وَالسَّمَاء وَالطَّارِقِ
Ves semâi vet târık(târıkı).
| ve | : andolsun |
| es semâi | : sema, gökyüzü |
| ve et târıkı | : ve tarık |
Andolsun o göğe ve Taarıka.
Andolsun göğe ve (Târık'a).
Kasem olsun o Semâya ve Târıka
Andolsun o gökyüzüne ve Tarık'a,
Andolsun o göğe ve Târık'a,
Göğe ve Tarık'a and olsun;
Göğe ve târıka andolsun.
(1-4) Gökyüzüne ve târıka (sabah yıldızına) yemin ederim. Târıkın ne olduğunu nereden bileceksin? (O, karanlığı) delen yıldızdır. Hiç kimse yoktur ki üzerinde bir koruyucu, bir denetleyici bulunmasın.
Göğe ve târıka and olsun.
Göğe ve "Tarık’a" kasem ederim.
And olsun semâya ve Târık’a...
Andolsun göğe ve Tarık'a.
Andolsun göğe ve geceleyin gelene.
Gökyüzüne ve târıka (sabah yıldızına) yemin ederim.
Göğe ve Tarık'a andolsun,
Goge ve gece ortaya cikana and olsun.
Göğe ve târıka and olsun.
Göğe ve Tarık'a andolsun,
Düşün gökleri ve gece vakti geleni!
Göğe ve Tarık’a andolsun ki..
Göğe ve tarık'a andolsun,
And olsun göğe ve Tarık'a.
Göğe ve târık'a andolsun.
Yemin olsun göğe ve Târık'a; o, gece gelene/o, tokmak gibi vurana/o, çıkıverip de yürek hoplatana.
Göğe ve Tarık'a andolsun.