وَاللَّهُ جَعَلَ لَكُمُ الْأَرْضَ بِسَاطًا
Vallâhu ceale lekumul arda bisâtâ(bisâtan).
| ve allâhu | : ve Allah |
| ceale | : kıldı |
| lekum(u) | : sizin için |
| el arda | : arz, yeryüzü, yer |
| bisâtan | : yaygı, döşek, geniş (mekân) |
«Allah yeri sizin için bir döşek yapmışdır»,
Ve Allah, Sizin için yeri bir döşek kılmıştır.
Ve Allah sizin için Arzı bir sergi yapmıştır
Allah, yeri sizin için bir sergi yapmıştır.
Allah sizin için yeri bir yaygı yapmıştır.
(19-20) 'Yeryüzünde dolaşabilmeniz, orada yollar ve geniş geçitlerden geçebilmeniz için, onu size yayan O'dur.'
(19-20) ‘Allah, yeryüzünü sizin için bir sergi yapmıştır ki, oradaki geniş yollarda yürüyesiniz.”
(19-20) Allah, onda geniş yollar edinip dolaşabilesiniz diye, yeryüzünü sizin için bir sergi yapmıştır.
Allah, yeryüzünü size bir yaygı yaptı ki,
(19-20) Allah yeri size bir yaygı yaptı ki onun geniş yollarında yürüyesiniz.
Allah sizin için arzı bir döşek yapmıştır;
Ve Allah; yeryüzünü sizin için bir döşek kılmıştır.
Ve Allah, yeryüzünü size bir döşeme, bir yaygı olarak yaratmıştır.
Allah, yeryüzünü sizin için bir sergi yapmıştır.
"Allah, yeri sizin için bir yaygı kıldı."
(19-20) «Yeryuzunde dolasabilmeniz, orada yollar ve genis gecitlerden gecebilmeniz icin, onu size yayan O'dur."*
(19-20) Yeryüzünde dolaşabilmeniz, orada yollar ve geniş geçitlerden geçebilmeniz için, onu size yayan O'dur.
"Tanrı, yeri sizin için bir yaygı kıldı."
Ve Allah yeri sizin için genişçe yaymıştır
Allah sizin için yeryüzünü yayıp/döşedi.
«Allah, yeri sizin için bir yaygı kıldı.»
'Yeryüzünü de Allah önünüze yaydı:
'Allâh, yeri sizin için bir sergi yaptı.'
"Allah size yeryüzünü bir yaygı yaptı,
ALLAH yeryüzünü sizin için bir yerleşim yeri yaptı.