Mektubat-ı Rabbani-Tam Metin Tercümesi-Abdülkadir Akçiçek-Çile Yayınları-1979
231.Mektup
- Ayrıntılar
- Kategori: Mektubat-ı Rabbani
- Gösterim: 4385
231. MEKTUP
MEVZUU : a) Vusul ve husul arasındaki fark..
b) Peygamberlerin taayyün mebde'leri velilerin de taayyün mebde'leri olur mu?.
c) Cehri zikirle diğer zikirler arasındaki fark. Bu yeniliklerden birincisine
engel olunur; ikincisine değil..
***
NOT : İMAMI RABBANİ Hz. bu mektubu, Mir
Muhammed Nu'man'a yazmıştır.
***
Allah'a hamd ederiz. Onun Peygamberine ve bu
Peygamber'in âl-i kiramına salât ve selâm okuruz.
***
İki mübarek mektup ard arda geldi..
Birinci mektup, her nekadar hüzünden ve
ıstıraptan haber vermekte ise de, ikinci mektup gayet mülayim ve şevkten,
hararetten anlatıyor.
Ey Muhib,
Mir Sadedüin, sefere çıkmak istediği zaman,
benden mektubu yazmamı taleb etti. Halbuki ben o zaman hasta ve munkabiz bir du
rumda idim.. O derecede ki, kendi yazımı yazmaya gücüm yetmiyordu. Bunun
üzerine, Yar Muhammed Kadim'e mektup yazmasını söyledim. Ben söyledim o yazdı.
Eğer bu hastalık vaktinde, o mektuba, mülayim
gelmeyen bir cümle derc edildiyse., mazur olurum. Bununla beraber, az bir şeyle
inhiraf edilmesi ve aradaki muamelenin tahribi yerinde bir iş olmaz Allah-ü
Taâlâ, aramızda eziyet takdir eylemesin. Keza, eziyet ve iraz niyeti ile bir
şey yazmam: da..
Eğer nasihat dileği ile bir şey yazılmış
ise., onunla sevinmen lâzımdır.
Ancak, ikinci mektubunuz beni sevindirdi;
tuttu..
Her işte, sıcaklık lâzımdır.. Yani: Azimli
olmak ve işe devam etmek. Tenbellik ve acizlik düşmanların nasibi olsun.
***
Şunu yazıyorsunuz:
— Vusul ile husul arasını ayırd etmek mümkün
olamıyor.
Ey Kardeş.
Husul, uzaklığın varlığı ile tasavvur edilir;
ama, uzaklık var iken vusul zordur.
Anka kuşunu görmez misin?. O, kendine mahsus
sureti ile tasavvur edilir. O kadar ki:
— Anka idrâkimizde hâsıl olmuştur.
Diyebiliriz.. Yani: Ziline bağlı bir
varlıkla.. Amma, Anka'ya vâsıl olmak, asla taHakkuk etmez. Şu manadan ki, bir
şeyin ikinci mertebe zuhurundan ibaret olan zıllıyet, o şeyin husulüne münafi
değildir. Amma o şeye vâsıl olmak, zıllıyetle birleşemeyeceği manayadır. Burada
ayrılırlar.
***
Yine soruyorsun ki:
— Peygamberlerin a.s. taayyünat mebde'leri
olan isimler; aynı ile velilerin de taayyünat mebde'leri olurlar mı yoksa
olmazlar mı?
Bu ikisi arasındaki fark nedir?.
Ey Aziz Kardeş,
Peygamberlerin, taayyünat mebde'leri, esmanın
külliyatıdır; evliyanın taayyünat mebde'leri olan isimler ise., onların
cüz'iyatıdır ki, külliyat tahtine dere edilmişlerdir.
— İsimlerin cüz'iyatı..
Demekten murad. o isimlerin kendisi olup
şartlardan herhangi kayda bağlanmıştır. Meselâ: Mutlak irade ile bir şeyle
mukayyed irade gibi..
Peygamberlere mütabaat vasıtası ile, evliyaya
terakki vaki olduğundan, anlatılan kayıt kalkar. Mukayyed olan, mutlaka
katılır.
Bu fikri, bazı mektuplarda tafsilatı ile
anlattım. Oraya müracaat edilip mülâhaza edilsin.
Yine sormuşsun ki:
— Bid'at sebebi ile, cehri zikirden men edilmenin
sebebi nedir?. Halbuki o, zevk ve şevk veriyor. Resulûllah S.A. efendimizin
zamanında olmayan diğer şeyler neden men edilmiyor?. Meselâ: Ferace, şal,
şalvar gibi..
Ey Mahdum,
Resulûllah S.A. efendimizin fiili iki
nevidir:
a) İbadet yoilu yapılan fiil..
b) Örf ve âdet üzere yapılan fiil..
Resulûllah S.A. eiendimizden ibadet yollu
sudur eden fiilin hilafını bid'at kabul ediyoruz; yani: Münker olarak.. Bunu
men etmeye de çok çalışıyoruz. Zira, böyle bir şey, dinde bir icaddır ki:
Merdud sayılır.
Resulûllah S.A. efendimizden örf ve âdet
yoluyla zuhur eden fiile gelince., onun aksine bir durumu, münker bid'at
saymıyoruz. Dine taalluku olmadığı için de onu men etmeye pek girişmiyoruz.
Çünkü, böyle bir şeyin varlığı ile yokluğu örf ve âdetle alâkalıdır. Din ve
şeriat üzere bir şey değildir. Bazı beldelerin örf ve âdeti, bazı beldelerin
örf ve âdetlerinin hilâfına olduğu gibi.. Hatta aynı beldede, zamanın değişmesi
ile, âdetlerinde dahi değişiklik olur.
Durum üstte anlatıldığı gibi olmasına rağmen,
âdet olan sünnetlere dahi riayet edildiği takdirde, neticesi verimli olur; sonu
saadete çıkar.
Allah-ü Taâlâ, size ve bize,
Seyyid'ül-mürselin'e mütabaatta sebat ihsan eylesin.
Ona, âline ve ona tabi olan herkese,
salâtların en faziletlisi, selâmların ekmeli..
Vesselam...