Fıkıh Köşesi
İMAM-I AZAM'IN (RH.A) İCTİHAD ESASLARI
- Ayrıntılar
- Kategori: Fıkıh Köşesi
- Gösterim: 5233
Soru: "Kur'an ve Sünnet'i esas aldıklarını söyleyen bazı arkadaşlarımız, İmam-ı Azam ünvanının sadece peygambere verilebileceğini belirtmektedirler. (...) Bu arkadaşlarımız, 'Hanefi mezhebinde Sünnet değil, akıl ön plandadır. İmam Ebu Hanife, hadislere gereken önemi vermemiş, haber-i vahid durumunda olan hadislere muhalefet etmiştir" diyorlar. (...) Bu iddialara nasıl cevap verebiliriz?"
CEVAP: İmam-ı Azam Ebu Hanife, fitnenin yaygın olduğu bir dönemde, "Resul-i Ekrem (sav) şöyle buyurdu" diyerek hadis nakleden herkesin rivayetini kabul etmemiştir. Ancak, fakih raviler kanalı ile gelen mürsel hadisleri bile kıyasa tercih ettiği sabittir.(1) Haber-i vahidi (tek ravinin rivayet ettiği hadisi), "ravinin güvenilir (sika), fakih ve adaletli olmasının yanında, rivayet ettiği şeye aykırı bir amelde bulunmaması şartıyla" kabul etmiştir. Mesela: Ebu Hüreyre'den (ra) rivayet edilen "Birinizin kabını köpek yalarsa, birisi temiz toprakla olmak üzere onu yedi defa yıkasın"(2) hadisini usule uygun bulmamıştır. Zira, Ebu Hüreyre'nin (ra) köpeğin yaladığı kabı üç kere yıkamakla yetindiği sabittir. İmam-ı Azam'ın (rh.a) ahad haberleri kabul için ileri sürdüğü genel prensipleri maddeler halinde izaha gayret edelim. Birincisi: Ahad haber, Kur'an-ı Kerim'in genel ifadesine ve lafzına (zahir anlamına) aykırı düşerse, haber terkedilerek Kitab'ın hükmü ile amel edilir. Burada da iki delilden daha kuvvetli olanı tercih vardır. Çünkü Kur'an-ı Kerim'in sübutu kat'idir, zahiri hükümleri ve genel ifadeleri kesindir. Ahad haber, Kur'an'ın umumi (amm) ve zahiri hükümlerine aykırı olmaksızın, onun mücmelini açıklıyorsa , bu haber kabul edilir. İkincisi: Ahad haberin meşhur sünnet ile çatışması halinde, kuvvetli olan meşhur sünnet esas alınır. Üçüncüsü: Ahad haber, kendisi gibi tek ravili diğer bir haber ile çelişirse, ravisi daha bilgili ve fakih olan tercih edilir. Dördüncüsü: İki haberden birisinde, sened veya metin bakımından fazlalık varsa, ihtiyata riayet edilerek bu fazlalık kabul edilmez. Ortak olan ifade dikkate alınır. Beşincisi: Ahad haberle, kaçınılması imkansız olan "umumi belva" gibi hususlarda amel edilemez. Bu gibi durumlarda haberin mütevatir veya meşhur olması gerekir. Altıncısı: Ahad haberlerin, seleften hiç kimse tarafından tenkide uğramaması; ravinin onu işittiği andan rivayet ettiği ana kadar ezberinde tuttuğunun sabit olması gerekir.(3) Meselenin özü budur.
(1) İbn Hazm, el-İhkam fi Usuli'l-Ahkam, Kahire: ty.(Nşr, A.M.Şakir), s.929.
(2) Sahih-i Buhari-İst: 1401, K. Vudu:33; Sahih-i Müslim, K. Tahare: 89-93.
(3) M. Zahid El Kevseri-Te'nibu'l Hatib, Kahire: 1361, Sh: 152 vd.