وَأَنتَ حِلٌّ بِهَذَا الْبَلَدِ Ve ente hıllun bi hâzel beled(beledi).Sureler Anasayfası
Sadakat.Net- Kırık Manalı ve Karşılaştırmalı Meal
beled suresi 2. Ayet
ve ente : ve sen hıllun : mukim, oturan, ikâmet eden, bulunan bi : de hâzâ : bu el beledi : belde Hasan Basri Çantay
Sen bu beldeye halâl iken.
Ömer Nasuhi Bilmen
(1-2) Yemin ederim bu beldeye. Ve sen bu beldede ikamet etmektesin.
Elmalılı Hamdi Yazır
Sen hıll iken bu beldede
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Sen bu beldede oturmaktayken.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Ki sen bu beldede oturmaktasın.
Diyanet İşleri (eski)
(1-2) Bu şehre (Mekke'ye) yemin ederim; ki sen bu şehirde oturmuşsun.
Diyanet İşleri
(1-4) Sen bu beldedeyken bu beldeye (Mekke’ye), babaya ve ondan meydana gelen çocuğa yemin ederim ki, biz insanı bir sıkıntı ve zorluk içinde (olacak ve bunlara göğüs gerecek şekilde) yarattık.
Diyanet Vakfi
(1-4) Bu beldeye -ki sen bu beldedesin-, babaya ve ondan meydana gelen çocuğa yemin ederim ki biz, insanı (yüzyüze geleceği nice) zorluklar içinde yarattık.
Celal Yıldırım
Sen bu şehirde yerli olarak oturmuşsundur. (Bu şehir sana daha lâyık ve daha helâldir).
Suat Yıldırım
Senin bu beldeye girişin hakkı için!
Ali Fikri Yavuz
Sen (Ey Rasûlüm), ikamet ederken bu beldede;
İbni Kesir
Sen de bu beldede oturmuşsun.
Abdulbaki Gölpınarlı
Ki sen oturmadasın bu şehirde.
Adem Uğur
Ki sen bu beldedesin,
Ali Bulaç
Ki sen, bu şehirde oturmakta iken,
Bekir Sadak
(1-2) Bu, Mekke sehrine yemin ederim; ki sen bu sehirde oturmussun.
Fizilal-il Kuran
Ki sen bu şehre girmektesin.
Gültekin Onan
Ki sen, bu şehirde oturmakta iken,
Muhammed Esed
senin serbestçe yaşadığın bu beldeyi,
Şaban Piriş
Sen de bu şehrin insanısın.
Tefhim-ul Kuran
Ki sen, bu şehirde oturmakta iken,
Ümit Şimşek
(1-2) Yemin ederim bu beldeye-ki sen de bu beldenin sakinisin.
Süleyman Ateş
Ki sen bu şehire girmekte (burada yaşamakta)sın.
Yaşar Nuri Öztürk
Sen bu kente mahremsin/bu kente gireceksin.
Edip Yüksel
Ki sen bu kentte oturmaktasın.