Mutluluğu kendi içinde ara!
- Ayrıntılar
- Kategori: Serbest Kürsü
- Gösterim: 1410
Kral sabah gezintisi sırasında bir dilenciye rastladı.
Dilenciye “Dile benden ne dilersen” dedi. Dilenci güldü ve “Sanki
dileğimi gerçekleştirebilecekmiş gibi soruyorsunuz” diye yanıtladı.
Kral dilencinin bu sözlerinden çok alındı ve dilencinin istediğini yerine getireceği konusunda ısrar etmeye
başladı:
“Pek tabii her dediğini yerine getirebilirim” dedi.
Camgüzeli
- Ayrıntılar
- Kategori: Serbest Kürsü
- Gösterim: 1147
Ecnebi aksiyon filmlerinde tek başına kırk kişiyi döven, üç yüz kat büyütülmüş canavarı tam da şehri yok edecekken alt eden kahramanlar ağız açık seyredilir. Ama iş bizim Yeşilçam’ın Malkoçoğlu’na, Battal Gazi’sine gelince komik bulunur gülünür...
Komik mi? Abartı mı? Haaayır... Malkoçoğlu on kaplan gücündedir! Surlardan o derece mükemmel atlar. “Huleeannn” dedi miydi yetmiş kişiyi -hiyaaa, fiyoo, kufaaa!- zeybek edasıyla döne döne tekme kılıç telef edebilir.
Yarın Yapacağım Deme!
- Ayrıntılar
- Kategori: Serbest Kürsü
- Gösterim: 1331
Bize değer verenleri ağlatır, vermeyenler için ağlarız..
Bizim için hiç ağlamayacaklara değer veririz...
Garip ama gerçek...
Bir kez bunu anlasak değişmek için hiçbir şey geç değil...
Uyandığında iki seçeneğin olur; tekrar uyuyup bir rüya görmek,
Bilge Kadının Taşı
- Ayrıntılar
- Kategori: Serbest Kürsü
- Gösterim: 1359
Dağlarda seyahat eden bilge bir kadın, bir dere kenarında değerli bir taş bulmuştu. Ertesi gün kadın başka bir gezginle karşılaştı. Adamın karnı çok açtı. Bilge kadından yiyecek birşeyler istedi. Kadın ona birşeyler vermek için çantasını açtığında değerli taşı gören adam, kadından onu da kendisine vermesini rica etti. Tereddütsüz:
“Olur” dedi kadın.
Bilmiyorum!
- Ayrıntılar
- Kategori: Serbest Kürsü
- Gösterim: 1638
Şair soruyor:
Son iki mısra, Bâki’nin ince ruhunun ayrı bir kalıpta takdimi:
Rüzgâr, Gül ve Bülbül
- Ayrıntılar
- Kategori: Serbest Kürsü
- Gösterim: 1999
Zamanın birinde deli dolu, hırçın, âsi bir Rüzgâr çıkmış...
O diyar senin bu diyar benim dolaşır durur, ama gezdiği yerlere pek de dikkat etmezmiş...
Günlerden bir gün, bir dağın yamacında dolaşırken, o güne kadar hiç görmediği güzellikte bir güzellik fark etmiş: Bu laciverte çalan rengiyle son derece güzel ve nadide bir Gül imiş.
Hayran hayran yanına süzülmüş:
“Buralarda yeni misiniz?” diye sormuş, “daha önce sizi gördüğümü hatırlamıyorum da…”
Beklentileri budamak
- Ayrıntılar
- Kategori: Serbest Kürsü
- Gösterim: 1196
Ah şu bebekler... Tozpembe ya da havacı mavi... İki ters bir düz, aralarda ponponlar pörtletilerek örülmüş bir yün başlığın içindeki o minik suratı... Pembe ayakları ve en büyüğü bezelye tanesi kadar ayak parmakları. Ondan tek beklentin var; olması. Sadece ‘var olması’...
Yattığı yerden kollarını, bacaklarını anlamsızca oynatıp durması, anne sütünden faydalanması, “bebekler gibi” uyuması ve gerçekçi olmak gerekirse ağlayıp durmaması.
Avuçlarında yüzlerce roman kahramanı
- Ayrıntılar
- Kategori: Serbest Kürsü
- Gösterim: 1074
Hayatın görünmez limanlarında, giden gemilerin ardından gönül yaşlarıyla ıslanmış mendiller sallanırken, ukde niyetine bir şeyler saplanıp kalır yüreğin taa derinliklerine… Cam kırığı zamanlardan arta kalan hatıralar yakamoz niyetine oynaşırken pürneşe, sararmış resimlerde canlanan ne varsa mor menekşeler kadar hüzünlü bir resmigeçitle giderler gözler önünden sessizce.
Adım: Ayrılık
- Ayrıntılar
- Kategori: Serbest Kürsü
- Gösterim: 1161
Düşerim ansızın titrek yapraklar gibi… Saçlarım birden sonbahar olur. Anlarım; veda titrek bir mevsim! Anlarım; aynalar değişen resim...
Sen her adımda bir çığlık gibi… Kavuşurken bile bakışın ayrılık gibi… Hani ilkbahar, hani çiçekler… hani “vuslat” ya… Kalbimin bir yeri ah, bin yeri kırık gibi…
Beni götür buralardan, bu uçurumlardan… Ağlarım; ağlasa bir çocuk bir köşede. Adım: “İnsan…” benim; adım: “Ayrılık…” adım: “An…” benim. Benim işte, benim; bütün yangınlarda yanan...
Çok yönlü yolculuk
- Ayrıntılar
- Kategori: Serbest Kürsü
- Gösterim: 1114
Ömür, aslında, bir yolculuğun hikâyesi. Öyle bir yolculuk ki, içinde dört bir yana, değişik mesafelerde koşular saklı. Çocukluktan yaşlılığa uzun bu yolculuğun seyyahı insan, kelimelere yaslanarak duygularını, tecrübelerin anlatmaya çalışır.
Her anlatış yarım bir başlangıç olarak kalır. Bütün tarih kitapları da, bu yüzden noksandır.
Garip koca
- Ayrıntılar
- Kategori: Serbest Kürsü
- Gösterim: 1274

Günün birinde, bu karı-koca ansızın, hiç kimseye bir adres bırakmadan Boston’u terketti. Tanıdıkları, biraraya geldikleri ilk fırsatta, bu olaydan söz açtılar ve adamı bir kez daha yerden yere vurdular.