Sustum

Sustum… Öylesine… Bir nefeste… Aheste… Varsın güller açılmasın bundan sonra… Varsın olsun! Eksik olsun… Çoklar aza, anlar hiçliğe, canlar ecele devrile dursun…

 

Koygar şahinler uçurmam bundan gayrı, turna kanadıyla yaralanmış göklerimde… Kıyılmış ne varsa beyhudedir bundan böyle… Sustum… Dertli kalem… Artık sen söyle!

 

Devamını oku: Sustum

Dantellektüel

New York Merkez Mahallesi karakolunda hummalı bir gece mesaisi. Önüne geçilemeyen seri katil ve cinayet mahallerinin raptiyelendiği harita önünde çırpınan Amerikan polisi.

 

“Başımız büyük belada Mayk! Lanet olası katil bu girintili çıkıntılı güzerhalarla bize ne anlatmaya çalışıyor?” diye haykırdı komiser. “Tıpkı oya gibi, dantel gibi” dedi diğeri. “Dantell dostum, kilit nokta dantel olmalı! Derhal profesyonel yardım almalıyız.”

 

Devamını oku: Dantellektüel

Bir Mumun Titrek Hissiyle

Titrek bir mum alevinde veya beş numaralı gaz lâmbasının cılız ışığında geçen gecelerimiz vardı bir zamanlar. O zamanlar TV denen ‘vakit çalar’ yoktu, radyomuzda hem saat başı haberleri, hem de kendi müziğimizi dinlerdik.

 

Radyo dinlemediğimiz zamanlarda ise, bir köşeye çekilir, mütevazı dünyamızda hayaller kurardık. Böyle yapınca sanki onulmaz yaralarımız iyileşir, kendimizi mutlu hissederdik.

Devamını oku: Bir Mumun Titrek Hissiyle

Hayattan 1 Gün!!

Hani bir tek gün, bu hayattın, bir tek günü durup şöyle etrafınıza bakarak bu gün benim günüm. Bu gün bir yaş daha yaşlandım diyebildiniz mi? Tek bir kere, bu gün ben hiçbir şey yapmayacağım deyip, ardından gerçekten hiçbir şey yapmadan oturabildiniz mi?

 

Sevgi kesenizin içinden dönüp etrafınıza bakarak, bu gün hava güzel, ben mesut’um hayat güzel, yakınlarım benimle... Çocuklarım neşeli dediniz mi? Heyhat... Heyhat...

 

Devamını oku: Hayattan 1 Gün!!

Evlerin ruhu nereye gitti?

Ülkemizde tarihi evleri görenleriniz olmuştur mutlaka. Bir süre önce eski Safranbolu evlerinden birini gezme imkanı bulmuştum. Evin her bir bölümünü gördükçe sahiplerinin yaşadıkları mekanı nasıl işlevsel hale getirdiğini hayranlıkla izledim.

 

Tarihi bir ev olarak elbette içinde yaşayanlar da tarihte kalmıştı. Yine de insanlar hala içinde yaşıyor gibiydiler, zamanımızın evleri gibi görünüşte dolu ama gerçekte ruhunu kaybetmiş içi boş mekanlar değildi sanki.

 

Devamını oku: Evlerin ruhu nereye gitti?

Toprak ile Ayna

aktc3Toprak bir gün aynaya dedi ki:

“Ay ayna! İmreniyorum sana! Çünkü kim sana baksa, kendini görür; bana bakanlar ise, sadece beni görür!”

Ayna toprağa şöyle cevap verdi:

“Ey kara toprak, ne beyhude bir dert ile dertlenmişsin. Bilmiyor musun?

Devamını oku: Toprak ile Ayna

Ne Kadar Düş Kurarsanız O Kadar Varsınız

ozgur_dusHer gün doğuşu yeni hataların, devrilecek bambaşka çamların habercisidir. Hatalar, yanlışlar kaçınılmazdır. Ancak bu durum, söz konusu hatalarımızı sonsuza kadar yanımızda taşımak zorunda olduğumuz anlamına gelmez. Dersinizi aldınız mı? Aldıysanız hatalarınızı arkanızda bırakıp ilerlemeye bakın. Gözünüz her zaman ileride olsun ve bu arada da sizi olumsuz yönde etkileyebilecek seslere kulak asmayın.

Devamını oku: Ne Kadar Düş Kurarsanız O Kadar Varsınız

İki köpek

ikikpekÞu tatil günü, huzur içinde okuyabileceğiniz birkaç satır yazayım derken, aşağıdaki Kızılderili hikâyesine rastladım. Ben yazmadım hikâyeyi, evet. Fakat hem Orta Asya’dan akrabalığımız olan ve hem de yaşadığımız şu dünyadan silinip giderlerken, kendilerine mahsus bilgeliklerini de heybelerinde götüren Kızılderililerden kalan şu ibretlik satırları görmenizi istedim.

Devamını oku: İki köpek

Beyaz Gül

wasserrosenklein Neden sanki, neden öyle sert çıkmıştı sesi? Neden daha bir tatlılıkla, yumuşacık:
-Kırmızı gömleğin kirli şekerciğim. Yıkayamadım. Maviyi giyiver. Hem çok yakışıyor sana, dememişti de:

-Üff!... Þart mı bugün kırmızıyı giymen? Al şu maviyi giyiver  işte!, demişti öyle aksi, nalet bir edayla.

O da fırlatıp atmıştı mavi gömleği. Bütün gün içi içini yemişti. Sözde çalışmıştı ama… İşte öylesine…

Devamını oku: Beyaz Gül

Dost

gul06ue8Kavlimiz böyle değildi; sırt sırta vermişliğimiz sıradan bir desteğin işareti sayılamazdı. El ele, omzu omuza, gönül gönüle olmaklığımız yapmacıktan uzaktı. Hele gösteriş hiç sayılamazdı. Kalbimiz, basit sevdalar, pespaye tutkular, ayağa düşmüş duygu kırıntıları için kan pompalamayacaktı damarlarımıza… Dizlerimizdeki mecâl, bacaklarımızdaki güç basit koşular için basit yollarda tükenmeyecekti. Biz çileli, dikenli ve tozlu yolların uzun mesafeli koşucuları olacaktık.

Devamını oku: Dost

Ah Şu İhtiyarlık

ah_u_htiyarlkDolmuşun arka kanapesinde üç kişiydiler.
-Çok konuşuyorsun anne, dedi yaşlı kadının solunda oturan tıknaz adam, çook… Ben biliyorum ne yapacağımı!

Sesinde buyurgan, azarlayıcı bir hava vardı. Kimse cevap vermedi, havada kaldı o sözler, öylece sahipsiz. Ortada oturan yaşlı kadın bir dolu kırışığın arasına sıkışıp kalmış feri kaçmış gözlerini acıyla kıstı….

Devamını oku: Ah Şu İhtiyarlık

Telif Hakkı © 2025 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.