Cennet kuşu/devlet kuşu manasındaki “Hüma” ismiyle müsemma olan Hatice Alime Hatun, geleceğe saadet ve mutluluk bahşedecek bir kadere sahiptir. Zira, İsfendiyaroğullarından Tacettin İbrahim Bey’in güzelliği ile ünlü bu kızı, Sultan II. Murad ile izdivacından 1432 senesinde, Fatih Sultan Mehmet’i dünyaya getirecektir. Gerçekleştirdiği fetihle çağ kapayıp çağ açmış bir lideri anlayabilmek için ilk eğitimcisi olan annesini tanımak ve bu bağlamda “Her başarılı erkeğin arkasında kutlu bir anne vardır” anlayışını özümsemek gerekiyor. İslam’ın zahir ve batın edeplerine teslim olmuş bir Hüma Hatun karakteridir ki, gayretle, İslami ahlak ve edeple donanmış bir Fatih Sultan Mehmet yetiştirebilmiştir.
Devamını oku: Fatih Sultan Mehmet’in Annesi; Hatice Hüma Hatun

En Büyüğü Hilâfet 

Osmanlı’yı zirveye taşıyan insan modeli, Osmanlı mahallesinde yetişti. Osmanlı mahallesinde birbirini tanıyan, birbirini seven, birbirlerinin yaşayışından, davranışından sorumlu olduklarına inanan ve dayanışma ruhunu mahalleye hâkim kılan insanlar yaşardı.
Anadolu, keşfedilmeyi bekleyen hazinelerle dolu. Bunlardan biri de Güneydoğu'nun kadim şehri Diyarbakır'da. Büyük İslam komutanı Halid bin Velid'in oğlunun da aralarında bulunduğu 27 sahabe, ildeki Hazreti Süleyman Camii'nde yan yana yatıyor.
Evvela şunu ifade edeyim ki, Padişahların kendi hanımlarıyla, sultân denilen kız çocuklarıyla, şehzadelerle ve de bunların haremleri ve cariyeleri ile, hususî günlerde meşru dairede sohbet etmek ve ailevî meseleleri görüşmek üzere, her aile gibi, bir araya geldikleri doğrudur.
Osmanlı’nın bayram kutlamalarında bile sıcaklığın yanı sıra bir azamet de vardı. Ziyaretler, el öpmeler, harçlık vermeler hep bu azametin parçalarıydı ve bayramlar geleneksel bir sistem içinde kutlanırdı.