İki köpek
- Ayrıntılar
- Kategori: Serbest Kürsü
- Gösterim: 1300
Þu tatil günü, huzur içinde okuyabileceğiniz birkaç satır yazayım derken, aşağıdaki Kızılderili hikâyesine rastladım. Ben yazmadım hikâyeyi, evet. Fakat hem Orta Asya’dan akrabalığımız olan ve hem de yaşadığımız şu dünyadan silinip giderlerken, kendilerine mahsus bilgeliklerini de heybelerinde götüren Kızılderililerden kalan şu ibretlik satırları görmenizi istedim.
Dedesinin sürekli gözünün önünde tuttuğu, yanından hiç ayırmadığı iki iri köpekti bunlar. O merakla bunu sordu dedesine.
*
Yaşlı Kızılderili reisi kulübesinin önünde torunuyla oturmuş, az ötede birbiriyle boğuşup duran iki köpeği seyrediyorlardı. Köpeklerden biri beyaz, biri siyahtı ve on iki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler hep dedesinin kulübesi önünde boğuşup duruyorlardı.
Çocuk, kulübeyi korumak için sadece biri yeterli gözükürken niye ötekinin de burada olduğunu, hem niye renklerinin illa da siyah ve beyaz olduğunu anlamak istiyordu artık.
Yaşlı reis, bilgece bir gülümsemeyle torununun sırtını sıvazladı.
-Onlar, dedi. Onlar benim için iki simgedir evlat...
-Neyin simgesi? Diye sorunca torunu, şöyle cevapladı ihtiyar:
-İyilik ile kötülüğün simgesi... Aynen şu gördüğün köpekler gibi, iyilik ve kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur. Onları seyrettikçe ben hep bunu düşünürüm. Onun için yanımda tutarım onları!..
*
Çocuk, sözün burasında; “mücadele varsa, kazananı da olmalı” diye düşündü ve içinde bulunduğu yaşa has bitmeyen sorularına bir yenisini daha ekledi:
-Peki, sence hangisi kazanır bu mücadeleyi?
Bilge reis, derin bir gülümsemeyle baktı torununa:
-Hangisi mi evlat? Dedi...
Ben hangisini daha iyi beslersem o kazanır elbette mücadeleyi!..
.....
Not: Dilerim kazanan, sizin de beyaz köpeğiniz olsun! : )
Muammer Erkul