وَلَوْ شِئْنَا لَبَعَثْنَا فِي كُلِّ قَرْيَةٍ نَذِيرًا
Ve lev şi’nâ le beasnâ fî kulli karyetin nezîrâ(nezîren).
| ve lev | : ve eğer, şâyet |
| şi'nâ | : diledik |
| le | : elbette |
| beasnâ | : gönderirdik |
| fî | : içinde, de, da |
| kulli | : hepsi, bütün |
| karyetin | : karye, belde, kasaba |
| nezîren | : nezir, uyarıcı |
Eğer dileseydik muhakkak ki her kasabaya (fenalıkların aakıbetinden) korkutucu birer (peygamber) gönderirdik.
Ve eğer dilemiş olsa idik elbette her karyeye de bir korkutucu gönderirdik.
Dilese idik elbet her köyde bir nezîr gönderir idik
Dileseydik elbette her köye bir uyarıcı gönderirdik.
(Habibim!) Şayet dileseydik elbette her köye bir uyarıcı (peygamber) gönderirdik.
Dileseydik, her kente bir uyarıcı gönderirdik.
Dileseydik her memlekete bir uyarıcı gönderirdik.
(Resûlüm!) Şayet dileseydik, elbet her ülkeye bir uyarıcı (peygamber) gönderirdik.
İsteseydik her kasabaya (ve köye) bir uyarıcı (peygamber) gönderirdik. (Öyle yapmadık, yalnız seni seçip bütün insanlara göndermeyi uygun bulduk).
Eğer isteseydik her şehre bir uyarıcı peygamber gönderirdik.
Eğer dileseydik, her memleket halkına bir peygamber gönderirdik (ve böylece senin yükünü hafifletirdik).
Dileseydik; her kasabaya bir uyarıcı gönderirdik.
Ve dileseydik her şehre, bir korkutucu gönderirdik.
(Resûlüm!) Şayet dileseydik, elbet her ülkeye bir uyarıcı (peygamber) gönderirdik.
Eğer dilemiş olsaydık, her kasabaya bir uyarıcı gönderirdik.
Dileseydik, her kasabaya bir uyarici gonderirdik.
Eğer dileseydik her şehre ayrı bir uyarıcı gönderirdik.
Eğer dilemış olsaydık her kasabaya bir uyarıcı gönderirdik.
Eğer dileseydik, (önceki çağlarda olduğu gibi) her topluma (ayrı) bir uyarıcı gönderirdik;
İsteseydik her kasabaya uyarıcı gönderirdik.
Eğer dilemiş olsaydık, her kasabaya da bir uyarıcı, korkutucu gönderirdik.
Dileseydik, Biz her beldeye bir uyarıcı gönderirdik.
Eğer biz dileseydik, her kente bir uyarıcı gönderirdik.
Eğer dileseydik, her kente bir uyarıcı gönderirdik.
Dileseydik her kente bir uyarıcı gönderirdik