إِنَّهُمْ يَكِيدُونَ كَيْدًا
İnnehum yekîdûne keydâ(keyden).
| inne-hum | : muhakkak ki onlar |
| yekîdûne | : tuzak kuruyorlar |
| keyden | : hile yaparak |
Hakıykat, onlar alabildiklerine hileler düzerler.
Muhakkak ki, onlar bir hile ile hilede bulunurlar.
Haberin olsun ki onlar hep hiyle kuruyorlar
Haberin olsun ki, onlar hep hile kuruyorlar.
Haberin olsun ki, kâfirler hep hile kuruyorlar.
Gerçekten onlar düzen kuruyorlar.
Şüphesiz onlar bir tuzak kurarlar,
(11-17) Dönüş sahibi olan (yağmur yağdıran) göğe, (nebat ile) yarılan yere yemin ederim ki Kur'an, (hak ile bâtılı) ayıran bir sözdür. O, asla bir şaka değildir. Onlar bir tuzak kurarlar, ben de bir tuzak kurarım. Kâfirlere mühlet ver, onları biraz kendi hallerine bırak (pek yakında desteğimiz sana gelecek).
Onlar elbette bir tuzak kuruyorlar ;
O kâfirler, vargüçleriyle hile kurarlar.
Doğrusu (Kur’an’ın nurunu söndürmek için, Mekke’li) o müşrikler hep hile kuruyorlar.
Gerçekten onlar düzen kuruyorlar,
Şüphe yok ki onlar, bir düzendir, kurup duruyorlar.
Onlar bir tuzak kurarlar,
Doğrusu onlar, hileli bir düzen planlayıp kuruyorlar;
Gercekten onlar duzen kuruyorlar.
Onlar bir tuzak kuruyorlar.
Doğrusu onlar, hileli bir düzen planlayıp kuruyorlar;
Elbette on(u kabule yanaşmayan)lar, birçok düzmece kanıt ararlar (ilahi kelamı çürütmek için);
Onlar ise tuzak kurup duruyorlar.
Doğrusu onlar, hileli bir düzen planlayıp kuruyorlar;
Onlar tuzak kurup duruyorlar.
Onlar (onu iptal etmek için) bir tuzak kuruyorlar.
Onlar ha bire tuzak kuruyorlar/oyun çeviriyorlar.
Onlar bir plan kuruyor.