أَوْ إِطْعَامٌ فِي يَوْمٍ ذِي مَسْغَبَةٍ
Ev ıt’âmun fî yevmin zî mesgabeh(mesgabetin).
| ev | : veya |
| ıt'âmun | : doyurma |
| fî yevmin | : günde |
| zî | : sahip, ...oldu |
| mesgabetin | : yorgunluk ve açlık (darlık ve zorluk) |
yahud (salgın) bir açlık gününde yemek yedirmekdir,
Yahut bir kıtlık gününde yemek yedirmektir.
Veya salgın bir açlık gününde yemek yedirmek
Ya da salgın bir açlık gününde yemek yedirmektir.
Veya salgın bir kıtlık gününde yemek yedirmektir,
(14-16) Yahut, açlık gününde, yakını olan bir öksüzü, yahut toprağa serilmiş bir yoksulu doyurmaktır.
(14-16) Yahut şiddetli bir açlık gününde kendisiyle yakınlığı olan bir yetimi, yahut yerde sürünen bir yoksulu doyurmaktır.
(11-16) Fakat o, sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuş nedir bilir misin? Köle azat etmek veya açlık gününde yakını olan bir yetimi, yahut aç açık bir yoksulu doyurmaktır.
(14-15-16) Veya açlık gününde (kıtlık zamanında) hısım sayılan bir yetime veya yere serilmiş (bitkin, kimsesiz) bir yoksula yedirmektir.
Kıtlık zamanında yemek yedirmektir.
Yahud şiddetli bir açlık gününde yemek yedirmektir.
Yahut açlık gününde yemek yedirmektir,
Yahut açlık, kıtlık gününde doyurmak.
Veya açlık gününde yemek yedirmektir,
Ya da açlık gününde doyurmaktır,
(14-16) Yahut, aclik gununde, yakini olan bir oksuzu, yahut topraga serilmis bir yoksulu doyurmaktir.
Yahut açlık gününde doyurmaktır.
Ya da açlık gününde doyurmaktır,
yahut (kendi) aç iken (başkasını) doyurmaktır,
Veya açlık gününde doyurmaktır.
Ya da açlık gününde doyurmaktır,
Yahut kıtlık gününde yemek yedirmektir:
Yahut açlık gününde doyurmaktır:
Yahut da açlık ve perişanlık gününde doyurmaktır o,
Kıtlık anında doyurmaktır: