Kaybolan hasletlerimiz...
- Ayrıntılar
- Kategori: Serbest Kürsü
- Gösterim: 1212
Batı ülkelerine gidip geleniniz olmuştur... Almanya’da yaşayanlar veya Almanya’ya gidip gelenler iyi bilir. Orada günlük hayat şöyledir:
Sabahın beşinde, altısında herkes sokaktadır. Ama herkes. Çalışanlar, işine gitmek için sokakta, yaşlılar sabahın temiz havasını teneffüs etmek ve köpeklerini dolaştırmak için sokakta. Bizim tabirimizle, kimsenin üzerine güneş doğmaz...
ÜZERLERİNE GÜNEŞ DOĞMAZ!..
Sadece Almanya’ya mahsus bir alışkanlık değil bu aslında. Bütün Avrupa milletlerinin geneli bu minval üzeredir.
Bu Yazı Hayatınızı Değiştirecek!
- Ayrıntılar
- Kategori: Serbest Kürsü
- Gösterim: 1384
Bu kitap hayatınızı değiştirecek, "İçinizdeki devi uyandırın", "Hayatınıza enerji katın", "Hayatın mükemmel sırları", "Bu kitapla tekrar hayatı keşfedeceksiniz" gibi sözleri çok duyar olduk. Ama ücret garantili kitap kampanyasını da duyunca ne söyleyeceğimizi şaşırdık. Her kitabın okuyucusuna mutlaka tesiri olur ancak bu tesirin abartılarak pazarlama malzemesi haline getirilmesi ne kadar doğrudur? Zira büyük umutlarla bu kitapları alanların hayal kırıklığı "okuma"sanatına tesir etmez mi?
Son yıllarda sıklıkla duyduğumuz bir kavram, "Kişisel Gelişim". Her köşeden başını uzatıp sahte bir gülümseme ile "Sizi zengin edeceğim", "Daha zeki olacaksınız", "Konuşamayanlar yanıma toplansın" diyen, akıllıların kullandığı bir uygulama.
İki uçlu gönül
- Ayrıntılar
- Kategori: Serbest Kürsü
- Gösterim: 1118
Kim, her dem mutlu olmak ister ki?
Her dem kahkaha, her dem pür neşe, hangi kalbe fazla gelmez. Hangi kalbi kasvete boğup ağır gelmez hüzünsüz neşe, şen kahkaha.
Her dem gündüz, hem ruhumuza hem bedenimize ağır gelir..
Vakti gelir, göz kapaklarımız ağır ağır kapanır; ruhumuz karanlığın sükûnetine teslim olup başka âlemlere misafireten gitmek ister; yorgun bedenimiz gecenin kollarında dinginliğe erer.. Kim geceye manasızdır diyebilir? Kim uykunun tadını inkâr edebilir?
Feminist kadın kaybedilmiş kadındır
- Ayrıntılar
- Kategori: Serbest Kürsü
- Gösterim: 1169
.jpg)
Sahi, cumhuriyetten beri bu kadar “kadın haklarını” bize niye verdiler ki? Erkeklerle mücadele edelim diye mi? Ortalık haklarını bilen yalnız ve mutsuz kadınlarla dolu. Tabii bir de eşiyle hak mücadelesi yapmaktan yorulmuş bezgin kadınlarla.
Doğru İp
- Ayrıntılar
- Kategori: Serbest Kürsü
- Gösterim: 1140
EĞER HALA KUYUDAYSAN VE DOĞRU İPİ ARIYORSAN...
Descartes hayatını anlamlandıracağı sağlam bir nokta ararken kendi düşüncesinin gerçekliğine ulaşmıştı. Düşünüyorsam varım,ben varsam beni var eden benden daha bir mükemmel varlık olmalı diyerek huzura kavuşmuştu belki…
Onun için tatmin edici olan bu nokta, benim için bir yerden sonra yetersiz kalmıştır. Akıl yürütme biçimine hayran olsam da başka bir şey daha olmalı daha diye hissedişim, arayışımı sonlandırmama yetmemiştir.
Paragraflar
- Ayrıntılar
- Kategori: Serbest Kürsü
- Gösterim: 1078
O gün karnın çok aç, cebinde de paran var. Bir esnaf lokantasına gidip bol tereyağlı nefis bir İskender kebabı yemek istiyor canın. Lokantaya gidiyorsun, boş masa yok. Bir masada iki kişi yemek yiyor. Afiyet olsun diyerek, o masaya oturuyorsun. Göz ucuyla bakıyorsun, kuru fasulye ve pilav yiyorlar. Düşünüyorsun, onların mütevazı yemeklerinin yanında lüks sayılabilecek İskender kebabı yemeyi uygun görmüyorsun. Tereyağlı lüks İskender kebabından vaz geçiyorsun ve Patlıcan musakkası yiyorsun.
Tanıdıklarından birisiyle aranız açık. Üç senedir pek konuşup görüşmüyorsunuz. Bu dargınlıkta kabahatli kim? Sizce onun hatası büyük... Duyuyorsunuz ki, onun başına bir felâket, büyük bir sıkıntı gelmiş, hemen koşup gidiyorsunuz, aranızda hiçbir şey yokmuş gibi onu teselli ediyorsunuz, ona yardımcı oluyorsunuz, ona destek veriyorsunuz.
Neden Okumuyoruz?
- Ayrıntılar
- Kategori: Serbest Kürsü
- Gösterim: 1763
Sizlere Türk nedir? diye sorsam, çoğunuzdan alacağım yanıt; Türkler orta Asya`dan
şeklinde başlayıp, Göktürkler, İmparatorluk halinde birleştiren ilk büyük Hun hükümdarı Teoman Yabgu, Osmanlı ve dedelerimize kadar uzanan nesiller olacaktır.
Bende bu yanıtınız yetmedi, tarihin daha da derinliklerine gitmek lazım dediğimde, hemen elinize bilgisayarınızdan Google`a Türkler yazıp konuyu araştırdığınızı görür gibiyim. Sizler bu konuyu araştıra durun, ben bu konuda çevremde yüz kişiye yakın değişik kültür kesimi arasında yapmış olduğum araştırmada, aldığım yanıtın % 99 oranında bilmiyorum olduğunu üzülerek söylemek istiyorum.
Gül Sunan El de Gül Kokmalıdır
- Ayrıntılar
- Kategori: Serbest Kürsü
- Gösterim: 1395
Yaptıklarından dolayı kimseye kızmamalı mıyız? İhanet edenlere teşekkür mü etmeliyiz? Yaşamımıza bir anlam kattığı için herkesi sevmeli miyiz? Acaba bunları yaptığımız zaman hayat bizim için daha başka bir güzel mi olur? Cevabı oldukça zor olan sorulardır bunlar.
Fakat yaşamımızın her anında sıkça karşılaştığımız olaylardır hepsi de. Tamam, kimseye kızmayalım, ihanet edenlere teşekkür edelim, herkesi sevelim. Peki, suçlu kim o zaman?
Dengeleri altüst eden hak etmediğin olayları yaşatan ya da toplumun huzurunu bozanlara ne diyeceğiz?
Sade Hayat
- Ayrıntılar
- Kategori: Serbest Kürsü
- Gösterim: 1151
Bunlara Gerçekten İhtiyacımız Var mı?
Hayatlarımız insan yönünden tenhalaşırken, eşya yönünden ne kadar da kalabalıklaştı. Teknolojinin hayatımızı kolaylaştırma masalı gün geçtikçe inandırıcılığını yitiriyor. Her şey düne göre daha kolay ve daha kısa sürede yapılabiliyor ama bugün bizim insana ayıracak daha az zamanımız var.
İşlerin azalmasıyla ortaya çıkacak boş zaman, nedense buharlaşıp uçuyor ve bazı işlere ayırdığımız zaman azaldıkça başka işler daha da artıyor. Hâsılı çıkarıyoruz, topluyoruz, çarpıyoruz ama sonuç değişmiyor: elde var sıfır…
Beni Olduğum Gibi Kabul Et!
- Ayrıntılar
- Kategori: Serbest Kürsü
- Gösterim: 1951
Bütün insanların her daim arzuladıkları temel ihtiyaç bu olsa gerek. Küçük-büyük herkes iradesiyle seçtiği ve davranışlarında gerçekleştirdiği şeyin diğer insanlar tarafından onaylanmasını ve kabul görmesini istiyor.
Takdir edilme ihtiyacımız, koşulsuz şartız sevilme ihtiyacımız, ilgi görme isteğimiz… İlk başta akla gelenler.
Bu duygularımız; bebek, çocuk, genç, ihtiyar fark etmeden hepimizde var. Üstelik şiddetli bir şekilde var. Hatta birçok psikolojik sorun da bu ihtiyaçların tam olarak karşılanmamasından doğuyor çoğunlukla.
Eski hatıralarımız olan gaz lambaları!
- Ayrıntılar
- Kategori: Serbest Kürsü
- Gösterim: 2623
Eski çocukların eski gecelerinden kalma bir anıdır idare lambaları ya da yaygın adıyla ‘gaz lambaları’. Evin annesi dadısı veya hizmetçisi geceleri çocuklara bakmak için uyandığında yollarını bulmalarını sağlayan evleri aydınlatan uyuyanların başuçlarında en azından ‘idareten’ bir aydınlık veren gaz lambaları günümüzde daha çok süs veya koleksiyon amaçlı olarak kullanılıyor.
Gaz lambalarının ilk ortaya çıkışı 18. yüzyılın başlarına denk gelir.
Yassılaştırılmış bir fitili gaz tankının içinden geçirerek en üste ise koruyucu bir şişe ekleyerek gaz lambalarına ilk formunu İsviçre vatandaşı Argand vermiştir.
Tabii 1775’te Léger ve Alstroemer tarafından ayrı ayrı bulunan yassı fitilin de bu buluşun ortaya çıkmasına katkısı büyüktür.