Mektubat-ı Rabbani-Tam Metin Tercümesi-Abdülkadir Akçiçek-Çile Yayınları-1979

202.Mektup

202. MEKTUP

MEVZUU : Bu Tarikat'a girdikten sonra, sebepsiz yere bundan çıkanların zemmidir.

***

NOT : İMAMI RABBANİ Hz. bu mektubu. Mirza Fethullah Hakim'e yazmıştır.

***

Sübhan Allah bize ve size Tarikat-ı Müstakime-i Marziyye-i Mustafaviye'de ( Mustafa`nın doğru yolunda durmak) sebat ihsan eylesin.. Onun sahibine salât, selâm ve tahiyyet..

***

Bilesin ki,

Bir gün söz, Meşayih-i Nakşibendiye'nin kıskançlıkları üzerine açıldı. Allah onların sırlarının kudsiyetini artırsın..

Bu esnada söz, şu demeğe getirildi:

— Şu cemaatın hali nasıl olacaktır ki; kendiliklerinden bu büyük zatların müridleri olma yoluna girmişler; kendilerini onların tabii kılmışlar, o büyükleri kabul etmişlerdir. Bundan sonra da, bu büyüklerden kesilmiş; hiç mucib bir sebeb ortada yokken de, onların sohbetlerini terk etmişlerdir. Zan ve tahimine dayalı bir yoldan, bir başkalarının eteklerine tutunmuşlardır.

Bu arada, sizin isminiz ve Kadı Senam'ın ismi anlatıldı.

Bu müzakere bir lemha uzadı mı yoksa, uzamadı mı bilemiyorum?. Bununla beraber, sözün sebebi ve akışı bu müzakere üzerine oldu..

Sonra..

Allah bir güç vermesin ki, Fakir'in muradı bir Müslüman'a ziyet ola; yahut ona karşı kalbinde kini buluna.. Bu cihetten hatır-ı şerifinizi hoş tutunuz.

***

Sizin de malumunuzdur ki, bizim tarikatımız Esma daveti yolu değildir. Bu tarikatın büyükleri, bu isimlerin müsemmasmda istihlâki tercih etmişlerdir. Onların teveccüh iptidası, sırf ehadiyettir. İsimden ve sıfattan yana, zat dışında bir şey taleb etmezler. Hiç şüphe edilmesin ki, anlatılan sebepten ötürü: Onların nihayetleri bidayetlerine dere edilmiştir.

Bir mısra:

Gör gülistanımı, kıyas eyle baharımı..

***

Üstte anlatılan müzakereyi naklettim; sebebi şu ki: Nakiller çok olur; elden ele dilden dile dolaşarak bir başka şekil alır. O şekle gelir ki, bu canipten bir başka tevehhümler meydana gelir. Şunun için, bu kelimeleri yazdım ki: O tevehhümler ortadan kalksın..

***

Bilesin ki.

Sizin sevginiz, bize bir şey artırmayacağı gibi; sevginizin olmayışı dahi bizden bir şey eksiltmez. Lâkin:

— Zarara rıza, müstaHakk-ı nazar değildir.

Darb-ı meseli dahi meşhurdur.

Şuna yakinin olsun ki: Bu Fakir, sizin zararınızı hiç istemedi; isteyemez de.. înşaallah bu böyle gider. Bu söylenen kelâm, dervişlerde bulunan kıskançlık yollu söylenmiştir. Bir münasebetle ve söz gelişi oldu. Bu, gönlünüze ağır gelmesin..

***

Bilesin ki.

Kendisini Hazret-i Ebu Bekir Sıddık'tan üstün gören bir şahsın hali, şu iki şeyden hali değildir:

a) Tam manası ile zındıktır..

b) Tam manası ile cahildir..

Bu Fakir, sana senelerce evvel bir mektup yazdı. O mektupta, fırka-i naciye olan ehl-i sünnet vel-cemaatı beyan etti. Asıl şaşılacak durumm şu ki: O mektubu mütalaa ettikten sonra, bu gibi kelimeleri tecviz ediyorsunuz.

Bir kimse, Hazret-i Ali'nin r.a. dahi, Hazret-i Ebu Bekir'den daha faziletli olacağını söylese; yine ehl-i sünnet vel-cemaat dairesinden çıkar. Kendisini Hazret-i Ebu Bekir'den üstün gören kimsenin hali şöyle dursun..

Bu evliya katında mukarrer durum şudur ki: Bir salik, kendisini Köpeklerden ve sineklerden üstün görecek olsa; o kimse, bu büyüklerin kemalâtlarından mahrum kalır.

Selef-i salihin zatlar, toplu olarak; Hazret-i Ebu Bekir'in, peygamberlerden sonra, insanların en faziletlisi olduğu üzerinde fikir birliğine varmışlardır. Onlara salât ve selâm olsun..

Bu toplu kararı parçalamak isteyen kimsenin hamakatının şiddetine bir bak..

Bu Fakir, kitaplannda ( veya mektuplarında), risalelerinde hep yazdı: Hazret-i Hamza'nın r.a. katili Vahşî, Hayr'ül-beşer Resulûllah'ın S.A. tek sohbetine nail olduğu için; tabiinin en faziletlisi olan Veys'el-karanî'den daha faziletlidir.

Durumu anlatılan, akıldan uzak kimselerden gelen, bu gibi hayalî sözleri tahayyül et.

Uygun düşer ki: İnsanlara, anlatılan vehmi doğuran ibareler için (bize) müracaat edesin; bu şekilde de, hakiki muameleye muttali olasın..

Mücerret taklidde haset sahipleri için, ne gibi bir bağlantı kurulabilir?.

Bazı meşayihten, sekr hallerinde, uygun olmayan bazı cümleler sudur etmiştir. Meselâ, Bayezid-i Bistamî Hz. nin şu kavli gibi:

— Sancağım Muhammed'in sancağından yüksektir.

Ancak, bu ibareden girip vehmin daha faziletlilik davasına gitmesine cevaz yoktur. Böyle bir şey, zındıklık olur. Haşa ve kellâ ki: Fakir'in ibarelerinde böyle bir şey anlatıla..

Vesselam..

 

X (Twitter) sayfamız!

X (Twitter) adresimizi takip ederek, her türlü ilmi bilgilendirmeden istifade edebilirsiniz.

Günün Sözü

"Hz. İbn-i Abbas (r.a.)’dan: “Resûlüllah (s.a.v.) yiyecek ve içecekleri üflemekten nehyetti.” (Hadîs-i Şerif—Muhtâru’l-Ehâdis)"
Telif Hakkı © 2024 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.