وَلاَ تُؤْمِنُواْ إِلاَّ لِمَن تَبِعَ دِينَكُمْ قُلْ إِنَّ الْهُدَى هُدَى اللّهِ أَن يُؤْتَى أَحَدٌ مِّثْلَ مَا أُوتِيتُمْ أَوْ يُحَآجُّوكُمْ عِندَ رَبِّكُمْ قُلْ إِنَّ الْفَضْلَ بِيَدِ اللّهِ يُؤْتِيهِ مَن يَشَاء وَاللّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ Ve lâ tu’minû illâ li men tebia dînekum, kul innel hudâ hudallâhi en yu’tâ ehadun misle mâ ûtîtum ev yuhâccûkum inde rabbikum, kul innel fadla bi yedillâh(yedillâhi), yu’tîhi men yeşâ’(yeşâu), vallâhu vâsiun alîm(alîmun). Sureler Anasayfası
Sadakat.Net- Kırık Manalı ve Karşılaştırmalı Meal
ali+imran suresi 73. Ayet
ve lâ tu'minû : inanmayın, îmân etmeyin illâ li men : o kimseden başka tebia dîne-kum : sizin dîninize tâbî oldu, uydu kul : de, söyle inne el hudâ : muhakkak ki hidayet (Allah'a ulaşmak) hudâ allâhi : Allah'ın hidayetidir (Allah'ın Kendisine ulaştırmasıdır) en yu'tâ : verilmesi ehadun : bir kimse, bir başkası misle : benzer mâ ûtîtum : size verilen şey ev yuhâccû-kum : yoksa onlar sizinle çekişiyorlar mı inde rabbi-kum : Rabbiniz'in huzurunda kul : de, söyle inne el fadla : muhakkak ki fazilet bi yedi allâhi : Allah'ın elinde yu'tî-hi : onu verir men yeşâu : dilediği kimseye, dilediğine ve allâhu vâsiun : ve Allah Vâsi'dir (ilmi geniştir, herşeyi kapsar) alîmun : en iyi bilendir Hasan Basri Çantay
«Ve dîninize tâbi olandan başkasına aman vermeyin» (Habîbim onlara) de ki: «Şübhesiz doğru yol Allahın yoludur» (O güruh aralarında da şöyle derler:) «Size verilenin benzeri hiç bir kimseye verilmiş olduğuna, yahud onların (müslümanların) Rabbiniz indinde size karşı deliller, hüccetler getireceklerine (inanmayın)». De ki: «Lûtf-ü inayet muhakkak Allahın elindedir. Onu kime dilerse ona verir. Allah, rahmeti bol olan, her şey'i hakkıyle bilendir».
Ömer Nasuhi Bilmen
«Sizin dininize tâbi olandan başkasına inanmayınız.» De ki: «Şüphe yok hidâyet, Allah'ın hidâyetidir. Size verilen şeyin benzerinin başka bir kimseye verildiğine veya Rabbinizin nezdinde aleyhinize hüccet getireceklerine inanmayın.» De ki: «Fazl, şüphesiz Allah Teâlâ'nın elindedir. Onu dilediğine verir. Ve Allah Teâlâ, vâsidir, alîmdir.»
Elmalılı Hamdi Yazır
Ve kendi dininize tabi' olanlardan başkasına eman vermeyin. De ki: Her halde hidayet Allah hidayeti, size verilen gibisi birine veriliyor veya rabbınızın huzurunda size galebe edecekler diye mi bu? De ki: Doğrusu fazıl Allahın elindedir, onu dilediğine verir, ve Allah vâsi'dir, alîmdir
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Ve kendi dininize uyanlardan başkasına aman vermeyin.» De ki: «Muhakkak doğru yol, Allah'ın yoludur, size verilen gibisi başka birine veriliyor veya Rabbinizin katında size üstün gelecek diye midir bu?» De ki: «Doğrusu nimet Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir ve Allah, nimeti bol olan, herşeyi bilendir.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
«Ve kendi dininize uyanlardan başkasına inanmayın» (dediler). De ki: «Şüphesiz doğru yol, Allah'ın yoludur». (Onlar kendi aralarında): «Size verilenin benzerinin hiçbir kimseye verilmiş olduğuna, yahut Rabbinizin huzurunda sizin aleyhinize deliller getireceklerine» (de inanmayın dediler). De ki: «Lütuf Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah, rahmeti bol olan, her şeyi hakkıyla bilendir».
Diyanet İşleri (eski)
(72-73) Kitap ehlinden bir takımı şöyle dedi: 'İnananlara indirilene günün başında inanın, sonunda inkar edin ki, belki dönerler ve dininize uyanlardan başkasına inanmayın'. De ki: 'Doğru yol Allah'ın yoludur'. Ve yine başkasına da verildiğine veya Rabbinizin katında Müslümanların karşı delil getirip sizi alt edeceğine inanmayın, derler. De ki: 'Doğrusu bol nimet Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah'ın fazlı her şeyi kaplar, O her şeyi bilir'.
Diyanet İşleri
“Sizin dininize uyandan başkasına inanmayın” (dediler). De ki: “Şüphesiz hidayet, Allah’ın hidayetidir. Birine, size verilenin benzerinin verilmesinden veya Rabbinizin huzurunda aleyhinize deliller getireceklerinden ötürü mü (böyle söylüyorsunuz)?” De ki: “Lütuf Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.”
Diyanet Vakfi
Sizin dininize uyanlardan başka hiçbir kimseye inanmayın.» (Resûlüm!) De ki: Doğru yol ancak Allah'ın yoludur. Yine (onlar, kendi aralarında şöyle dediler:) «Size verilenin benzerinin başka herhangi bir kimseye verildiğine, yahut Rabbinizin huzurunda onların size karşı deliller getireceklerine de (inanmayın).» De ki: Lütuf ve ihsan Allah'ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allah'ın rahmeti geniştir ve O her şeyi hakkıyla bilir.
Celal Yıldırım
Ve bir de kendi dininize uyandan başkasına (sakın ha) inanmayın. De ki: Elbette doğru yol, hakkın beyânı Allah yoludur. Ve (yine onlar dediler ki): «Size verilenin bir benzeri başka birine verildiğine veya (Muhammed'e inananların) size Rabblniz katından delil getirip (üstünlük) sağlayacağına inanmayın. (Çünkü siz Allah'ın has kulları ve yegâne sevgililerisiniz).» De ki: Üstünlük, şerefli kılmak, fazilete eriştirmek Allah'ın elindedir; onu dilediğine verir. Allah geniş ölçüde veren ve her şeyi yeterince bilendir.
Suat Yıldırım
(72-73) Ehl-i kitaptan bir güruh birbirlerine, şöyle dediler: "Şu Müslümanlara indirilen kitaba günün başlangıcında (zahiren) iman edin, sonunda da inkâr edin, olur ki onlar da şüpheye düşüp dinlerinden dönerler. Ve bir de kendi dininize tâbi olandan başkasına sakın ha güvenmeyin!" Ey Resulüm, de ki: "Doğru yol, Allah’ın yoludur," Yine onlar kendi aralarında: "Size verilen vahyin, başkalarına da verildiğine veya Rabbinizin huzurunda Müslümanların karşı delil getirip sizi mağlup edeceklerine inanmayın!" derler. De ki: "Lütuf Allah’ın elindedir, dilediğine ihsan eder. Allah vâsi ve alîmdir (lütfu boldur, her şeyi hakkıyla bilir).
Ali Fikri Yavuz
Ve kendi dininize bağlı olanlardan başkasına inanmayın: (Ey Rasûlüm onlara) de ki, doğru yol Allah’ın yoludur, İslâm dinidir; -ve size verilen kitabın benzeri, hiç kimseye verilmediğine, yahut müminlerin Rabbiniz huzurunda size üstün geleceklerine iman etmeyin.” De ki: Doğrusu fazilet ve ihsan Allah’ın elindedir. Onu dilediği kimseye verir ve Allah rahmeti bol olandır, her şeyi hakkıyla bilendir.
İbni Kesir
Kendi dininize uyanlardan başkasına inanmayın. De ki: Doğru yol, Allah'ın yoludur. Derler ki: Size verilen bir benzerinin de birine verildiğini veya Rabbınızın katında size delil gösterecekleri bir şeyi açıklamayın. De ki: Doğrusu lütuf Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah Vasi'dir, Alim'dir.
Abdulbaki Gölpınarlı
Ve dininize uyan kişiden başkasına inanmayın. De ki: Doğru yol, ancak Allah yoludur. Size verilenin başkalarına da verildiğine ve onların, Rabbiniz katında deliller göstererek sizinle tartışacaklarına inanmayın dediler mi de, de ki: Lütuf ve ihsân ancak Allah'ın elindedir, dilediğine lütfeder ve Allah'ın lütfü boldur ve her şeyi bilir o.
Adem Uğur
Sizin dininize uyanlardan başka hiçbir kimseye inanmayın. " (Resûlüm!) De ki: Doğru yol ancak Allah'ın yoludur. Yine (onlar, kendi aralarında şöyle dediler:) "Size verilenin benzerinin başka herhangi bir kimseye verildiğine, yahut Rabbinizin huzurunda onların size karşı deliller getireceklerine de (inanmayın)." De ki: Lütuf ve ihsan Allah'ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allah'ın rahmeti geniştir ve O her şeyi hakkıyla bilir.
Ali Bulaç
"Ve sizin dininize uyanlardan başkasına inanıp güvenmeyin." De ki: "Şüphesiz doğru yol Allah'ın dosdoğru yoludur. Size verilenin bir benzeri birine (İslam peygamberine) veriliyor ya da Rabbinizin katında onlar (müslümanlar) size karşı deliller getiriyorlar, diye mi (bu telaşınız?) De ki: "Şüphesiz 'lutuf ve ihsan (fazl)' Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah (rahmeti) geniş olandır, bilendir."
Bekir Sadak
(72-73) Kitab ehlinden bir takimi soyle dedi: «Inananlara indirilene gunun basinda inanin, sonunda inkar edin ki, belki donerler ve dininize uyanlardan baskasina inanmayin". De ki: «Dogru yol Allah'in yoludur". Ve yine baskasina da verildigine veya Rabbinizin katinda Muslumanlarin karsi delil getirip sizi alt edecegine inanmayin» derler. De ki: «Dogrusu bol nimet Allah'in elindedir, onu diledigine verir. Allah'in fazli her seyi kaplar, O her seyi bilir".
Fizilal-il Kuran
Aslında kendi dininize uyanlardan başkasına sakın inanmayınız: De ki; 'Doğru yol yalnız Allah'ın gösterdiği yoldur: Onlar birbirlerine 'Size verilen mesajın benzeri bir başkasına (peygambere) verildiği için ya da söyleyeceklerinizi, Rabbiniz katında size karşı delil olarak kullanırlar diye müslümanların dinlerine inanmayın' derler. De ki; 'Lütuf, Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah'ın lütfu geniştir ve O her şeyi bilir.'
Gültekin Onan
"Ve sizin dininize uyanlardan başkasına güvenmeyin / inanmayın (la tüminu)." De ki: "Şüphesiz doğru yol Tanrı'nın dosdoğru yoludur. Size verilenin bir benzeri birine (islam peygamberine) veriliyor ya da rabbinizin katında onlar (müslümanlar) size karşı deliller getiriyorlar diye mi (bu telaşınız?) De ki: "Şüphesiz fazl Tanrı'nın elindedir, onu dilediğine verir. Tanrı (rahmeti) geniş olandır, bilendir".
Muhammed Esed
ama sizin inancınıza uymayan hiç kimseye (gerçekten) inanmayın." De ki: "Tek (gerçek) rehberlik, Allah'ın rehberliğidir; size verilen (vahy)in benzerinin başka birine de verilmesi şeklinde ifa edilen (bir rehberlik)". Yoksa onlar, Rabbiniz'in huzurunda size muhalefet mi edeceklerdi? De ki: "Lütuf ve ihsan, Allah'ın elindedir; onu dilediğine bağışlar: çünkü Allah (rahmet ve cömertliğinde) sınırsızdır, her şeyi bilendir,
Şaban Piriş
Dininize uyanlardan başkasına inanmayın, dediler. De ki: -Doğru yol, sadece Allah'ın gösterdiği yoldur. Size verilen bir başkasına da verildi veya Rabbiniz katında size üstün gelecekler diye mi (telaşlanıyorsunuz)? De ki: -Nimet ve ihsan Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allah, ihsanı bol olan, her şeyi bilendir.
Tefhim-ul Kuran
«Ve sizin dininize uyanlardan başkalarına inanıp güvenmeyin.» De ki: «Hiç tartışmasız doğru olan yol Allah'ın dosdoğru yoludur. Size verilenin bir benzeri birine (İslâm peygamberine) veriliyor ya da Rabbinizin katında onlar (müslümanlar) size karşı deliller getiriyorlar, diye mi (bu telaşınız?) De ki: «Şüphesiz 'lutuf ve ihsan (fazl) ' Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah (rahmetiyle) geniş olandır, bilendir.»
Ümit Şimşek
'Sizin dininize uyanlardan başkasına da inanmayın.' Sen, 'Doğru yol Allah'ın gösterdiği yoldur' de. Onlar yine birbirlerine der ki: 'Size verilenin benzerinin başka birisine de verileceğine veya Rabbinizin huzurunda onların size karşı delil getireceklerine sakın inanmayın.' De ki: Lütuf Allah'ın elindedir; onu dilediğine bağışlar. Allah'ın lütfu çok geniştir; O herşeyi bilir.
Süleyman Ateş
"Sizin dininize uyandan başkasına güvenmeyin!" (dediler.) De ki: "Hidâyet Allâh'ın hidâyetidir. Birine, size verilenin benzerinin verilmesinden veya Rabbinizin huzûrunda aleyhinize deliller getireceklerinden ötürü mü (böyle söylüyorsunuz)?, De ki: "Lutuf Allâh'ın elindedir, onu dilediğine verir, Allâh(ın lutfu) geniştir, (O her şeyi) bilendir.
Yaşar Nuri Öztürk
Dininize uyandan başkasına inanmayın." Söyle onlara: "Hidâyet, Allah'ın kılavuzlamasıdır. Size verilenin benzeri bir başkasına veriliyor yahut Rabbinizin katında tartışarak size üstün gelecekler diye mi bütün bunlar?" De ki: "Lütuf Allah'ın elindedir; onu dilediğine verir. Allah Vâsî'dir, varlığı sürekli genişletir; Alîm'dir, herşeyi en iyi şekilde bilir."
Edip Yüksel
'Sizin dininize uyandan başkasına uymayın.' Sen de onlara, 'Hidayet ALLAH'ın hidayetidir,' de. 'Size verilenin benzerininin bir başkasına verildiğine de inanmayın; yoksa Rabbiniz hakkında sizinle tartışma hakkı kazanırlar,' derlerse, 'Lütuf ALLAH'ın elindedir, dilediğine verir,' de. ALLAH Cömerttir, Bilendir.
Abdullah Aydın
"Ve dininize bağlı olanlardan başkasına inanmayınız." (Derler.) (Resûlüm onlara) De ki: "Doğru yol ancak Allah'ın yoludur. Size verilen kitabın benzeri, bir başkasına veriliyor, yahut mü'minler Rabbiniz huzurunda aleyhinize deliller getirirler diye mi (böyle düşündünüz ve yaptınız?" De ki: "Doğrusu, fazilet ve ihsan Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah, rahmeti bol olan, her şeyi hakkıyla bilendir."
Ahmet Davudoğlu
Ve kendi dininize uyanlardan başkasına inanmayın. De ki: “Doğru yol Allah'ın yoludur.” Size verilenin misli birine veriliyor veya Rabbinizin huzurunda size galebe edecekler diye mi bu? De ki: “Fazilet Allah'ın elindedir; onu dilediğine verir. Allah rahmeti bol olandır; her şeyi bilendir.”
Ali Arslan
(Ve devamla) Sakın dininize tâbî olan kimselerden başkasına inanmayın! (Ey Muhammmed) De ki: “Şüphesiz hidayet Allah'ın hidayetidir.”
Arif Pamuk
"Ve kendi dininize uyanlardan başkasına inanmayın!" De ki: "Şüphesiz doğru yol, Allah'ın yoludur. Size verilenin misli birine veriliyor veya Rabbinizin huzurunda size galebe edecekler diye mi bu?" Deki: "Üstünlük, şerefli kılmak, fazilete eriştirmek, Allah'ın elindedir; onu dilediğine verir. Allah geniş ölçüde veren ve her şeyi yeterince bilendir."
Ayntabî Mehmet Efendi
Ve kendi dininize tâbi olan kimseden başkasına inanmayın. De ki: “Her halde hidayet, Allah Teala'nın hidayetidir.” Size verilen şeylerin benzerinin (kudret helvası, bıldırcın kuşu gibi ni'metlerin ve mu'cizelerin) başkasına da verildiğine yahud onların (Müslümanların) Rabbiniz indinde size karşı deliller, hüccetler getireceklerine inanmayın. De ki: “İlim ve hikmet, fazilet, tevfik ve hidayet Allah Teala'nın kudret elindedir. Onu dilediğine verir. Allahü Azîmü'ş-şân Vasî^dir (ihsanı boldur), Alim'dir (her şeyi hakkıyla bilendir).”
Bahaeddin Sağlam
Ve dininize uymayana inanmayın! Sen de ki: “Doğru (samimi olan) yol, Allah'ın yoludur.”
Diyanet Vakfı (1993)
Sizin dininize uyanlardan başka hiçbir kimseye inanmayın.(Resûlüm!) De ki:” Doğru yol ancak Allah'ın yoludur.”
Hasan Tahsin Feyizli
“Sizin dininize tâbi olanlardan başkasına da inanmayın.” derler. De ki: Şüphesiz doğru yol, Allah'ın yoludur (Engel olunmaz).
Hüseyin Atay, Yaşar Kutluay
Dinimize uyanlardan başkasına inanmayın. De ki: “Doğru yol Allah'ın yoludur”
Hüseyin Kaleli
“Dininize uyan kimseden başkasına da inanmayın (Rasulüm): “Şüphesiz hidâyet. Allâh’ın hidâyetidir”de. Size verilen şey gibi birine verildiğine (inanmayın) veya Rabbiniz katında sizinle iddialaşmalarına da (inanmayın). (Ey Rasulüm): “Muhakkak fazl-u (Kerem) Allâh’ın elindedir. Dilediği kimseye verir” de. Hem de Allâh Vâsidir, Bilendir.”
İsmail Mutlu, Şaban Döğen
Birde, "Sizin dininize uyanlardan başkasına iman etmeyin" dediler. Sen, "doğru yol Allah'ın gösterdiği yoldur" de. Onlar yine bir birlerine der ki: "size verilenlere benzer mucizelerin başkasına da verildigine veya onların kıyamet günü Rabbinizin huzurunda sizin aleyhinizde delil getireceklerine inanmayın." Sen de ki: Lütuf ve ihsan Allah'ın elindedir: onu diledigine verir. Allah'ın lütfu boldur ve o herşeyi hakkıyla bilir.
Mustafa İslamoğlu
Fakat sizin dininize uymayan kimseye asla (yürekten) inanmayın!” (Şu hakikati) ilan et: “Doğru rehberlik sadece Allah’ın rehberliğidir; size verilenin bir benzerinin başka birine de verilmesi (zorunuza mı gitti), yoksa Rabbinizin huzurunda aleyhinize delil getirirler diye mi (korkuyorsunuz)? (Şunu da) ekle: “Lütuf ve ihsan Allah’ın elindedir, onu dilediğine bahşeder; zira Allah (lutfunda) sınırsız olandır, her şeyi bilendir:
Nedim Yılmaz
Bir de “sizin dininize uyandan başkasını tasdik etmeyin” dediler. De ki: “Doğru yol ancak Allah’ın yoludur. Size verilenin benzeri, bir kimseye veriliyor veya Rabbinizin huzurunda size karşı delil getirip sizi susturacaklar diye mi böyle yapıyorsunuz? De ki: “Lütuf Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allah’ın lütfu boldur, O herşeyi çok iyi bilir.
Ömer Rıza Doğrul
Sakın siz kendi dininize mensup olandan başkasına inanmayın. (Ya Muhammed) De ki: Doğru yol (hidayet yolu) Allah yoludur. Size verilen ayetlerin benzeri başkasına veriliyor veya Rabbınızın nezdinde size karşı galebe çalıyor diye mi (böyle davranıyorsunuz)?” De ki: Her lütuf, her nimet Allah'ın elindedir. Allah onu dilediğine verir. Allah'ın rahmeti geniştir. Allah her şeyi bilicidir.
Talat Koçyiğit
Dininize tâbî olandan başkasına inanmayın. (Ey Muhammmed) De ki: “Doğru yol ancak Allah'ın yoludur.”
Ziya Kazıcı, Necip Taylan
“Sizin dininize uyanlardan başkasına inanmayın.” dediler. De ki: “Hidayet, Allah'ın hidayetidir.”
Bir Heyet
Sizin dininize tâbi olanlardan başkasını tasdik etmeyin. (Ey Muhammed)! De ki: “Hidayet Allah'ın hidayetidir.”