Sulanmayan her şey zamanla ölüme bakıyordu

 Beklenmedik zamanlarda karşılaştığımız, bizi hep şaşırtır. Þaşırtır çünkü, söylendiği gibi beklenmediktir. Anidir... hızlıdır... sarsar... hırpalar... sallar... Beklenmedik zamanlarda karşılaştığımız her ne ise, bizi hep şaşırtır işte.

                        “önce bakmaya çalıştık önümüze

                         neşeli olduğumuz bir gerçekti

Devamını oku: Sulanmayan her şey zamanla ölüme bakıyordu

Beyhude..

 Þimdi sahilde aheste yürüyor ve denize çakıl taşları atıyorum avare...

Hoşuma gidiyor...

Kimi zaman yeterince uzağa fırlatamasam da...

Ve bazen yorgun koluma münasebetsiz sancılar girse de...

Gözüme kestirdiğim taşları eğilip almak...

Devamını oku: Beyhude..

Akıl başa gelir, ömür biter...

 Demir tava gelir, kömür biter
Akıl başa gelir, ömür biter…

Ne geceler gördüm, ışığı bol, karanlığa mum olmuş. Ne gündüzler yaşadım karanlığa eş … Işığını kaybetmiş, gündüzünü geceler çalmış geceler yaşadım isyanla karışık umutlar besledim yarına… Öyle insanlar gördüm, nasibini iyilikten, kardeşlikten, barıştan alamamış… Yüzünden atamamış kin gölgesini… Bahçesine umut çiçekleri uğramamış yıllarca. Olumsuzluk saçmış etrafına, temiz duyguları hiçe saymış…

Devamını oku: Akıl başa gelir, ömür biter...

Hangi yol(cu)dur beni bu sokağa çıkar(t)an..?

ImageSokaktan geçerken Yusuf’un yüzünün nuru o civarda bulunan köşklerin, evlerin pencelerinden, kafeslerinden içeri vurur, düşerdi. Köşlerde bulunanlar: “Belki Yusuf gezmeye çıktı, şimdi buradan geçiyor!” derlerdi. Köşede bucakta oturanlar da duvarlarda ışıklar, pırıltılar görünce, Yusuf’un oradan geçtiğini anlarladı.

Devamını oku: Hangi yol(cu)dur beni bu sokağa çıkar(t)an..?

Miş'li gelecek zaman

Gelecek zaman da birgün gelecekmiş. Omzunda kabukları soyulmuş imgelerle dolu bir heybesi olacakmış. Dokunduğu her yerde plastik erguvan çiçekleri peydahlanacakmış. Erguvan çiçeklerine iğneleri kafa bulduran korsan arılar konacakmış. Bu yüzden insanlar çocuklarına çiçeklerin kötü olduğunu söyleyecek ve onları sevmemeleri gerektiğini öğütleyecekmiş. Çocuklar onlara hiç kulak asmayacak, çiçekleri asıl kötü oldukları için sevecekmiş.

 

Devamını oku: Miş'li gelecek zaman

Entel Ağbim Kızmasın!

Üsküdar’daki çınar altında küçük iskemlelere oturdular. Birisi uzun Marlboro sigarasını çıkardı. Uzun boylu avurtları biraz çökmüş olanıydı. Bayağı eskimiş adeta antika olmuş kurşuni çakmağını çıkarıp sigarasını yaktı. Derin bir nefes aldı, dudaklarını mühürlemiş gibi yapıp bir müddet öylece dolandırdı sigaranın dumanını avurtları arasında. Sonra rahatlamış bir mizansen içinde dumanını havaya savurdu. Fuuuff yaptı. Sağına baktı. Manalı bakış bıraktı öylece ortaya.

Devamını oku: Entel Ağbim Kızmasın!

Eğri Minare ve İçimizdeki Çocuklar

ImageYılanın başı zamanında ezilmeli de, ne kadar ezilirse ezilsin ufak söylentiler tarih sayfalarına sarkmış bir kere. Pederle sohbet ediyoruz da soruyor, “Mimar Sinan’ın yaptırdığı bir camii varmış, minaresi de eğriymiş. Bize küçükken anlatırlardı. Hangi camii o?”

- …..

Hobbalaaa… “O nerden çıktı şimdi?” demeye filan hazırlanırken aklıma birden merhum mimarın o hadisesi geliyor. Arz edeyim kısaca;

Devamını oku: Eğri Minare ve İçimizdeki Çocuklar

M. Necati Sepetçioğlu ve Tarih Serisi Üzerine

ImageSanat adamları ancak yeryüzünü güzelleştirebilmek uğrunda,
çirkinde bile mevcut olan bütün güzellikleri insanların gönül gözünde
yerleştirmek için çaba sarfetmek mecburiyetindedirler. Yeryüzünün
güzelleşmesi dünki, bugünki, yarınki çabaların senteziyle olur.
(M.N. Sepetçioğlu)

Devamını oku: M. Necati Sepetçioğlu ve Tarih Serisi Üzerine

Nerelisin? Felluce mi ?

ImageSessiz yığınların sedasını duydunuz mu hiç? Sessiz çığlıkları? Kulakları tırmalayan, insanın yüreğini burkan o haykırışı, feryadı duydunuz mu? Tatil beldelerinde güneşlenirken yanı başınızda yıkılan ocakları, patlayan bombaları, çaresizliğin hıçkırıklarını duydunuz mu? Ya o gözyaşlarını gördünüz mü? Bir biri ardınca akan her bir damlası binlerce hüznü yansıtan gözyaşlarını. Ve o gözyaşlarını görünce sizin de gözleriniz doldu mu hiç? İçiniz yandı mı? O durumda olan, biz de olabilirdik diye geçirdiniz mi içinizden?

Devamını oku: Nerelisin? Felluce mi ?

Hüzün..

Image Bazı şeylerin belli bir açıklaması yoktur, belli bir târifi… Efrâdını câmî, ağyârını mânî bir açıklaması, belli bir târifi yapılması için uzun ve çeşitli sözler, sayısız zamanlar ve insanlar gerekli… Sevmek üzerine yazmaya başlarken2 böyle demiştim, hüzün üzerine yazmaya başlarken de böyle diyorum; çünkü bu ikisi, yani sevmek ve hüzün illâki yan yana durur, ardarda gelir. Hüzün, sevmenin tadı-tuzu olur; sevmek, hüznün direği, suyu, havası…

Devamını oku: Hüzün..

Akşamları ne yapıyorsunuz?

 Dümdüz bir soru size: Akşamları evde ne yapıyorsunuz? Koltuğa  uzanıp, hiç tanımadığınız Amerikalı dedektiflerle, hiç tanımadığınız  Amerikalı haydutları mı kovalıyorsunuz? Yoksa yerli dizilere kaptırıp hiç bilmediğiniz konaklarda yaşanan hayatları mı seyrediyoruz?  Dört saat televizyon seyretmenin sekiz saat çalışmak kadar beyni yorduğunu  biliyor musunuz? İki türlü hayat var:

 

Devamını oku: Akşamları ne yapıyorsunuz?

Telif Hakkı © 2025 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.