مَن يَأْتِيهِ عَذَابٌ يُخْزِيهِ وَيَحِلُّ عَلَيْهِ عَذَابٌ مُّقِيمٌ
Men ye’tîhi azâbun yuhzîhi ve yahıllu aleyhi azâbun mukîm(mukîmun).
| men | : kim, kişi |
| ye'tî-hi | : ona gelir |
| azâbun | : azap |
| yuhzî-hi | : onu rezil eder, alçaltır |
| ve yahıllu | : ve iner, çöker |
| aleyhi | : ona, onun üstüne |
| azâbun | : azap |
| mukîmun | : mukim, daimî, sürekli |
Kendisine rüsvay edici bir azâb gelecek olan kim miş, üzerine daimî bir azâb (çatıb) konacak bulunan kim miş»?
«Kim imiş o kimse ki, ona kendisini zelil edecek bir azap gelecek ve üzerine devamlı bir azap inecek.»
Kimmiş o kendine rüsvay edecek bir azâb gelecek ve üstüne yerli bir azâb inecek?
Kime kendisini rezil edecek bir azabın geleceğini ve yerli (kalıcı) bir azabın kimin üstüne ineceğini!»
«Kendisini rezil edecek azabın kime geleceğini ve sürekli bir azabın kimin üzerine konacağını.»
(39-40) De ki: 'Ey milletim! Durumunuzun gerektirdiğini yapın; doğrusu ben de yapacağım. Kendisini rezil edecek azap kime gelecek, kime sürekli azap inecek bileceksiniz.'
(39-40) De ki: “Ey kavmim! Elinizden geleni yapın. Ben de yapacağım. Kişiyi rezil edici azabın kime geleceğini ve sürekli azabın kimin başına ineceğini yakında bileceksiniz!”
(39-40) De ki: Ey kavmim! Elinizden geleni yapın; doğrusu ben de yapacağım! Kendisini rezil edecek azap kime gelecek, kime sürekli azap inecek, yakında bileceksiniz!
(39-40) De ki: Ey milletim! Bulunduğunuz hal, kurduğunuz düzen, başvurduğunuz çare üzere yapacağınızı yapın; şüpheniz olmasın ki, ben de gerekeni yapmaya çalışıyorum. Kime rüsvay edici azabın geleceğini ve üzerine devamlı azabın ineceğini ileride bilip anlayacaksınız.
(39-40) Hem de ki: "Ey halkım! Siz elinizden gelen fenalığı yapın, ama ben de işime devam edeceğim. Zelil ve rezil eden azabın dünyada kime geleceğini, âhirette ise devamlı azabın kimin başına ineceğini yakında öğrenirsiniz."
Kimmiş o kendisine rüsvay edici bir azab gelecek olan ve üzerine devamlı bir azab incek olan?”
Kendisine rüsvay edici bir azab gelecek olan kim, üzerine sürekli azab inecek olan kim?
Aşağılatıcı azap kime gelecek ve dâimî azâbı kim hakedecek?
Kendisini rezil edecek azap kime geleceğini ve sürekli bir azabın kimin üzerine konacağını.
Kendisini aşağılık kılan azab kime geliyor ve kesintisiz azab kimin üzerine çöküp kaçınılmaz oluyor?
(39-40) De ki: «Ey milletim! Durumunuzun gerektirdigini yapin; dogrusu ben de yapacagim. Kendisini rezil edecek azap kime gelecek, kime surekli azap inecek bileceksiniz.»
Kendisini rezil edecek azap kime geliyor? Kime sürekli azab inecek?
Kendisini aşağılık kılan azab kime geliyor ve kesintisiz azab kimin üzerine çöküp kaçınılmaz oluyor?
kimi (bu dünyada) utanıp rezil olacağı bir azaba duçar olacak ve kimi de (öteki dünyada) kesintisiz bir azabın ortasına düşecek!"
Kime rezil edici bir azabın geleceğini, kalıcı azabın kimin üzerine ineceğini...
Kendisini aşağılık kılan azab kime geliyor ve kesintisiz azab kimin üzerine çöküp kaçınılmaz oluyor?
Hor ve hakir edici bir azap kime gelir, kalıcı bir azap kime inermiş!
"Kendisini rezil edecek azâb kime geliyor ve sürekli azâb kimin üzerine konuyor?"
Kime geliyor rezil edici azap, kime iniyor bitip tükenmeyen azap!"
'Alçaltıcı azap kime geliyormuş ve sürekli azabı kim hakediyormuş!'