فَلَا اقْتَحَمَ الْعَقَبَةَ
Fe laktehamel akabete.
| fe | : fakat |
| lâ ıktehame | : katlanmadı, geçmedi, aşmadı |
| el akabete | : akabe, sarp yokuş, dik yokuş, zor iş |
Fakat o, sarp yokuşa saldıramadı.
(10-12) Ve Biz ona iki de tepe yolu gösterdik. Fakat o, o sarp yokuşu geçemedi. O sarp yokuşun ne olduğunu sana ne şey bildirdi?
Fakat o göğüs veremedi o (akabeye) sarp yokuşa
Fakat o sarp yokuşa göğüs veremedi.
Fakat o, o sarp yokuşa göğüs veremedi.
Ama o, zor geçidi aşmaya girişemedi.
Fakat o, sarp yokuşa atılmadı.
(11-16) Fakat o, sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuş nedir bilir misin? Köle azat etmek veya açlık gününde yakını olan bir yetimi, yahut aç açık bir yoksulu doyurmaktır.
Ama o sarp geçidi geçmeye katlanmadı.
Fakat o sarp yokuşu aşmaya çalışmadı. (Böyle yaparak verilen nimetlerin şükrünü eda etmedi.)
Fakat o, çetin işe atılmadı, (kendisine verilen bunca nimetlere şükretmedi).
Ama o, sarp yokuşu aşmaya girişemedi.
Derken dayanmadı o yokuşa.
Fakat o, sarp yokuşu aşamadı.
Ancak o, sarp yokuşa göğüs germedi.
Ama o, zor gecidi asmaya girisemedi.
Fakat o zor geçidi aşmaya girişmedi.
Ancak o, sarp yokuşa göğüs germedi.
Ama o, sarp yokuşa tırmanmayı denemedi...
O zor geçidi aşamadı.
Ancak o, sarp yokuşa göğüs germedi.
Fakat o sarp yokuşu aşamadı.
Fakat o, sarp yokuşa atılamadı.
Akabeye, sarp yokuşa atılamadı o.
Ne var ki zor yola katlanamadı.