Mektubat-ı Rabbani-Tam Metin Tercümesi-Abdülkadir Akçiçek-Çile Yayınları-1979
311.Mektup
- Ayrıntılar
- Kategori: Mektubat-ı Rabbani
- Gösterim: 3940
311. Mektup
MEVZUU : Huruf-u mukattaatla
alâkalı vadirattan hakikatlar derin sırlar beyanındadır. Bunlar Kur'an-ı
Kerim'de bulunan müteşabihattan olup remz ve işaret yollu rasihun ulemanın
onlara ıttılaı vardır.
***
NOT : İMAMI RABBANİ Hz. bu mektubu, Mahdumzade Muhammed Said'e yazmıştır.
***
ALLAHÜMME (Arapça aslına göre) lafzının ifade ettiği manaları anlatan bir şiir:
(HA) İki gözü var mürebbimizin;
(ELİF) Rabbı Allah sevgilisinin..
(LÂM) Halilüllah'ın mürebbisidir;
(MİM) dahi ayıktıranı Kelim'in..
***
Musa'nın iş başlangıcı, ELİF harfinin hakikatidir. Resulûllah efendimize ve ona
salât ü selâm olsun. Bu Hakir'in hakikat muamelesi dahi, ona tebaiyet ve
veraset yollu olarak, ELİF harfinin hakikatidir. Lâkin, Kelim'in a.s. rücuu MİM
harfinin hakikatına olup bu Hakir'in rücuu dahi iki gözlü HA harfidir. Şu anda
dönüp kaldığım, HA harfinin hakikatidir. Bu hakikat odur ki, ondan:
— Gayb-ı hüviyet..
Olarak tabir edilir.
İşbu hakikat, rahmetin hazinesi ve o eşsiz rahmettir ki: Biri, dünyada herseyi
almış, doksan dokuzu dahi âhirete bırakılmıştır. Amma, onun hepsi bu
hakikattir.
Onun iki gözü vardır; biri dünya rahmetinin mahzeni olup diğeri dahi âhiret
rahmetinin hazinesidir.
Erham'ür-rahimin, sıfatı dahi bu hakikattan çıkmıştır.
Bu makamda, sırf cemal zuhuru vardır: oraya celâlden hiç bir şaibe düşmemiştir.
Evliyaya isabet eden, dünyadaki gam, hüzün, mihnet cinsi şeylerin hemen hepsi
zahiren cemal terbiyesi olup celâl suretinde çıkar..
Düşmanlara nimet, ferah, sürür cinsi olarak dünyada her ne verilir ise., cemal
suretinde celâl zuhurudur. Bu dahi Yüce Sultan Allah'ın mekridir.
Bir âyet-i kerime meali:
— «.. bununla çoklarına hidayet ettiği gibi, nicelerini de dalâlete atar..»
(2/26)
Hatem'ür-rüsül Resulûllah'ın emir mebdei ELİF hakikatinin üstündedir. Ona salât
ve selâm olsun. Halil'in emir mebdei ise., bu üstünlük taşıyan hakikattir.
Bu babda netice söz şu ki: Hatem'ür-rüsül Resulûllah'ın mebdei, anlatılan
hakikatin icmalidir. Halil'in hakikati ise., onun tafsilidir.
Hatem'ür-rüsül Resulûllah'ın mercii, ELİF hakikati olmaktadır. Ona salât ve
selâm olsun. Halil'in a.s. mercii ise.. LÂM hakikatidir. Sunun için ki: İcmalin
vahdetle münasebeti daha çoktur. Bunun için de, vahdete daha yakın ELİF'e rücu
müyesser olmuştur. Tafsilin ise., kesretle münasebeti pek ziyade olduğundan;
zarurî olarak, onun rücuu LÂM harfine olmuştur. Ki bu, kesrete yakındır.
İbrahim mebde, maad, merci itibarı ile bereketi çoktur. Resulûllah efendimize
ve ona salât ve selâm olsun. Bu mana icabı olarak, Resulûllah S.A. İbrahim'in
a.s. salâtına ve bereketine benzeyen salât ve bereket istemiştir.
Hatem'ür-rüsül Resulûllah efendimizin Rabbı, rütbesi sıfat rütbelerinin üstünde
bulunan esma-i hüsnadaki şanı Yüce Mübarek Allah ismidir. Ona salât ve selâm
olsun.
Bu Hakir'in dahi Rabbı, Yüce Üstün Rahman ismidir. Bu Hakir'in Musa Kelim ile
münasebeti bulunduğundan, ondan kendisine çokça bereket ulaşmıştır. Bu Hakir'in
velâyeti, her nekadar Velâyet-i Museviye değil ise de, lâkin o velâyet bereketleri
ile doludur. Yani: O velâyetin icmal yolundan..
Merhum büyük oğlumun velâyeti, onun tafsilinden istifade yollu olmuştur.
Bu Fakirin velâyeti, Velâyet-i Museviye'den istifade yollu olup Al-i
Firavun'dan mümin bir kimsenin velâyetine benzer. Büyük oğlumun velâyeti ise,
sonradan iman eden Firavun'un sihirbazlarının velâyetine benzer.