ثُمَّ لَا يَمُوتُ فِيهَا وَلَا يَحْيَى
Summe lâ yemûtu fîhâ ve lâ yahyâ.
| summe | : sonra |
| lâ yemûtu | : ölmez |
| fî-hâ | : onun içinde, orada |
| ve lâ yahyâ | : ve yaşamaz, hayat bulmaz |
sonra orada hem ölmeyecek, hem dirilmeyecek olandır O.
(13-14) Sonra orada ne ölür ve ne dirilir. Muhakkak o kimse felâha ermiştir ki, temizlenmiştir.
Sonra ne ölecek onda ne hayat bulacaktır
Sonra ne ölecek onda, ne de hayat bulacaktır.
Sonra ne ölecek onda, ne de hayat bulacaktır.
O, orada ne ölecektir ne de dirilecektir.
Sonra orada ne ölür (kurtulur), ne de (rahat bir hayat) yaşar.
(10-13) (Allah'tan) korkan öğütten yararlanacak. En büyük ateşe girecek olan kötü kimse ise öğütten kaçınır. Sonra o, ateşte ne ölür ne de yaşar.
Sonra da orada ne ölecek, ne de yaşayacaktır.
Orada artık ne ölür, ne de rahat yüzü görür.
Sonra orada ne ölecek, ne de hayat bulacaktır...
O, orada ne ölecek, ne de dirilecektir.
Sonra da orada ne ölür, ne dirilir.
Sonra o, ateşte ne ölür ne de yaşar.
onun içinde o, ne ölür, ne yaşar.
O, orada ne olecektir ne de dirilecektir.
Sonra onun içinde ne ölür ne de yaşar.
Sonra onun içinde o ne ölür ne yaşar.
ve orada ne ölecektir ne de diri kalacak.
Orada ne ölür; ne de yaşar.
Sonra onun içinde o, ne ölur, ne de yaşar.
Ne ölür, ne de yaşar orada.
Sonra orada ne ölür, ne de yaşar.
Sonra orada ne ölür ne de hayat bulur.
Nitekim, orada ne ölecek, ne de yaşayacaktır.