أَوْ تَكُونَ لَكَ جَنَّةٌ مِّن نَّخِيلٍ وَعِنَبٍ فَتُفَجِّرَ الأَنْهَارَ خِلالَهَا تَفْجِيرًا Ev tekûne leke cennetun min nahîlin ve inebin fe tufeccirel enhâre hılâlehâ tefcîrâ(tefcîren).Sureler Anasayfası
Sadakat.Net- Kırık Manalı ve Karşılaştırmalı Meal
isra suresi 91. Ayet
ev : veya tekûne : (senin) olsun leke : sana ait, senin cennetun : bir cennet, bir bahçe min nahîlin : hurma ağaçlarından ve inebin : ve üzüm bağ(lar)ı fe tufeccire : böylece akıtırsın, fışkırtırsın el enhâre : nehirler hılâle-hâ : onun arasından tefcîren : akan, fışkırarak akan Hasan Basri Çantay
«Yahud senin hurmalık (lar) dan, üzümlük (ler) den bir bağçen olsun da aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtasın.»
Ömer Nasuhi Bilmen
«Veya senin için hurmalıklardan ve üzümlüklerden bir bahçe olsun da aralarında ırmakları şarıl şarıl akıtasın.»
Elmalılı Hamdi Yazır
Yâhud senin için hurmalıklardan ve üzümlüklerden bir bağçe ola da aralarında şarıl şarıl çaylar akıtasın
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
veya hurmalıklardan ve üzümlüklerden bir bahçen olsun da aralarında şarıl şarıl çaylar akıtasın,
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
«Veyahut hurmalıklardan ve üzümlüklerden senin bir bahçen olsun da ortasından şarıl şarıl ırmaklar akıtmalısın.»
Diyanet İşleri (eski)
'Veya hurmalıkların, bağların olup, aralarında ırmaklar akıtmalısın.'
Diyanet İşleri
(90-93) Dediler ki: “Yerden bize bir pınar fışkırtmadıkça; yahut senin hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olup, aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmadıkça; yahut iddia ettiğin gibi, gökyüzünü üzerimize parça parça düşürmedikçe; yahut Allah’ı ve melekleri karşımıza getirmedikçe; yahut altından bir evin olmadıkça; ya da göğe çıkmadıkça sana asla inanmayacağız. Bize gökten okuyacağımız bir kitap indirmedikçe göğe çıktığına da inanacak değiliz.” De ki: “Rabbimi tenzih ederim. Ben ancak resûl olarak gönderilen bir beşerim.”
Diyanet Vakfi
«Veya senin bir hurma bahçen ve üzüm bağın olmalı; öyle ki, içlerinden gürül gürül ırmaklar akıtmalısın.»
Celal Yıldırım
Veya sana ait hurmalık ve bağlar olup aralarından ırmaklar fışkırtarak akıtasın;
Suat Yıldırım
Yahut senin hurma ve üzüm bağların olsun da aralarından gürül gürül ırmaklar akıtasın.
Ali Fikri Yavuz
Yahud hurmalıklardan ve üzümlüklerden senin bir bahçen olsun da ortasından bol bol nehirler akıtasın.
İbni Kesir
Veya hurmalıklardan ve üzümden bahçelerin olsun ve aralarında ırmaklar akıtmalısın.
Abdulbaki Gölpınarlı
Yahut hurma fidanlarıyla, üzüm çotuklarıyla dolu bir bahçen olup içinde de ırmaklar gürül gürül akmadıkça.
Adem Uğur
Veya senin bir hurma bahçen ve üzüm bağın olmalı; öyle ki, içlerinden gürül gürül ırmaklar akıtmalısın.
Ali Bulaç
"Ya da sana ait hurmalıklardan ve üzümlerden bir bahçe olup aralarından şarıl şarıl akan ırmaklar fışkırtmalısın."
Bekir Sadak
«eya hurmaliklarin, baglarin olup, aralarinda irmaklar akitmalisin.»
Fizilal-il Kuran
Ya da kendi hurmalıkların ve üzüm bağların olmalı, bunların arasından ırmaklar akıtmalısın.
Gültekin Onan
"Ya da sana ait hurmalıklardan ve üzümlerden bir bahçe olup aralarından şarıl şarıl akan ırmaklar fışkırtmalısın."
Muhammed Esed
"yahut hurma ağaçlarıyla, asmalarla dolu bir bahçen olmadıkça; ve onların arasında çağıl çağıl dereler akıtmadıkça;
Şaban Piriş
Veya senin hurma bahçen ya da üzüm bağın olmadıkça ve de aralarından ırmaklar fışkırtmadıkça!
Tefhim-ul Kuran
«Ya da sana ait hurmalıklardan ve üzümlerden bir bahçe olup aralarından şarıl şarıl akan ırmaklar fışkırtmalısın,»
Ümit Şimşek
'Yahut senin hurma ve üzümlerden bir bağın olsun da arasından gürül gürül ırmaklar akıt.
Süleyman Ateş
"Yahut senin hurmalardan ve üzümlerden oluşan bir bahçen olmalı, aralarından ırmaklar fışkırtmalısın!"
Yaşar Nuri Öztürk
"Yahut senin, hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olmalı. Onların aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmalısın."
Edip Yüksel
'Veya hurma ve üzüm bahçelerin olup aralarında ırmaklar fışkırtmalısın.'