قُلْ سِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَانظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُجْرِمِينَ
Kul sîrû fîl ardı fenzurû keyfe kâne âkibetul mucrimîn(mucrimîne).
| kul | : de |
| sîrû | : yürüyün, dolaşın |
| fî el ardı | : yeryüzünde |
| fenzurû (fe unzurû) | : böylece bakın |
| keyfe | : nasıl |
| kâne | : oldu |
| âkibetu | : akıbet, son |
| el mucrimîne | : suçlular, günahkârlar |
De ki: «Yerde gezin (dolaşın) da günahkârların sonu nice olmuşdur, görün».
De ki: «Yeryüzünde yürüyünüz de bakınız ki, günahkârların akibeti nasıl olmuştur.»
De ki; hele, Arzda bir gezinin de bakın mücrimlerin akıbeti nasıl olmuş?
De ki: «Hele yeryüzünde bir dolaşın da bakın suçluların sonu ne olmuş?
De ki: «Hele bir yeryüzünde gezin de, günahkarların sonu nice oldu, bir bakın!»
De ki: 'Yeryüzünde gezin, suçluların sonunun nasıl olduğuna bir bakın.'
De ki: “Yeryüzünde dolaşın da suçluların sonunun nasıl olduğuna bir bakın.”
De ki: Yeryüzünde gezin de, günahkârların âkıbeti nice oldu, görün!
De ki: Yeryüzünde bir gezin de o suçlu günahkârların sonunun ne olduğunu bir görün.
De ki: "Hele dünyayı bir dolaşın da suçlu kâfirlerin âkıbetleri nasıl olmuş görün!"
(Ey Rasûlüm, Mekke halkına) de ki: “- Yeryüzünde gezip dolaşın da bakın, günahkârların akıbeti nasıl olmuş!...”
De ki: Yeryüzünde gezinin de suçluların sonunun nasıl olduğunu görün.
De ki: Gezin yeryüzünde de bakın, görün, ne olmuş mücrimlerin sonu.
De ki: Yeryüzünde gezin de, günahkârların âkıbeti nice oldu, görün!
De ki: "Yeryüzünde gezip dolaşın da, suçlu günahkarların nasıl bir sona uğradıklarını görün"
De ki: «Yeryuzunde gezin, suclularin sonunun nasil olduguna bir bakin.»
Onlara de ki; «Yeryüzünü geziniz de ağır suçluların sonunun nice olduğunu görünüz.»
De ki: "Yeryüzünde gezip dolaşın da, suçlu günahkarların nasıl bir sona uğradıklarını görün."
De ki: "Yeryüzünde dolaşın da (böyle diyerek) günaha gömülüp gitmiş olanların sonunu görün!"
-Yeryüzünde yürüyün ve bakın, günahkarların sonu nasıl olmuştur? de!
De ki: «Yeryüzünde gezip dolaşın da, suçlu günahkârların nasıl bir sona uğradıklarını bir görün»
De ki: Yeryüzünde gezin de görün, mücrimlerin sonu nice olmuş!
De ki: "Yeryüzünde yürüyün de suçluların sonunun nasıl olduğunu görün."
De ki: "Yeryüzünde dolaşın da bir bakın nice olmuştur günahkârların sonu!"
De ki, 'Yeryüzünü dolaşın da suçluların sonunun ne olduğuna bir bakın.'