Reşahat

Seyyid Emir Külâl


SEYYİD EMİR KÜLÂL

Hoca Mehmed Baba Semmâsî Hazretlerinin en üstün halife­si ve biraz evvel kaydettiğimiz gibi, Altın Silsilenin kol başların­dan olarak yürütücüsü. . Doğdukları ve toprağa verildikleri yer, SUHARl köyü. . Sanatları çömlekçilik. . Külâl ismi, çömlekçi mânasına oradan geliyor.

Valideleri anlatıyor :

— Emîr karnımdayken ne zaman şüpheli yemek yesem mi­de sancısına uğrardım. Bu hal birkaç kere kendisini gösterince anladım ki, her şey, karnımda taşıdığım çocuğun nuranîliği yü­zünden olmaktadır ve o, müstesna bir mahlûktur. Ondan sonra ağzıma aldığım her lokmada ihtiyata riayet eder oldum ve evlâ­dımı ümitle bekledim.

Seyyid Emîr Külâl delikanlılığında güreşe meraklıymış. Kendisinin güreşini seyretmek için de çok kişi toplanır ve müca­deleyi merakla takip edermiş. . Bir gün seyircilerden biri, kendi­sini şeriatten yana sayarak şöyle bir düşünceye dalmış :

— Peygamber neslinden gelen bir seyyid nasıl olup da gü­reş tutuyor ve bid'at sayılabilecek ciddiyetsiz bir işe kapılabili-yor?

O anda bu fikrin sahibini uyku basmış. . Adam rüyasında görmüş ki, kıyamet kopmakta ve kendisi bir çamurun içinde çır­pınmakta . . Bir de bakmış, Emîr Külâl Hazretleri, karşısında. . Keskin adaleli kollarını uzatıyor ve bir çekişte kendisini çamur­dan çekip çıkarıyor.

Adam uyanmış ve güreş esnasında Seyyid Emir Külâl'in ken­disine baktığını görmüş. . Seyyid Emîr Külâl uzaktan kendisine hitap etmiş :

— îşte biz güreşi, senin gibileri çamurdan çekip kurtarmak için tutuyoruz!

Yine bir gün, bu defa Hoca Mehmed Baba Semmâsî Hazret­leri, güreş meydanında. . Bir kenara çekilmişler, güreşçileri sey­rediyorlar. Yanlarındaki müridlerden birkaçı, bu hali garip bul­muşlar ve Hoca Hazretlerinin bu değersiz manzaraya nasıl olup da dikkat sarfettiklerini hayretle karşılamışlar. .  Hoca Hazretle­ri kalblerden geçen bu hisleri keşfetmiş ve şu cevabı vermiş :

— Bu dövüş meydanında bir er vardır ki, nice erler onun nazarı ve sohbeti bereketiyle kemale ulaşacaktır. Benim bakışım onadır. Onu avlamak muradındayım.

Ve uzaktan, derin derin, Seyyid Emir Külâl Hazretlerine nazar etmişler. . Emîr bu bakışı görmüş ve onun da gözleri Hoca Semmâsî Hazretlerinde, dona kalmış. . Emîr'in ciğerine işleyen bu nazarın arkasından, Hoca, müridleriyle beraber çekilip git­miş. . Fakat Seyyid Emîr Külâl, kalbini Mehmed Baba Semmâsî'ye kaptırmış vaziyette. . Kendisinde artık ne fikir, ne irade, ne arzu. . Güreşi bırakıp Hocanın arkasına düşmüş ve nefes nefese kapısını çalarak eteğine yapışmış

Halvet odasında tarikat tâlimi ve nisbet. . Ondan sonra Sey­yid Emîr Külâl'i çarşı, pazar ve güreş yerinde gören yoktur.

Seyyid Emîr Külâl, Hoca Mehmed Baba'nın terbiyesinde 20 yıl kalıyor ve bu zaman boyunca mürşidine can ve başla hizmet­ten geri kalmıyor. Haftada iki gün, Suhârî ile Semmâs arası 5 fer­sahlık mesafeyi yaya aşarak mürşidinin sohbetine koşuyor. Sey­yid Emîr Hazretleri «Hacegân» yolunda o türlü çalışıyor ki, kim­se onun hâlinden bir şey sezinleyemiyor ve o, tam bir gizlilik per­desi arkasında, kemâl merdiveninin son basamaklarına kadar yük­seliyor.

Yola ismini verecek kadar büyük kol başı Hoca Bahaeddin Nakşibend Hazretlerinin nisbeti Seyyid Emîr Külâl Hazretlerinedir.

Başta büyükler büyüğü Şâh-ı Nakşibend bulunmak üzere, Seyyid Emîr Külâl'in manevî mirasçıları, onun dört oğlu ile dört halifesidir.

Günün Sözü

"Biriniz ben kendisine oğlundan, babasından ve bütün insanlardan daha sevimli olmadıkça kâmil îmân etmiş olmaz. (Hadîs-i Şerif—Buhârî ve Müslim)"
Telif Hakkı © 2024 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.