Kalbim son kez atsın secde yerinde

Gözlerim uzağa bakamaz artık
Hülyalar gerçeğin çok ötesinde
Vazgeçtim dünyadan kaldırmam artık
Aşınsada alnım secde yerinde

Gönlüme hazanlar değmesin artık
Baharı yaşarken kış mevsiminde
Senin sevdalınım ben yak beni artık
Kalbim son kez atsın secde yerinde

Devamını oku: Kalbim son kez atsın secde yerinde

Mescid-i Nebevî'de bir seher vaktinde Mavi Marmara sohbeti

Medine-i Münevvere'de bir seher vakti... Herşeyden uzak, huzuru tüm hücrelerinizde hissettiğiniz en şerefli vakitlerdesiniz.

Sağınızda ve solunuzda onlarca farklı dilden, farklı renkten müslüman kardeşiniz... Sözlerin tükendiği yerde yardımınıza gönül dili yetişiyor ve siz kelimelerle anlatamadığınızı gözlerinizle, gönlünüzle anlatabiliyorsunuz. Seher vaktinin sabahla buluşmasını beklediğiniz bir vakitte bir ses ile irkiliyorsunuz.

Devamını oku: Mescid-i Nebevî'de bir seher vaktinde Mavi Marmara sohbeti

Kabe-i Muazzama'da Bir Bayram Sabahı

Vakit seher vakti.. Vakitlerin en şereflisi.. Bir sabah ki sabahların en saadetlisi, heyecanların en güzeli... Mekke-i Mükerreme'de bir bayram sabahı... Uykuyu unutan, çocuk sevinci ile günü bekleyen kuş gibi çırpınan bir yürek... Ve tam o anda minarelerden yükselen tekbir sesleri... Gözlere dolan sevinç gözyaşları, kalbleri saran mutluluk rüzgârı... Allahu Ekber!

Teşrik tekbirlerinin mana ve mahiyetini bu mukaddes şehirde nasıl anlıyor insan.

Devamını oku: Kabe-i Muazzama'da Bir Bayram Sabahı

“İnşirah İnşirah İnşirah Ya Rab”....

Bitene ağıt yakılmaz,
Bitene hesap sorulmaz,
Bitene soru da sorulmaz....

En basitinden, en sadesinden ve en yalnızından yaşamak en güzeli hayatı....
Zira her bir kalabalık ardından ıssız bir yalnızlığı,
Her bir tebessüm ardından bir ağlayışı getirecekse neden bunca kaybolup, yitişler ?
Dostlara, aileye, eşe, sevgiye tutunup, sonunda “yalnızlığın ıssız telâşında” kaybolmaksa tüm bunların bedeli; neden, niçin diye sorar durursun kendine...

Devamını oku: “İnşirah İnşirah İnşirah Ya Rab”....

Aynaya Çevir Yüzünü!

Aynaların kendini, seni gösteren yüzü ile tanıştın mı hiç ?

Hani o sadece güzel yüzünü görmek istediğin zamanlarda görmek istediğini görmek istercesine baktığın aynaya?

Kendimize iyiyi, güzeli yakıştırdığımızdan mıdır nedir hep iyi zamanlarımızda bakarız aynalara...

Bir de bunun içimizi gösterebilenler olsa aslında...

Devamını oku: Aynaya Çevir Yüzünü!

Hoş geldin Hayatın Baharı!...

Hiç düşünmeden kendini suyun yüzüne bırakıvermek gibidir yaşamak…

 

Güvenle, huzurla, aşkla, sevgiyle…

 

Sadece sen olmak ya da istenen seni oynamak arasında gidip gelen ârâf telaşları bırakıvermek bir kenara ve suyun üzerine yüzmeyi bilmeden kendini anın akışına bırakmak…

 

Sen seninle ve huzurun getirdiği ile başbaşasın şimdi…

Devamını oku: Hoş geldin Hayatın Baharı!...

Ne uzun sandık seni ey hayat…

Ne uzun sandık seni ey hayat… Ne kadar da emel biriktirdik sende bir bir… Bir bebektik, büyümeyi murad ettik ilkin… Büyüdük dedik oysa daha bir çocuktuk… Bulutlara diktik gözlerimizi… Uzak, çok uzak olması mıydı bizi cezbeden, yoksa erişilmez mi bilinmez, biz hep uçmak istedik… Oysa daha minicik bir bedende saklı iken yüreğimiz, o olmayanı, imkansızı istemişti..

Devamını oku: Ne uzun sandık seni ey hayat…

…Dostluğun kayıp zamanlarına hicret…

Dostluk, sahtelerin yakınına yaklaşamayacağı kadar temiz ve sâfidir… Tıpkı bir su gibi berrak ve tertemiz… Gönlünden geçeni yüzünden okuyabilirmişçesine, bir çiçeğin güneşe durması kadar apaydındır… Bir anda emeklerin boy vermesi, fidan vermesi, meyve vermesi kadar şevinçtir yüreklerde… Hep vermek ama hiç almamaktır… Almayı murâd etmeden, vermenin tarifsiz hazzını yaşarmışçasına bir isârdır…

Devamını oku: …Dostluğun kayıp zamanlarına hicret…

Yağmurun ellerinden izlerken hayatı...

Şimdi sessiz bir gölge gibi yürüyüp, gitmek var kentin tüm sokaklarından…

Bir yağmur damlası olmak vardı şimdi… Buluttan süzülen, kurumuş, çorak topraklara hayatı müjdeleyen…

 

Hani sonra o mis kokusu yayılır ya yeryüzünün her bir karesine… Hani sen bir damlada seni alıp, giden suların derinliğine kapılıp, giderken, hayatı bir damlaya benzetirsin…

Devamını oku: Yağmurun ellerinden izlerken hayatı...

Ömür dediğin, girdiğin gönül kadardır…

Bir mumun titrek alevinde, yaz kalemim gecenin mürekkebe akıttıklarını... Geçmişi alıp heybene, geleceğin umut dolu özlemlerini, bir çocuğun gözlerinden yitip giden düşleri, yazılamayan ne varsa geceye, kaleme dair...

Ne kadar çok özlem birikiyor, geçmişin tozlu sayfalarında öyle değil mi? Uzay boşluğunda, dipsiz fezada kaybolan dünyadan izleyebilmek mi kolay hayatı, yoksa kâinatın sınırlarından öteye gittiğinde, bir damla değil, bir nokta kadar bile göremediğin yerden mi?

Sen bir insansın ve hayalinle fezaları, uzakları, çok uzakları aşabilir, bilinmeyenlere ulaşabilirsin.

Devamını oku: Ömür dediğin, girdiğin gönül kadardır…

Söndür geceyi, yıldızlar üşümesin...

Söndür geceyi, yıldızlar üşümesin...
Zamana adanmış cümlelerin kaybolan kelimelerini ararken noktalar,
Karanlığın mühürlediği anlarda yitip giden hayalleri arardılar...
Gündüzü kalabalıklarda kaybolmak diye sanır,
Sesinde, sözünde gölgeleşen izleri ararcasına,
Geceye, maviye yazardın ya her bir ânı, her bir cümleni...
Gözlerinde sakladığın geceyi kaybetmeden,
Giden sözlerin peşine düşen avcı ol hadi!

Devamını oku: Söndür geceyi, yıldızlar üşümesin...

Telif Hakkı © 2025 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.