Nurul İzah
Cuma namazı
- Ayrıntılar
- Kategori: Nurul İzah
- Gösterim: 8088
CUMA NAMAZ1[1][1]
Cuma namazı, kendisinde (aşağıda belirtilecek) yedi şaı ılunduğu kimseler için farz-ı ayındır,[2][2]
Cumanın Vücûbunun (Farz Oluşunun) Şartları
(1) Erkek olmak,
(2) hür olmak,
(3) şehirde veya (ayrılın )[3][3]culuk hükümlerinin başladığı) şehrin uzantılarında -ki e
ığrusu da budur- oturuyor olmak,
(4) sağlıklı olmak,
(5) (herhan bir) zâlimin zulmünden emin bulunmak,
(6) gözlerinin ve
(7 raklarmın sağlam olması.
Cuma Namazının Doğru Olmasının Şartları
Cuma namazının doğru olabilmesi için altı şart vardır ki anlardır:
(1) Şehir veya şehrin uzantılarında oturuyor olmak,
(2) cumayı) hükümdar veya vekilinin1 kıldırması),
(3) Öğle vakti(nin inmesi); bu vakitten evvel kılınamayacağı gibi vaktin çıkmasıylala bozulur.
(4) Cuma vaktinde ve namazdan evvel cuma için hutbe okumak,[4][4] namaz kılacak olanlar arasından cuma hutbesini dinlenek üzere en az bir kişinin hazır bulunması, ki doğrusu da budur.
5) (Namaz kılınacak yerin herkese açık bulunması ve) herkesin girmesine izin verilmiş olması,
(6) köle, yolcu, yahut hastalardanla olsa cemaat olarak imamdan başka üç kişinin bulunması;
Dunların secde edinceye kadar imama uymuş bulunmaları şarttır,
Dunlar secde ettikten sonra namazlarını bozsalar dahi imam namazını cuma olarak tamamlar, ama secdeden evvel namazlarını bozar (veya namazdan ayrılır)larsa cuma namazı bozulmuş olur.
Cemaat olarak, iki erkeğin yanında bir kadının yahut bir çocuğun bulunması, cuma namazının doğru olabilmesi için yeterli değildir.
(Öte yandan) kölenin veya hastanın imam olup cuma namazı kıldırması caizdir.
İçerisinde müftü, (idarî yetkiye sahip) emir, (şer'î ve kanunî) hükümleri uygulayan ve cezaî müeyyideleri tatbik eden kâdî bulunduğu ve binalarının sayısı Mina (köyü)'nm rinaları) kadar olan yerlere şehir denir ki bu, rivayet olunan açık re kuvvetli deliller)e göre de böyledir. (Bir yerdeki) kâdî veya mîrîn aynı zamanda müftülük görevini de üstleniyor olması (yani kişinin işini bir kişinin üstlenmiş olması) orayı şehir olmaktan çıkarmaz.
Hac mevsiminde[5][5] cuma namazının Mina'da halife adına aldırılması yahut cumayı orada Hicaz emîrinin[6][6] kıldırması âizdir.
Hutbeyi, bir teşbih okumak veya "el-hamdülillah" dexn| ;ûretiyle kısa tutmak caiz ise de mekruhtur.
Hutbenin sünnetleri on sekiz olup şunlardır:
(1) Temizlik,[7][7]
(2) avret yerlerini kapatmak,
(3) hutbeye başlamadan evvel minbere oturmak,
(4) (hatibin) önünde kamet gibi ezan okumak;
(5) daha sonra, güç, kuvvet ve zor kullanılarak fethedilmiş bulunan şehirlerde hatibin, sol tarafında bulundurduğu kılıca dayanarak ve sulh yoluyla alınmış şehirlerdeyse kılıçsız olarak kalkması,
(6) yüzünü insanlara çevirmesi,
(7) hutbeye, Allah Teâlâ'ya hamdederek ve O'nun azametine lâyık övgüyle başlamak,
(8) iki şahadet kelimesini söylemek,
(9) Peygamber (Aleyhissalâtü vesselâm)fa. salât ü selâm okumak,
(10) (günahlardan ve Allah'ın gazabından sakındırma hususlarında) vaaz etmek,
(11) (insanlara kurtuluş yolunu) hatırlatmak,
(12) Kur'ân-ı Kerîm'den bir âyet ile
(13) iki hutbe okumak ve
(14) bu iki hutbe
rasında oturmak,
(15) ikinci hutbeye başlarken yeniden hamd ü ena ve Peygamber Efendimiz (Sallallahu teâlâ aleyhi ve seüem)'e alevât okumak,
(16) mü'min erkek ve kadınların günahlarının lağışlanması için dua etmek,
(17) insanların hutbeyi dinlemelerini ağlamak,
(18) her iki hutbeyi de, Mufassal sûrelerin uzunla-ından bir sûre kadar[8][8] kısa tutmak.
Hutbeyi uzatmak ve hutbenin herhangi bir sünnetini terket-nek mekruhtur.
Ne Zaman Cumaya Koşmak Farzdır?
Cuma günü ilk ezanın [9][9]okunmasıyla birlikte alış verişi Dirakıp cuma namazına koşmak farz olup (diğer görüşler arasında) 3n doğrusu da budur.
İmam (hutbe okumak üzere odasından) çıkınca, (artık cuma) namazını bitirinceye kadar (başka bir) namaz kılınmaz ve konuşulmaz.
(Cuma) hutbesini dinlemek üzere hazır bulunanların yemesi, içmesi, (ibâdet hâricindeymiş gibi üstleriyle başlarıyla) oynamaları, sağa sola dönmeleri mekruhtur. Hutbeyi dinlemekte olanlar (kendilerine verilen) selâmı almazlar, aksıranlara (yerhamukallah diye) karşılık vermezler; imam da minberde (hutbe okumak üzere) kalkınca halkı selâmlamaz.
Ezan okunduktan sonra, (cuma) namazını kılmadan şehirden ayrılmak mekruhtur. Kendisine cuma namazı farz olmayan kimseler cumayı kıldıkları takdirde, (kıldıkları bu namaz) o vaktin öğle namazı yerine geçer. Özürsüz olarak cuma namazından önce öğleyi kılmak haramdır. (Öğle namazını kıldıktan sonra) imam hutbede iken (cuma namazı kılmak üzere camiye) koşan kimsenin (Önce kıldığı) öğle namazı, cuma namazına yetişemese dahi, ersiz olur. (Hasta ve yolcu gibi cuma namazını kılmamakta) lzut olanlarla (ceza evinde) tutuklu bulunanların cuma günü e namazlarını şehirde cemaatla kılmaları mekruhtur,[10][10] Cuma! mazına, teşehhüdde veya sehiv secdesinde yetişenler, namazla-g a cuma olarak tamamlarlar. (Yine de) en doğrusunu Allah bilir.
[1][1] Cuma kelimesi, Arapçada toplanma manasına gelen içtima kelimesinden alınmış olup, bu günde cuma namazı
için mutlaka toplanılması gerekir. Cuma namazının farz oluşu Kuran, hadis ve müslümanlarm icmâ'ı ile sabittir.
hemen AUah'ı anmaya koşun ve alış verişi bırakın» buyuruyor. Bu âyet-i celîle, cuma namazının farz olduğuna
Kur'an'da Allah sübhânehû ve teâlâ: «Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağırıldığı (eza* okunduğu) zaman,
iki yönden delâlet etmektedir:
Birincisi, Hak sübhânehû ve teâlâ, "Allah'ın zikrine koşmak" emrini, namaza çağırmaya bağlamıştır. "Allah'ın
edilirse edilsin, bu ifâde, Cuma namazının farz olduğunu göstermektedir. "Zikir" ile namaz kasdolunuyorsa eğer,
zikri" ifadesiyle ya namaz, yahut da namazdan önce okunan hutbe kasdolunmaktadır. Bunların hangisi kasd-
durum açık; ama bu kelimeyle hutbe kasdolunuyorsa, buradan, "namazın bir şartı olan hutbeye koşmak farz
olunca, bizzat namaza koşmak haydi haydi farzdır, çünkü asıl hedeflenen namazdır" sonucuna varılabilir.
veriş, aslında mubahtır. Mubah olan birşey, ancak yapılması farz olan birşey ile haram olabilir, hikmet bunu ge-1
İkincisi ise, Allah sübhânehû ve teâlâ (namaza) çağırıldığı zaman alış ı veriş yapılmasını haram etmiştir. Alış
rektirir çünkü. Allah Teâlâ'nın verdiği hükümler yüksek bir hikmet (ve maslahat) gereğidir.
Cuma namazının, sünnetle isbatına gelince, bu hususta birçok hadis-i şerif vardır. Ezcümle, rivayet olunan sahih
bir hadis-i şerifte Efendimiz (Aleyhissalâtü vesselam): «İnsanlar ya Cuma namazını terketmeye bir son | verirler,
ya da Allah Teâlâ onların kalplerini mutlaka mühürler de onlar\ büsbütün gafillerden olup çıkarlar» buyurmuştur.
Abdullah b. ömerl (Radıyaüahu anhüma)'den naklolunan bir başka hadis-i şerifte Efendimii| (Aleyhissalâtü
vesselam) şöyle buyurmuştur: "Cuma namazı, geceler^ (dönüp dolaşıp) ailesinin yanına sığınan (herkes)e
farzdır."
[2][2] Farz'i Ayın: Cumanın vücûbunun şartlarını taşıyan her mükellefin yaj gereken bir farz olup inkar eden kâfir olur.
[3][3] Hükümdar, idarî yönden en üst noktada bulunan yetkili. îbn Münzir: "Cumayı hükümdar veya onun müsâade ettiği kimsenin kıldırması sünnet gereğidir, aksi halde, (cumayı değil) öğleyi kılınız" demiştir.
[4][4] Hutbeyi, mutlaka cuma hutbesi niyetiyle okumalıdır. Böyle bir niyetle okunmayan hutbe yeterli olmaz. Meselâ bir kimsenin aksırma yüzünden el-: hamdülillah demesi hutbe yerine geçmez.
[5][5] Hac mevsimi ile, hac zamanı kasdolunuyor. Hac mevsimi dışında Mina'da cuma kılınmaz; çünkü hac mevsimi sonra erince, Mina şehir olma özelliğini | yitirir.
[6][6] Hicaz Emîri demek Mekke Emîri demektir. Burada, yalnızca hac işlerini! tedvîr etmekle görevli bulunan Hac Emîrî'nin halife tarafından izinli| bulunmadıkça cuma kıldırmasının uygun olmayacağına işaret edilmek isteniyor.
[7][7] Bu kelimeyle üst baş temizliğinin yanı sıra cünüp ve abdestsiz olmama) kasdolunuyor.
[8][8] Uzun mufassallar, Hucurât sûresinin evvelinden Bürûc sûresine kadarki sûrelere denir. Bu sûrelerle ilgili olarak daha önce de bilgi verilmişti.
[9][9] ilk ezan, müezzinlerin minare ve şâir yerlerde okudukları mûtad ezandır.
[10][10] öğle namazının cemaatla kılınması mekruh olduğu gibi, diğerleri cuma namazını kılmadan evvel tek başına öğle namazının kılınması da aynı şekilde mekruhtur. Cuma namazı kılmamakta mazur bulunanların, 1) öğle namazlarını cuma namazından sonra kılmaları, 2) ve öğle namazlarını tek başına kumaları müstehaptır.