شَاكِرًا لِّأَنْعُمِهِ اجْتَبَاهُ وَهَدَاهُ إِلَى صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ
Şâkiren li en’umih(en’umihî), ictebâhu ve hudâhu ilâ sırâtın mustekîm(mustekîmin).
| şâkiren | : şükreden |
| li en'umi-hî | : onun ni'metlerine |
| ictebâ-hu | : onu seçti |
| ve hudâ-hu | : ve onu ulaştırdı, hidayete erdirdi |
| ilâ sırâtın mustekîmin | : Sıratı Mustakîm'e (Allah'a yönlendirilmiş, Allah'a ulaştıran yola) |
O, (Allahın) ni'metlerine şükredendi. (Allah) onu beğenib seçmiş, kendisini doğru bir yola iletmîşdi.
O'nun nîmetlerine şükredici idi. (Cenâbı Hak da) O'nu mümtaz kıldı. Ve O'nu dosdoğru bir yola hidâyet buyurdu.
Onun ni'metlerine şâkir idi, o onu seçmiş ve doğru bir yola hidayet buyurmuştu
O'nun nimetlerine şükredendi. Allah, onu seçmiş ve doğru bir yola iletmişti.
Allah'ın nimetlerine şükredendi. Allah onu seçmiş ve doğru yola iletmişti.
Rabbinin nimetlerine şükrederdi; Rabbi de onu seçti ve doğru yola eriştirdi.
O’nun nimetlerine şükreden bir önderdi. Allah, onu seçmiş ve doğru yola iletmişti.
Allah'ın nimetlerine şükrediciydi. Çünkü Allah, onu seçmiş ve doğru yola iletmişti.
İlâhî nimetlere şükrederdi. Allah onu seçip dosdoğru bir yola iletmişti.
Allah’ın nimetlerine şükreden bir zat idi. Çünkü Allah onu seçmiş ve doğru yola iletmişti.
Allah’ın nimetlerine şükredendi. Allah da onu seçmiş, doğru bir yola iletmişti.
Rabbının nimetlerine şükrederdi. Onu beğenip seçmiş, kendisini doğru bir yola iletmişti.
Onun nîmetlerine şükrederdi. Tanrı onu seçmiş ve doğru yola sevketmişti.
Allah'ın nimetlerine şükrediciydi. Çünkü Allah, onu seçmiş ve doğru yola iletmişti.
O'nun nimetlerine şükrediciydi. (Allah) Onu seçti ve doğru yola iletti.
Rabbinin nimetlerine sukrederdi; Rabbi de onu secti ve dogru yola eristirdi.
Rabbinin nimetlerine şükreden bir kuldu, Allah onu seçip dosdoğru yola iletmişti.
O'nun nimetlerine şükrediciydi. (Tanrı) Onu seçti ve doğru yola iletti.
(Çünkü) o, kendisini seçip doğru yola yönelmesini sağlayan (Allah'a), nimetlerinden ötürü her zaman şükranla doluydu.
Allah’ın nimetlerine şükredici idi. Allah, onu seçti ve onu dosdoğru yola iletti.
O'nun nimetlerine şükrediciydi. (Allah) Onu seçti ve doğru yola iletti.
O, Allah'ın nimetlerine şükredici idi. Allah da onu seçkin kıldı ve dosdoğru bir yola iletti.
O'nun ni'metlerine şükredici idi. (Allâh) onu seçmiş ve doğru yola iletmişti.
O'nun nimetlerine şükrediyordu. Allah onu seçip yüceltti ve dosdoğru bir yola kılavuzladı.
O'nun nimetlerine şükredici idi. Onu seçti ve onu doğru yola iletti.
Rabbinin nimetlerine şükredendi. Rabbi de onu seçmiş ve doğru yola iletmişti.
Allah'ın nimetlerine şükrediciydi. (Allah) onu seçmiş ve doğru yola hidâyet buyurmuştu.
Allah'ın nimetlerine şükredici idi. Allah onu seçip doğru yola iletti.
Allah'ın nimetlerine şükrediciydi. Rabbi de onu beğenip seçmiş ve doğru yola iletmişti.
Allahû Teâlâ'nın ni'metlerine şâkirdi. Allahû Teâlâ, o'nu seçmiş ve doğru bir yola hidâyet buyurmuştu.
O, Allah'ın bütün nimetlerine şükrederdi. Allah onu seçti ve ona doğru yolu gösterdi.
Allah'ın nimetlerine şükrediciydi. Çünkü Allah, onu seçmiş ve doğru yola iletmişti.
O'nun nimetlerine şükredendi. (Allah) onu (peygamber) seçti ve kendisini doğru yola iletti.
Rabbinin nimetlerine şükrederdi; Rabbi de onu seçti ve doğru yola eriştirdi.
“Nimetlerine şükredendi. O’nu seçti ve kendini dosdoğru yola iletti.”
O, Allah'ın nimetlerine şükreden bir kul idi. Allah da onu seçkin kıldı ve dos doğru bir yola iletti.
O, kendisini seçip dosdoğru bir yola yönelten (Allah’ın) nimetlerine hep şükretti.
Allah’ın nimetlerine şükredediciydi. Allah O’nu(peygamber) seçti. Ve dosdoğru bir yola iletti.
Allah'ın ni’metlerine şükrediciydi. (Hak Tealâ onu) seçti ve dosdoğru yola iletti.
Allah'ın nimetlerine karşı da şükredici idi. Allah onu seçmiş ve dosdoğru yola hidayet etmiştir.
(Allah'ın) ni'metlerine şükredendi. Allah onu beğenip seçti ye doğru yola hidâyet buyurdu.
Allah'ın nimetlerine şükrediciydi. Çünkü Allah, onu seçmiş ve doğru yola iletmişti.