وَوَالِدٍ وَمَا وَلَدَ
Ve vâlidin ve mâ veled(velede).
| ve | : andolsun, yemin olsun |
| vâlidin | : baba |
| ve mâ velede | : ve doğan şey, veled, çocuk |
Babaya da, doğana da (yemîn ederim),
Ve bir pedere ve zürriyetine de (andolsun).
Ve bir validle veledine ki
Ve baba ile çocuğuna ki,
Ve and olsun baba ve çocuğuna.
Doğurana ve doğurduğuna and olsun ki;
(1-4) Sen bu beldedeyken bu beldeye (Mekke’ye), babaya ve ondan meydana gelen çocuğa yemin ederim ki, biz insanı bir sıkıntı ve zorluk içinde (olacak ve bunlara göğüs gerecek şekilde) yarattık.
(1-4) Bu beldeye -ki sen bu beldedesin-, babaya ve ondan meydana gelen çocuğa yemin ederim ki biz, insanı (yüzyüze geleceği nice) zorluklar içinde yarattık.
Babaya da, doğan çocuğuna da and olsun,
Hem o değerli baba, hem o değerli evladının hakkı için:
Ve yemin ederim bir (Âdem) babaya ve (ondan üreyip) doğana ki,
Doğurana da, doğurduğuna da andolsun ki;
Ve babaya ve oğula.
Ve andolsun babaya ve ondan meydana gelen çocuğa,
Babaya ve doğan çocuğa da.
Dogurana ve dogurduna and olsun ki:
Doğurana ve doğurduğuna andolsun ki,
Babaya ve doğan çocuğa da.
ve (tanıklığa çağırırım) anne babayı ve çocukları:
Anne, baba ve çocuklara,
Babaya ve doğan çocuğa da.
Ve babaya ve evlâdına.
Ve (and içerim) doğurucuya ve doğurduğuna ki,
Ve doğurana ve doğurduğuna da yemin olsun ki,
Doğurana ve doğurduğuna da andolsun.