Kötüyüm Ben

Egoları alabildiğine şişken, aynalara baktığında kendi güzelliğinden başka güzellik görmeyen, sadece kendini düşünen biriyim. Dünya benim eksenim etrafında dönüyor, çevremdeki hiç kimse umurumda değil.

Varsa yoksa ben. Kimseyi sevmiyorum. Ama herkes beni sevsin, bana her zaman hayran olsun  istiyorum. Sadece beyaz değil, pembe değil kara yalanlar söylüyorum. Zengin olmak uğruna insanları harcamaktan, onlara iftira atmaktan, sırtlarına basıp yükselmekten hiç gocunmuyorum. Kendi çıkarlarım uğruna çevremdekileri bir kalemde silmeye hazırım, en çok sevdiklerimi bile.

Devamını oku: Kötüyüm Ben

Bulanmadan Akmak Ne Güzel!

Kaynağında kalmaz sular. Uzak dağ başlarından sonra bir kader çizilir önlerine. Kimi çizgiler gibi ince, kimi nehirler gibi coşkun bir sonsuzluğa, bir durulmaya doğru akıp giderler. Bu akışla birlikte geçilen her bir yerde biraz daha kaybedilir saflık, duruluk.

Gün geçtikçe sohbet vakitlerimizin arası sıklaşıyor seninle. Belli bir zamandan sonra insan konuşacak, dertleşecek, düşünce ve duygularını paylaşacak birilerini arıyormuş demek. Herkes gibi, ömür merdivenine tırmanıştaki her basamakta biraz daha yalnızlaşıyor muyuz yoksa?

Devamını oku: Bulanmadan Akmak Ne Güzel!

Gerçek hayat-sanal yaşam

Hayat tuhaf! Her anı sürprizlerle dolu… Her an “oh”unuz “ah”a dönüşebilir…

Bir gün balyoz gibi bir cümle düşer beyninize: “Yapabileceğimiz bir şey yok!” der, doktorunuz…
Bu “Ölüme mahkûmsunuz” anlamına gelmektedir…
Dünyanız başınıza yıkılır, kala kalırsınız.
Oysa hepimiz aslında ölüme mahkûmuz, dostlarım!
Mademki ecel gizli, ne zaman, nerede, hangi şartlar altında geleceği belirsiz, hayatımız namlunun ucunda demektir.

Devamını oku: Gerçek hayat-sanal yaşam

Su üstünde yürüyebilir misiniz?

Yürüseniz bile muhalifleriniz “Yüzme bilmiyor” derler, eminim…

Hikâyesi bile var bunun…

Sadrazamın biri su üstünde yürüyecek kadar mahurmuş. Muhalifleri “Sadrazam yüzme bilmiyor” diye laf çıkarmışlar…
Şaka bir tarafa, “su kertenkelesi” denen bir tür kertenkele bu işi başarıyor…

Ama onu anlatmaya gelmeden, bir tavsiyede bulunayım:

Devamını oku: Su üstünde yürüyebilir misiniz?

Zaman Treni Hızla Gidiyor

Bu; uçsuz bucaksız alemde, hayatın sırları içinde ve de, daima sonsuzluğun hasretini çeken garip insan…
Ne kadar çok hasretlerin, elemlerin, hüzünlerin var. Ne kadar çok umutların, hayallerin, isteklerin var. Nereye gitsen seni takip eden düşüncelerin var. Ne alemden kaçabiliyorsun ne de kendinden. Peki, bu kaçış nereye kadar.

Baksana! herkes yükünü almış bir yere doğru gidiyor. Kimileri nereye gideceğini bilerek, kimileri ise bilmeden gidiyor. Bilenin kalbi sevinç ve huzurla dolu, bilmeyenin şaşkın kalbi ise, hep marazlarla dolu.

Devamını oku: Zaman Treni Hızla Gidiyor

Haz ve huzur

Günümüz insanı, hayatı haz ve eğlence odaklı algıladığından, mevcut  güç ve enerjisini haz peşinde harcıyor ve bunu da dolu dolu yaşamak  şeklinde  tanımlıyor. Böyle bir hayat felsefesiyle hareket eden kişi, günden güne sığlaşarak, geride boş ve mesnetsiz avuntulardan oluşan bir miras bırakıyor ve aşkın değerlerden uzaklaşan,  hazların peşinde koşan nesillerin ebeveynliğini yapıyor.

Oysa insanın varoluşsal amaçları, aşkın hedefleri ve sorumluluk bilinci vardır ve hazzın da ötesinde yer alan  huzura, ancak bu perspektifte yer almakla ulaşılabilir.

Erdem, fazilet, ibadet, iyilik, kulluk...gibi ulvi değerlerden uzak, sorumluluk bilincini yitirmiş kişi ister istemez,  bir anlam kaybına, anlam boşluğuna  düşüyor.

Devamını oku: Haz ve huzur

İşte Duruluk ve Berraklık

Ağustos böceği haykırıyordu:

–Bunca işi yapmak mümkün değil!

Karınca gülerek cevapladı:

–Mümkün!

–Sen kafayı yemişsin! Nasıl biter bunca iş?

Devamını oku: İşte Duruluk ve Berraklık

Üçüncü yol

Nerede ve nasıl yaşıyoruz? Nasıl düşünüyoruz? Yaptığımıza ve yaşadıklarımıza ilişkin farkındalığımız ne kadar?

Kendini tekrarlayan dev bir akıntının içinde kaybolmuş olabilir miyiz? Bu akıntı, temiz ve aktıkça temizlenen bir akıntı mı? Yoksa her yönden kanalizasyonun karıştığı bulanık bir nehir mi?

Çocuktum; sözde Ermeni soykırımı yasa tasarıları farklı ülkelerin parlamentolarında kabul oluyor ve büyükelçilerimizi geri çekiyorduk. Çocuktum, bir sabah erkenden dışarı çıkıp gazete almaya giderken bir darbenin palet izlerini gördüm.

Devamını oku: Üçüncü yol

Yol Arkadaşım Olur musun?

Tarık Bey, bir konfeksiyon fabrikasının sahibiydi. Gelişen teknolojiyi ve yönetim becerilerini iyi takip ettiği için işleri yolundaydı. Üretim,  pazarlama departmanındaki müdürleri çok yetenekliydi. Bu alanda bir problem yaşamıyordu. Ama kaliteli bir finans müdürüne ihtiyacı vardı. Başka bir şirkette finans müdürü olarak görev yapan Avni Bey’i transfer etmeyi düşünüyordu.
    Avni Bey, iyi bir üniversitede ekonomi eğitimi görmüş, mezuniyet sonrası saygın şirketlerin muhasebe departmanında çalışarak kendisini yetiştirmişti. Mesleki eğitiminin yanı sıra iyi bir aile eğitimi almış olan Avni Bey, kimsenin hakkını yememeye ve yedirmemeye özen gösterirdi.

Devamını oku: Yol Arkadaşım Olur musun?

İki Kulak Bir Dil Varsa Manası da Var

Şu modern denilen karma karışık hayatın ortasında kendimizi ifade edebilmek için o kadar çok söz sarf ediyoruz ki, adeta dilimiz, ağzımızın içinden başka her yerde. Kimsenin dut yemiş bülbüle dönmesi beklenmez tabi ama neredeyse “iki dinle bir söyle” sözünü yanlışlamak için yarışıyoruz. Oysa iki kulak bir dille yaratılmış olmamız gerçeği, o nasihate kulak asmamanın vebalini boynumuza asıyor.

Sahip olduğumuz dil ve kulaklar hakkında şuurlu bir bakışla tefekkür ettiğimizde, her birinin gereksiz yaratılmadığına ve yerinde kullanmamız gerektiğine şahit oluruz.  Atalarımızın tecrübe ile ulaştığı “dil ederse istirahat, kalp eder rahat” öğüdüne, dinlemeyi edebiyle  ilave edebilmeyi başardığımızda, kalbimizin rahatını sürekli kılacağımız belli değil midir?

Devamını oku: İki Kulak Bir Dil Varsa Manası da Var

İntikam Ateşi İçinizi Yakmasın

İnsan olayları kendi dünyasındaki değerlerle, kendine has düşüncelerle yorumladığı için; gün gelip bir haksızlığa uğradığında içinde yepyeni bir duygunun filizlenmeye başladığına şahit olabilir.

Bu öyle bir histir ki gün be gün şiddetini artırır ve birde bakarız ki intikam hırsıyla yanıp tutuşuyoruz. Sanki yaşadığımız o kötü olayın gerçekleşmesine katkıda bulunan kişi ya da kişilerden intikam alırsak rahatlayacakmışız gibi kendimizi bu tehlikeli duyguya odaklarız. Artık yatarken de aklımızda intikam almak vardır, sabah uyandığımızda da düşündüğümüz ilk şey yine odur.

Devamını oku: İntikam Ateşi İçinizi Yakmasın

Telif Hakkı © 2025 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.