Mektubat-ı Rabbani-Tam Metin Tercümesi-Abdülkadir Akçiçek-Çile Yayınları-1979
66.Mektup
- Ayrıntılar
- Kategori: Mektubat-ı Rabbani
- Gösterim: 6429
66. MEKTUP
MEVZUU :
a) Tarikat-ı Aliyye-i Nakşibendiye'nin medhi.
b) Hu yolun, ashab-ı kiramın yolu ile münasebetinin beyanı..
c) Diğerlerine nazaran, ashab-ı kiramın fazileti.. İsterse bu diğerleri
Veys'el-Karanî veya Ömer b. Abdilaziz Mervanî olsun.
***
NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu, Han-ı Azam'a yazmıştır.
Allah'a hamd olsun. Selâm onun seçilmiş kullarına..
Bilmiş olasın ki, Hacegân Hazretlerinin yollan, nihayetin bidayete derc edilmiş şekli üzerine kurulmuştur.
Anlatılan manada, Bahaeddin Nakşibend Hz. şöyle anlattı:
— Biz, nihayeti bidayete derc ediyoruz.
Bu yol, ayniyle, ashab-ı kiramın yoludur. Şöyle ki: Onlara, Resulûllah S.A. efendimizin ilk sohbeti ile hâsıl olan mana zenginliğinden bir nebze olsun; bu ümmetin sair velî kullarına niahyetin nihayetinde dahi hâsıl olmaz.. Bu mana icabı olarak, Hazret-i Hamza'nın şehadetine sebeb olan ashabdan Vahşî r.a. tabiinin hayırlısı olduğu halde Veys'el-Karanî'den fazilet itibarı ile daha öndedir. Bu önde oluşu, îslâmiyete girişinin başında, bir defa Seyyid'ül evvelin vel-âhirin Resulûllah S.A. efendimizle sohbet etmesidir.
Vahşî'ye, Resulûllah'ın S.A. ilk sohbeti ile hâsıl olana mana zenginliği, belirtilen hususiyetine rağmen, nihayette dahi Veysel-Karanî'ye hâsıl olmamıştır.
Asırların en hayırlısı, şüphesiz, ashabın bulunduğu asırdır. Allah, onların cümlesinden razı olsun..
Aradaki bir sohbet kelimesi, diğerlerinin işini sonraya bıraktı ve her ikisi arasındaki derece itibarı ile uzaklığına işaret ett.
Bu manada, Abdullah b. Mübarek'e şöyle soruldu:
— Muaviye mi, yoksa Ömer b. Abdulaziz mi fazilet yönüyle daha öndedir?.
Buna şu cevabı verdi:
— Resulûllah S.A. ile beraber olduğunda, Muaviye'nin atının burnuna giren toz Ömer b. Abdilaziz'den şu kadar hayırlıdır. (Bu hususta: 58. mektupdaki dip nota bakılmalıdır.)
***
Hiç şüphe edilmeye ki, bu büyüklerin silsilesi: Silsile-i Zehep'tir. (Altın zincir manasınadır. Bu Tarikat büyüklerinin, mana yolunda birer altın zincir halka gibi olduklarına işarettir.)
Bu Tarikat-ı Aliyye'nin sair tarikatlara nazaran üstün meziyeti, diğer asırlara nazaran, ashabın bulunduğu asrın üstün meziyeti gibidir. Bu durum, kesindir.
Fazilet, kerem dolu kadehten ilk içişte tadan bir cemaatın ha kikatım anlamak, onların yabancısı olanlara pek zordur. Şundan ki: Bunların niahyet dereceleri, öbürlerinin nihayet derecelerinden çok üstündür.
Bu manada bir mısra:
Bolluk yılı, baharından bellidir.
İşbu mana, şu âyet-i kerimede daha güzel olmuştur:
— «Bu, Allah'ın fazlıdır; onu dilediğine verir. Allah büyük fazlın sahibidir.» (62/4)
Hazret-i Hace Bahaeddin Nakşibend şöyle anlattı:
— Biz, faziletli kılınmışlarız.
Allah sırrının kudsiyetini artırsın.
***
Allah-ü Taâlâ, bizi ve sizi bu büyükleri sevenlerden eylesin; onların yolunu izleyenlerden kılsın. Nebiyy-i Kureşî hürmetine.. Ona ve âline, salâtların en faziletlisi, tahiyyatın ekmeli..