إِنَّ إِلَيْنَا إِيَابَهُمْ
İnne ileynâ iyâbehum.
| inne | : muhakkak |
| ileynâ | : bize |
| iyâbe-hum | : onların dönüşü |
Şübhesiz onların (öldükden sonra) dönüşleri ancak bizedir.
Şüphe yok ki, onların dönüşleri Bize'dir.
Muhakkak onlar döne dolaşa bize gelecekler
Onlar, mutlaka döne dolaşa Bize geleceklerdir.
Kuşkusuz onlar döne dolaşa bize gelecekler.
Doğrusu onların dönüşü Bize'dir.
Şüphesiz onların dönüşü ancak bizedir.
(21-26) O halde (Resûlüm), öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt vericisin. Onların üzerinde bir zorba değilsin. Ancak yüz çevirip inkâr edene gelince, işte öylesini Allah en büyük azap ile cezalandırır. Şüphesiz onların dönüşü sadece bizedir. Sonra onların sorguya çekilmesi de sadece bize aittir.
Şüpheniz olmasın ki, onların dönüşü ancak bizedir.
Elbet onların dönüşü Bize olacaktır.
Muhakkak ki, onların dönüşleri bizedir.
Şüphesiz onların dönüşü, ancak Bizedir.
Şüphe yok ki tapımızdır gelecekleri yer.
Şüphesiz onların dönüşü sadece bizedir.
Şüphesiz onların dönüşleri bizedir.
Dogrusu onlarin donusu Bize'dir.
Dönüşleri bizedir.
Şüphesiz onların dönüşleri (iyabehüm) bizedir.
Bizedir onların dönüşleri,
Şüphesiz onların dönüşü bizedir.
Hiç şüphesiz onların dönüşleri bizedir.
Onların dönüşü Bizedir.
Dönüşleri Bizedir.
Hiç kuşkusuz, onların dönüşleri bizedir.
Onların dönüşleri bizedir.