Çin işi...

> Tarihin en çılgın projesi Çin Seddi üzerine çeşitlemeler.

Başbakan, çılgın proje Kanal İstanbul’u açıkladı. İstanbul’un batısına yapılacak bir kanalla Karadeniz ve Marmara birbirine bağlanacak. Kimileri şaştı, kimileri beğendi, kimileri de çamur attı... Ben mi? Ben, beklemeyi tercih ediyor ve kendi çılgın projelerimi üretiyorum; bizim evden holding binasına kaydırak döşemek...

“Balkanlar’dan gelen soğuk hava dalgası”ndan kurtulmak için Balkan sınırına dev pimapen taktırmak... Peluş hayvanlar için hayvanat bahçesi inşa etmek... Ve veya projenin coşkusuyla sayın başbakana “Hey, Tayyip sen kocaman bir çılgınsın’ deyip sarılmak !. Lakin tarihteki belki de en çılgın proje, Çin Seddi.

Devamını oku: Çin işi...

Son perde

Tül takmaktan nefret ederdi. Öyle ki; evde tül perde yıkanacağında şehir dışına yatılı misafir giderdi. O gün annesi; “e yavrum, ben çıkamam ki o tepelere!” dedi. “Merdiven girmez şu köşeye. Sen koltuğun sırtına bas, ben otururum devrilmez” diye de güvence verdi.

Heyhat!.. Anne, düdüklü tencere ötünce fırladı! Bizimki elinde tül, korniş, kol, bacak yere doğru havalandı. Anneyse; “ay ay gitti kristallerim” feryadıyla kimi kurtaracağını çoktan açıklamıştı.

Gözlerini açtığında hastanedeydi. Başında üç psikolog, beş nörolog ve dişinin arasındakini cıksslayan bir hademe dikiliyordu. Teki sordu; Günlerdir baygındınız. Sürekli “bu son perde” diye sayıkladınız. Nasıl bu hale geldiniz?

Devamını oku: Son perde

Sıpagetti

Mardin Belediyesine çöp toplamada kullanılmak üzere İtalya’dan on beş eşek getiriliyormuş! Gelişlerinin şerefine yerli eşekler Dalida’dan “I found my love in Portfino” makamında anırsa da kimileri rahatsız! İncir yerken kurt paranoyası yapan, Ortadoğu’ya dair tüm teorilerinin altında imzası bulunan ünlü komplo teorisyeni Şevki Kimdürttübeni ise oldukça tepkili;

“Biz batının medeniyetini alın dedikçe bunlar gidip nelerini nelerini alıyorlar. Pek tabiî ki dünya kültür mirasına aday bir şehre Avrupa görmüş personel yakışır. da” Bizim eşeklerin köküne kıran mı girdi? Hepsi sucuk olmuş olamaz! Cık.. Iııh.. Var bunda bir bit yeniği.

Eşekler bir haftalık bir eğitimin ardından kadroya alınıp çöp işlerinde kullanılacakmış. Ne eğitimi verilecekse?.. Don Sıpa Anırıyorre!

Devamını oku: Sıpagetti

Temsonsa

Doktorlar uyarıyor; TemSonSa send-romuna dikkat! TemSonSa, bayanlarda özellikle de annelerde görülen ‘temizlik sonrası saldırganlaşma’ sendromu.
“Bas maa! oraları daha yeni sildim # @*!” çığlıklarıyla nöbetler halindedir.

Bu, taa temizlik sırasında başlayan bir agresifliktir. Perdeler inmiş, vitrin boşaltılmış, koltuklar ters çevrilip istiflenmiş, halılar zaaaten kaldırılmış, mutfakta ne varsa çamaşır suyuna yatırılmış... Eyvah eyvah!

Devamını oku: Temsonsa

Mors alfabesi

Döner, pilaki, cacık ve hatta baklavadan sonra İzzet Altınmeşe’nin benini bile sahiplenmeye kalkan Yunanlılara karşı çıtımız çıkmıyor ama bu konuda suskun kalamayacağım! Tarihte ‘mors alfabesi’ni bulan kişi Samuel Mors olarak geçiyor olsa da filhakika hakikat başka. Kornayla iletişim kurarak mevzuyu çoktaan ve daha evvelden kavramış yurdum şoförleridir bu alfabenin esas sahibi! İtiraz edilmeli, telif haklarımız geri alınmalıdır. Şaka değil, melodileri veriyorum lütfen not alınız; dıt dıt... ve;

Devamını oku: Mors alfabesi

Uyurkonuşur

B.U.O (Ben Uydurdum Oldu) İstatistik Enstitüsü verilerine göre insanların sadece yüzde kırkı ‘mışıl mışıl’ uyuyor. Ya geri kalanı? Bıdır Bıdır! Evet, konuşuyorlar, hem de uyurken...

Uykusunda konuşanlar iki tiptir; çenesini tutamayanlar ve söyleyecek sözü olanlar... Bir de uykusunda bir şey anlatıp sonra gülenler vardır ki (çok geçmiş olsun) bizden değildir kendileri... Neyse ne diyorduk, çileli bir yolculuktur ‘uyur konuşurluk.

Karekökünün içine girip çıkamamaktan beterdir. Rüyadaki diyaloğu sayıklamakla başlayıp, tükürükler saçarak konferans vermeye, aniden yataktan doğrulup “Mareşal Makowwskiii! Emrinizdeyim!” narası atmaya, vücut dili de eklenmişse yanındakinin ödünü patlatmaya kadar varabilir.

Devamını oku: Uyurkonuşur

Refleksoloji

Refleks, kişinin özgür iradesinin dışında oluşan, dışarıdaki herhangi bir uyarıcıya verilen ani tepkidir. Omurilik tarafından yönetilir. Bir başka deyişle refleks; yediğiniz tokattan sonraki üç saniye içinde karşı tarafa kontratak yaparak patlattığınız şamarın bilimsel adıdır... Doğuştan gelen ve sonradan kazanılan olmak üzere, iki tiptir. Öksürme, göz kırpma ilkine, limon görünce ağzın sulanması ikincisine örnektir. Üçüncü tip ise yurdum insanına has, bir nedensellik içermeyen belirli durumlarda tamamen refleks olarak gerçekleştirilen eylemler...

Hıhhımm; mühim bir laf etmeden önce, kurdele kesim arifesinde, nutuk başlangıcında yapılan boğaz temizleme refleksidir. Bizde milletçe kronik farenjit mi var bilemiyorum ama her mühim laf demeden önce yapılır.

 

Devamını oku: Refleksoloji

Gelin olmuş gidiyorsun

Eskiden evlerin gelini mutfak tüpleriydi. Metalik gri ya da mavi olan özgün halleri, annelerin şirin, temiz imalathanelerine
uymadığından, tüpler tülden, yünden kılıflarla bezenerek gelin gibi süslenirdi.

Çok evi köyü mahalleyi patlatan bu potansiyel bombanın evdeki varlığına bir tepki, bilinç altı korkulara bir kandırmaca mıydı bilinmez ama mutfağa girer girmez hepsi fırfırlı, janjanlı gelinliklerine bürünürlerdi...

Doğalgazın evlere girmesiyle gerileyen bu akım, yerini su damacanasını süslemeye bıraktı.

Devamını oku: Gelin olmuş gidiyorsun

Ev işi

Geçen haftalarda yayınlanan bir araştırmaya göre; kadınlar yılda yedi bin dokuz yüz yirmi dakika dırdır yapıyormuş. Bu da beş buçuk güne denk geliyor. ( peh, abartıldığı kadar çok değilmiş!) En çok dırdır yapılan konu ise; kocaların ev işlerine yardım etmemesi imiş...

Kadınların yüzde seksen yedisi, erkeğe iş yaptırmak için dırdırın şart olduğunu düşünüyor, erkeklerin yüzde yetmişi de ‘dırdırdan sonra’ istenilen işi yapıyormuş...

Hani dırdırın dozu artırılsa ya da hayaller gerçek olsa ve bütün ev işlerini erkekler yapsaydı ne olurdu?

Devamını oku: Ev işi

Kokona

Kuaför koltuğunda keleş saçlarına ‘havalı’ bir model yaptıran kokona, yanındakine dönüp beni göstererek; “Ecnebi galiba, hiç tepki vermiyor!” dedi. Yarım saattir sabırla bu kokonayı dinliyorum. Kenarı taşlı gözlüğü, arkeolojik araştırmalara elverişli suratı, kırmızı ruju, yağlarını özgür bırakan dekolte kıyafeti ve salak saçma takı koleksiyonuyla tam bir kokona!

Bir şey partisi kadın kolları başkanıymış, sayın ‘Bilmemkim’le arası pek iyiymiş, kadınlarımızın medenileşmesi için çok çabalıyorlarmış... Kadınlarımız çok cahilmiş... Ayakta basma etek, kafada yemeni; “Olmuyormuş yani!” Glu gulu, glu glu... Ay, uykum geldi!

Devamını oku: Kokona

Çorabın teki

Sizinkiler de kayboluyor değil mi? Her gün bir çorap daha yalnız kalıyor. Her gün, bir kurban daha çorabının eşini döne döne ararken telef oluyor. Ruh doktorları, psikolojik rahatsızlıklardaki artışları kayıp çoraplara bağlıyor. Sırf bu yüzden çorap giderleri eklenince, evin toplam gideri artıyor, ülke ekonomisi çatırdayarak çöküyor! Bu çorap tekleri nereye gidiyor?..

Dedektif, olay mahallini şöyle bir inceledikten sonra, cımbızla çorabı tuttu, “Diğer teki hâlâ sıcak. Yeni çıkarılmış, fazla uzağa gitmiş olamaz” demesi beklenirken; “Püff... Leşş! Keşke bomba imha uzmanı çağırsaydınız” dedi.

Devamını oku: Çorabın teki

Telif Hakkı © 2025 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.