وَالْيَوْمِ الْمَوْعُودِ
Vel yevmil mev’ûd(mev’ûdi).
| ve el yevmi | : ve gün |
| el mev'ûdi | : vadedilen |
o va'd olunan güne,
(1-2) Andolsun burçlar sahibi olan göğe. Ve mev'ud olan güne.
Ve o yevmi mev'uda
o va'dolunan güne,
Vaad olunan o güne,
Söz verilen kıyamet gününe and olsun;
Va’dedilmiş güne (kıyamete) andolsun,
(1-7) Burçlara sahip gökyüzüne, geleceği bildirilmiş olan güne, (o günde) tanıklık edene ve edilene andolsun ki, ateşle dolu hendeğe atılanlar (yakılarak) öldürüldü. Onlar (yakanlar) da başlarına oturmuşlar, müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı.
Va'dedilen güne (Kıyamet gününe) and olsun,
Geleceği vâd olunan kıyamet gününe!
O vaad edilen güne (kıyamete),
Ve vaadolunan güne,
Ve vaadedilen güne.
Geleceği bildirilmiş olan güne,
O vadedilen güne,
Soz verilen kiyamet gunune and olsun;
Vaad edilen güne.
O vadedilen güne,
ve (tahayyül et) vaad edilen Günü,
Ve vaad edilen güne..
O vadedilen güne,
Ve vaad olunan güne,
Va'dedilen güne andolsun,
O vaat olunan güne,
Söz verilen güne,