettiler; bu yüzden Allah onlara yaptıklarına karşılık açlık ve korku belasını tattırdı.

Diyanet İşleri
Allah, şöyle bir kenti misal verdi: Orası güven ve huzur içinde idi. Oraya her taraftan bolca rızık gelirdi. Fakat Allah’ın nimetlerine nankörlük ettiler; bu yüzden yaptıklarına karşılık, Allah onlara şiddetli açlık ve korku ızdırabını tattırdı.

Diyanet Vakfi
Allah, (ibret için) bir ülkeyi örnek verdi: Bu ülke güvenli, huzurlu idi; ona rızkı her yerden bol bol gelirdi. Sonra onlar Allah'ın nimetlerine karşı nankörlük ettiler. Allah da onlara, yaptıklarından ötürü açlık ve korku sıkıntısını tattırdı.

Celal Yıldırım
Allah size, güven içinde gönülleri huzur ile yatışmış bir kasaba halkını misâl verir: Rızıkları her yandan bol ve rahatça geliyordu. Buna rağmen onlar Allah'ın nimetlerine karşı nankörlük ettiler; Allah da o yaptıklarına karşılık onlara açlık ve korku elbisesini (giydirerek nankörlüğün acısını) tattırdı.

Suat Yıldırım
Allah şöyle bir temsil getirir:Bir şehir halkı vardı: Güvenlik ve huzur içinde idi, rızıkları her yandan bol bol, rahatça geliyordu. Derken Allah’ın nimetlerine nankörlük ettiler,Allah da halkının işlediği suçlar sebebiyle o şehre açlığı ve korkuyu tattırdı, (açlık ve korku elbise gibi kaplayıverdi bütün vücutlarını).

Ali Fikri Yavuz
Allah bir şehri misal (ibret örneği) yapıyor ki, o şehir emniyet ve huzur içinde bulunuyordu; oraya her yerden bol bol rızkı geliyordu. Nihayet o şehir (halkı) Allah’ın nimetlerine nankörlük etti. Allah da o şehir halkına, yaptıkları işler yüzünden açlık ve korku elbisesini taddırdı (açlık ve korkuyu hissettiler).

İbni Kesir
Allah; size, huzur ve güven içinde bir kasabayı misal olarak verir. Her yandan oraya bol bol rızık geliyordu. Ama Allah'ın nimetine nankörlük ettiler de yaptıklarından dolayı Allah onlara açlık ve korku belasını tattırdı.

Abdulbaki Gölpınarlı
Allah bir örnek getirir, bir şehir var meselâ ahâlisi, emniyet içinde yaşamada, gönülleri rahat, rızıkları, her yandan bol bol gelmede; derken Allah'ın nîmetlerine nankörlük ederler de Allah onları açlık ve korku elbisesine bürür, onlara açlığı ve korkuyu tattırır işledikleri işler yüzünden.

Adem Uğur
Allah, (ibret için) bir ülkeyi örnek verdi: Bu ülke güvenli, huzurlu idi; ona rızkı her yerden bol bol gelirdi. Sonra onlar Allah'ın nimetlerine karşı nankörlük ettiler. Allah da onlara, yaptıklarından ötürü açlık ve korku sıkıntısını tattırdı.

Ali Bulaç
Allah bir şehri örnek verdi: (Halkı) Güvenlik ve huzur içindeydi, rızkı da her yerden bol bol gelmekteydi; fakat Allah'ın nimetlerine nankörlük etti, böylece Allah yaptıklarına karşılık olarak, ona açlık ve korku elbisesini tattırdı.

Bekir Sadak
Allah size guven ve huzur icinde olan bir kasabayi misal verir: Her taraftan oraya bolca rizik geliyordu. Ama Allah'in nimetlerine nankorluk ettiler; bu yuzden Allah onlara yaptiklarina karsilik aclik ve korku belasini taddirdi.

Fizilal-il Kuran
Allah size bir beldeyi örnek veriyor. Bu belde güven ve huzur içinde yaşıyordu, her yandan kendisine bol rızık akıyordu. Fakat halkı, Allah'ın nimetlerine karşı nankörce davrandı. Bunun üzerine bu tutumları yüzünden Allah, sırtlarına açlık ve korku elbisesi giydirdi.

Gültekin Onan
Tanrı bir şehri örnek verdi: (Halkı) Güvenlik (amineten) ve huzur içindeydi, rızkı da her yerden bol bol gelmekteydi; fakat Tanrı'nın nimetlerine küfretti, böylece Tanrı yaptıklarına karşılık olarak, ona açlık ve korku elbisesini tattırdı.

Muhammed Esed
İşte, Allah (size) bir örnek veriyor: güvenlik ve refah içinde bir şehir (düşünün ki) oraya (ahalisinin) rızkı her yandan bolca akıp duruyordu; ama ahalisi tutup Allah'ın nimetine karşı yakışmaz bir biçimde nankörlük etti ve bunun üzerine Allah da onlara, inatla yapageldikleri (kötülüklerden) ötürü kuşatıcı bir açlık ve korku felaketi tattırdı.

Şaban Piriş
Allah bir şehri örnek veriyor. Güven ve huzur içindeydi. Rızkı her yerden kendilerine bol bol geliyordu. Sonra Allah’ın nimetlerine nankörlük ettiler. Allah da onlara yaptıklarının bedeli olarak açlık ve korku giysisi giydirdi.

Tefhim-ul Kuran
Allah bir şehri örnek verdi: (Halkı) Güvenlik ve huzur içindeydi, rızkı da her yerden bol bol gelmekteydi; fakat Allah'ın nimetlerine nankörlük etti, böylece Allah yaptıklarına karşılık olarak, ona açlık ve korku elbisesini tattırdı.

Ümit Şimşek
Allah huzur ve güven içinde olan ve rızkı her taraftan gelen bir beldeyi de misal olarak verdi. O belde halkı Allah'ın nimetlerine nankörlük edince, Allah da onlara, işleyip durdukları şeyler yüzünden, bütün benliklerini kaplayan bir açlık ve korkuyu tattırdı.

Süleyman Ateş
Allâh şöyle bir kenti misal olarak anlattı: Güven, huzûr içinde idi; her yerden rızkı bol bol kendisine geliyordu. Fakat Allâh'ın ni'metlerine nankörlük etti, bunun üzerine (halkının) yaptıklarından ötürü Allâh ona açlık ve korku elbisesi taddırdı.

Yaşar Nuri Öztürk
Allah, şu ülkeyi / medeniyeti de örnek vermiştir: Güvenli, mutlu, huzurlu idi; rızkı her yandan bol bol gelirdi. Sonra onlar Allah'ın nimetlerine nankörlük ettiler de Allah kendilerine, sanayi olarak ürettikleri şeyler yüzünden açlık ve korku elbisesini/birlikteliğini/karmaşasını tattırdı.

Edip Yüksel
ALLAH güven içinde başarılı bir topluluğu örnek olarak verir: O topluluğun rızkı kendilerine her taraftan bol miktarda ulaşırdı. Ancak daha sonra, ALLAH'ın nimetlerine karşı nankör davranınca ALLAH onlara açlık ve korku belasını tattırdı.