أَوْ مِسْكِينًا ذَا مَتْرَبَةٍ Ev miskînen zâ metrabeh(metrabetin).Sureler Anasayfası
Sadakat.Net- Kırık Manalı ve Karşılaştırmalı Meal
beled suresi 16. Ayet
ev : veya miskînen : miskin, çalışamayan yaşlı, yoksul zâ : sahip, ...olan metrabetin : turab üstünde olan (toprak üstünde olan) çok fakir, çok yoksul Hasan Basri Çantay
yahud toprakda sürünen bir yoksula.
Ömer Nasuhi Bilmen
(15-16) Karabet sahibi olan bir yetime. Veyahut yerlere serilmiş bir yoksula.
Elmalılı Hamdi Yazır
Veya toprak döşenen bir miskîne
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
veya toprak döşenen (hiçbir varlığı olmayan) bir yoksula...
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Veya hiçbir şeyi olmayan yoksula.
Diyanet İşleri (eski)
(14-16) Yahut, açlık gününde, yakını olan bir öksüzü, yahut toprağa serilmiş bir yoksulu doyurmaktır.
Diyanet İşleri
(14-16) Yahut şiddetli bir açlık gününde kendisiyle yakınlığı olan bir yetimi, yahut yerde sürünen bir yoksulu doyurmaktır.
Diyanet Vakfi
(11-16) Fakat o, sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuş nedir bilir misin? Köle azat etmek veya açlık gününde yakını olan bir yetimi, yahut aç açık bir yoksulu doyurmaktır.
Celal Yıldırım
(14-15-16) Veya açlık gününde (kıtlık zamanında) hısım sayılan bir yetime veya yere serilmiş (bitkin, kimsesiz) bir yoksula yedirmektir.
Suat Yıldırım
Ya da yeri yatak, (göğü yorgan yapan, barınacak hiçbir yeri olmayan) fakiri doyurmaktır.
Ali Fikri Yavuz
Yahud toprak üstüne yığılan miskine...
İbni Kesir
Yahut yerde sürünen bir yoksula.
Abdulbaki Gölpınarlı
Yahut yerlere döşenmiş bir yoksulu.
Adem Uğur
Veya hiçbir şeyi olmayan yoksula.
Ali Bulaç
Veya sürünen bir yoksulu.
Bekir Sadak
(14-16) Yahut, aclik gununde, yakini olan bir oksuzu, yahut topraga serilmis bir yoksulu doyurmaktir.
Fizilal-il Kuran
Hiçbir şeyi olmayan yoksulu,
Gültekin Onan
Veya sürünen bir yoksulu.
Muhammed Esed
yahut toprağa uzanıp kalmış olan (yabancı) bir yoksulu,
Şaban Piriş
Veya sürünen bir düşkünü.
Tefhim-ul Kuran
Veya sürünen bir yoksulu.
Ümit Şimşek
Veya toza toprağa bulanmış yoksula.
Süleyman Ateş
Yahut hiçbir şeyi olmayan yoksulu.
Yaşar Nuri Öztürk
Yahut ezilmiş, boynu bükük bir yoksulu.
Edip Yüksel
Yahut düşkün bir yoksulu...