Entel Ağbim Kızmasın!
- Ayrıntılar
- Kategori: Serbest Kürsü
- Gösterim: 1630
Üsküdar’daki çınar altında küçük iskemlelere oturdular. Birisi uzun Marlboro sigarasını çıkardı. Uzun boylu avurtları biraz çökmüş olanıydı. Bayağı eskimiş adeta antika olmuş kurşuni çakmağını çıkarıp sigarasını yaktı. Derin bir nefes aldı, dudaklarını mühürlemiş gibi yapıp bir müddet öylece dolandırdı sigaranın dumanını avurtları arasında. Sonra rahatlamış bir mizansen içinde dumanını havaya savurdu. Fuuuff yaptı. Sağına baktı. Manalı bakış bıraktı öylece ortaya.
Daha ilerde esmer güzelce bir kız çay içiyordu. Yarım bir bakış daha fırlattı o tarafa ve gayet mağrur bir eda ile arkadaşına döndü.
Dudak kırılması gibi yaptı ağzını.
Çıt diye bir ses çıkardı.
Garsona, iki çay, dedi.
Arkadaşı o arada Piposunu çıkarmış içini tekrar gözden geçirmiş, hatta o narin temizleme aletiyle birazcıkta olsun kanırtır gibi de temizlemiş ve Hollanda’dan arkadaşının gönderdiği markası meşhur Pipo tütününü doldurmaya çalışıyordu. Çok hoş bir tütündü bu. Çok meşhurdu zaten. Keyfini çıkarmalıydı canım tütün içmenin. Herifler nasıl da güzel becermişler ve dünyaya pazarlamışlardı tütünlerini. Gerci artık onun tarihçesini dahi biliyordu ama gene de zaman zaman aklına geliyordu. Ya da birisi sorduğunda o muhteşem bilgisiyle cevabın veriyordu. Her ne kadar biraz şarabi bir kokusu varsa da önemli değildi. Belki de o tadı veren o şarabi katılım olmalıydı. Birkaç arkadaşı, o tütünü şarapla yıkıyorlar, biliyor musun dedilerse de tınmamıştı bile.
Piposunu yakmak için biraz uğraştıysa da sonunda yaktı. Azıcık rüzgârın olması piposunu yakmasını birazcık zorlaştırmıştı. Rüzgâr işte ne zaman eseceği belli mi olurdu!. Gerçi meteoroloji çok yakın tahminler yapıyordu son yıllarda lâkin aklında kalmıyordu ki adamın. Olsundu canım bu kadarı da olacaktı elbet. Piposunu şöyle bir çekti ki görülmeye değerdi doğrusu. Sonra bir daha, adeta Piponun ağza giren ucunu ısırır gibi yaparak canını çıkarırcasına sıktı ve bir okkalı nefes daha çekti ciğerlerine.
Eee, azizim anlat bakalım, dedi ardından. Ne var ne yok piyasada. Piyasa son günlerde bir konu üzerinde şiddetli bir tartışma başlatmıştı. Bu öylesine dal budak salmıştı ki adeta bir görüş belirtmeyen zatı muhterem kalmamıştı ortalıkta. Piyasa epeyce karışmış bir vaveyladır gidiyordu. Yeni bir felsefi akım ortaya çıkmış gibi bir heyecan sarmıştı ortalığı.
Marlboro içeni, hiç dedi, ne olsun, bildiğin şeyler. Bıkkınlık veren şeyler. Hep aynı tantana. Hep aynı absürd mesele. Yeni bir fikir yok, yeni bir hareket yok, hep aynı şeyler üzerinde kafa patlatmak olmaz ki canım. Bana ne, dedi biraz da öfkelenerek, adamın kitabı re kadar satmış. Hep onları konuşuyoruz. Ama ben bunlara bir son veriyorum artık. Bir roman üzerinde çalışıyorum azizim. Göreceksin dedi. Fırtınalar koparacak. Bundan sonra onlar konuşacaklar beni. Bilbordlarda ismim olacak.Yakışıklı fotoğrafım süsleyecek Istanbul caddelerini.
Deme yahu, dedi Pipo içeni. Anlat bakalım nasıl bir şey olacak romanın?
Marlboro içeni sigarasından bir nefes aldı.
Esmer güzel kız dalgın dalgın baktı.
Genç sempatik garson iki çay daha getirdi.
Can sıkıntısı işte. bunalımlarımız, dedi. Oturuyoruz konuşuyoruz. Her şeyimiz var lâkin mutlu değiliz. Merak etmeye başladım. Neden sıkıntıyla boğulacak gibi oluyorum. Bir çözümleme romanı diyebilirim. Son zamanlarda bir hoşgörü dalgası içinde dönüp duruyorum. Yeni bir şey yani. Hümanizm.
Hııım!.. dedi Pipo içeni. Anladım. Varoluşçu bir felsefeden yola çıkacaksın herhalde?..
Bilemiyorum, dedi, daha kesin bir bütünlük sağlamış değilim. Ama çok umutluyum. Güzel bir roman olacak.
Kişiler, olaylar, mekânlar falan, diyecek oldu Pipo içeni.
Kolay canım dedi. Marlboro paketinden bir sigara daha çıkardı yakacaktı ki; garson yanlarından geçerken Abi, dedi,
Amerika Felluceyi bombalamış duydun mu?.
Nurettin Durman--Siraza.net