وَنَفْسٍ وَمَا سَوَّاهَا
Ve nefsin ve mâ sevvâhâ.
| ve nefsin | : ve nefs |
| ve | : ve |
| mâ | : şey |
| sevvâ-hâ | : onu sevva etti, onu dizayn etti |
herbir nefse ve onu düzenleyene,
(6-7) Ve yere ve onu yayıp döşeyene. Ve nefse ve onu düzeltmiş olana.
Ve bir nefse ve onu düzenliyene
nefse ve onu düzenleyene,
Nefse ve onu biçimlendirene,
Kişiye ve onu şekillendirene,
(7-9) Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene andolsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir.
(1-10) Güneşe ve kuşluk vaktindeki aydınlığına, güneşi takip ettiğinde aya, onu açığa çıkarttığında gündüze, onu örttüğünde geceye, gökyüzüne ve onu bina edene, yere ve onu yapıp döşeyene, nefse ve ona birtakım kabiliyetler verip de iyilik ve kötülüklerini ilham edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir.
Nefse ve onu düzenleyip biçimlendirene,
Her bir nefis ve onu düzenleyen,
Nefse ve onu (insan biçiminde) düzenleyene;
Nefse ve onu düzenleyene,
Ve cana ve âzasını düzüp koşana.
Nefse ve ona birtakım kabiliyetler verene,
Nefse ve ona 'bir düzen içinde biçim verene',
Kisiye ve onu sekillendirene,
Kişiye ve onu şekillendirene,
Nefse ve ona 'bir düzen içinde biçim verene',
İnsan benliğini düşün ve onun nasıl (yaratılış) amacına uygun şekillendirildiğini;
Cana ve onu düzenleyene.
Nefse ve ona 'bir düzen içinde biçim verene,'
Ve nefse ve onu düzenleyene,
Nefse ve onu biçimlendirene,
Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirene.
Nefse ve onu düzenleyene,