Mektubat-ı Rabbani-Tam Metin Tercümesi-Abdülkadir Akçiçek-Çile Yayınları-1979
332.Mektup
- Ayrıntılar
- Kategori: Mektubat-ı Rabbani
- Gösterim: 3860
332. MEKTUP
MEVZUU: Sünnet-i seniyyeye ittiba etmeye
teşvik ve beğenilmeyen bid'atları irtikâb etmekten sakındırmak.
Ve bu münasebetle bazı hususların beyanı.
NOT: İmam-ı Rabbani Hz.leri bu mektubu,
Mir Muhibullah'a yazmıştır.
Allah'a hamd olsun. Salât ve selâm Allah'ın Resulüne... Sizlere dahi dualar etmekteyim.
***
Pek değerli Seyyid Muhibullah kardeşimin malumu olsun ki.
Bu taraftaki fukaranın (dervişlerin) hal ve vaziyetleri hamd olsun iyidir. Sübhan Allah'tan dileğimiz: Sizin de selâmet, sebat, istikamet üzere olmanızdır.
Bu müddet içinde, o taraftaki fukaranın (dervişlerin) hallerine İttıla peyda olmadı. Mesafenin uzak olması, bu husustaki engellerdendir.
***
Nasihat işte dindir ve Seyyidü'l-mürselin Resulullah (sav) Efendimize it-tiba edip sünnet-i seniyyeyi yerine getirerek rıza bulunmayan bid'atlardan dahi kaçınmaktır.
Bid'at, her ne kadar şafak aydınlığı gibi görünmekte ise de; hakikatta onun ne nuru vardır, ne de ziyası. İlletliye ondan şifa da gelmez. Dertlere deva da olmaz.
Nasıl anlatıldığı gibi olmasın ki? Bid'at ya sünneti kaldırır; ya da üzerinde durulmayıp sessiz geçilen bir şeydir. Sessiz geçilen bir şey ise... mutlaka, sünnet üzerine fazladan gelir. O zaman, hakiki manası ile sünneti kaldıran bir iş olur. Zira, nass üzerine zaid gelen bir şey, onu neshedip kaldırır.
Bid'at sünneti kaldırdığı, onu nakzettiği için ne hayır vardır; ne de güzellik. (Yani: Hasene olması yoktur). Keşke bileydim, bid'at-ı muhdese için:
-Kasene...
Hükmüne nereden varmışlardır?..
Hem de kemal üzere olan ve nimetlerin de tamam olduğu bir dinde.
Hiç mi bilmezler ki, ikmalden, itmamdan, rızanın husulünden sonra yapılan bir ihdas; güzel olmaktan yana çok uzaktır.
Bir ayet-i kerime meali:
"Haktan sonra, dalâletten başka ne vardır?"(10/32)
Eğer bilmiş olsalardı ki: Kemal üzere olan bir dinde; muhdes bir şeye güzel hükmünü vermek onun kemalini gidermeyi gerektirir; nimetin dahi tamama ermediğinden haber verir; elbette öyle bir şey yapmaya cür'et edemezlerdi.
Bir ayet-i kerime meali:
"Rabbimiz, unutup yanıldıysak; bizi muaheze etme."(2/186)
Selâm size ve yanınızda bulunanlara.
***