Mektubat-ı Rabbani-Tam Metin Tercümesi-Abdülkadir Akçiçek-Çile Yayınları-1979
275.Mektup
- Ayrıntılar
- Kategori: Mektubat-ı Rabbani
- Gösterim: 5872
275. Mektup
MEVZUU : a) Bazı sorulara cevap..
b) Sert ilimleri öğrenmeye, fıkhî hükümleri yaymaya teşvik..
Ve., bu münasebetle bazı hususların beyanı..
***
NOT : İMAMI RABBANİ Hz. bu mektubu, Molla Ahmed Berkî'ye yazmıştır.
***
Allah'a hamd olsun. Allah'ın Resulüne salâtlar ve selâmlar olsun. Sizlere de,
dualar ettiğimi bildiririm.
Şeyh Hasan ve onun gayrı ile gönderilen iki mektup ulaştı. Çokça ferahlık
getirdiler.
O mektuplardan birinde: Hace Veys'in hallerini beyan ediyorsun. Diğerinde ise.,
kendi kabulünü soruyorsun.
Bu sırada, senin haline teveccüh ettim; gördüm ki: O nahiyelerin sakinleri,
senin tarafına koşmaktadırlar; sana sığınmaktadırlar. İşte, bundan malum oldu
ki: Sen o yerin medarı kılınmışsın; o tarafın insanları dahi, sana bağlı kılınmış..
Bunun için, Allah'a hamd ü şükürler olsun.
***
Bu muameleyi sanmayasın ki, şek ve şüphe zanm bulunan vakıalar cümlesindendir.
(Yani: Rüya cinsi şeyler değildir.) Bunları, meşhudat ve mahsusattan
saymalısın.
***
Bu devletin tahsilinde sizin için umde; şer'i ilimlerin talimi ve fıkhı
hükümlerin neşridir. O yerlerde ki, oralarda cehalet mekân tutmuş ve bid'at
yerleşmiştir. Ve.. Allah-ü Taâlâ'nın evliya kullarına mahabbet ve onlara karşı
olan ihlâsındır. Allah-ü Taâlâ, bunları sana sırf fazlı ile ihsan eylemiştir.
Mana yukarıda anlatıldığı gibi olunca, size düşen: Gücünüzün yettiği kadar dinî
ilimleri talim edip şer'î hükümleri neşretmektir. Zira işin esası, yükselmenin
dayanağı, necatın medarı budur.
***
Himmet kuşağını kuşanmalısınız ki: Ulema sırasına girip emr-i maruf ve nehy-i
münker vazifesini yaparak halkı Sübhan Hakkın yoluna delâlet edesiniz.
Allah-ü Taâlâ şöyle buyurdu:
— «İşte bunlar, birer öğüttür; artık dileyen Rabbına bir yol tutar.»
***
Sizin icazetli bulunduğunuz kalbi zikir dahi, şer'i hükümlerin yerine
getirilmesini teyid eder; nefs-i emrnarenin de inadını atar.
***
Bu Tarikat-ı Aliyye'nin yürütülmesi de lâzımdır. Kendi haline ve arkadaşlarının
haline muttali olmadığın için mahzun olma. Ve, bu durumu, sende bir şey hâsıl
olmadığına delil sayma.. Arkadaşlarımın halleri, senin kemalâtının aynası
olarak yeter.
Arkadaşlarında zahir olan haller senin hallerindir ancak; in'ikâs yolu ile
onlarda zuhur etmiştir.
***
Şeyh Hasan, senin devletinin rükünlerinden biridir. Muamelende, sana bir muavin
ve yardımcıdır.
Eğer Maveraünnehir veya Hind memleketlerinde bir sefer arzusu hatırına
gelirse., senin yerine kaim olarak orada Şeyh Hasan vardır.
Onun Hakkında teveccüh ve iltifata riayet etmelisin. Tezce, zaruri sayılan dinî
ilimleri öğrenip tamamlaması için, tam bir çaba gösteriniz.
Onun dahi, Hindistan tarafına gelmesi; hem kendisi için, hem de sizin için bir
ganimet olur.
Allah-ü Taâlâ, size ve bize İslâm şeriatı üzerine istikamet nasib eylesin..
Onun sahibine salât ve selâm.
***
Yazıyorsun ki:
— Arkadaşlardan birine, altı ay kadar bir süre için terakki hâsıl oldu.
Kendisine, gaybet ve şuursuzluk halinde zahir olan ervah-ı tayyibe çeşidinden
şeyleri; şu andaki ayık halinde dahi görmektedir.
Ey Mahdum,
Bu görüşte, terakki İçin delil yoktur. İster şuurlu olsun; isterse şuursuz.
Bu yolda birinci basamak: Sübhan Hakkın gayrını asla görmemektir. Onun zatından
gayrisi kesin olarak fikrinde kalmamalıdır. Amma bu demek değildir ki:
Eşyayı, Sübhan Hakkın gayrı olarak görmeyecek ve onları siva unvanı ile
bilmeyecek..
Zira, böyle bir şey ayniyle kesreti görmek olur. Elbette, Sübhan Hakkın
gayrisini görmemeli; asla ve kafa ondan gayrını hissetmemelidir. Bu öyle bir
halettir ki:
— Fena..
Diye tabir edilir. Bu tarikatın da, ilk konaklarından bir konak sayılır.
Bundan sonrasını, savrulan ağaç kabuklan say..
Bir şiir:
O ki bulmaz fena, Mevlâsı sevgisinde; Nasipsizdir onun kibriyası izinde..
***
Bugünlerde yazılan mektuplar, pek değerli şeylerdir. Onlara çok çok faydalı
şeyler derc edilmiştir.
Şeyh Hasan, onların suretini beraberinde getirdi; tam bir mülâhaza ile onları
mütalâa etmek gerek.
***
Merhume valideniz için, duâ istemişsiniz; icabetle kabul ettik.
***
Bu taraftaki kalan halleri, Şeyh Hasan tafsilâtı ile beyan edecektir.
Selâm hidayete tabi olanlara.. Mütabaat-ı Mustafa'yı bırakmayanlara.. Ona ve
âline salât ve selâm..
Fakir ve evlâdı, hüsn-ü hatime (son nefesi güzel vermek için), duâ dilerler.
Vesselam..